Ulkede перевод на португальский
221 параллельный перевод
Ülkede işler iyiye gidiyor gibi görünüyor.
As coisas parecem estar melhorando no país.
Tüm o çocuklara ulaşamam. Ülkede binlerce çocuk sana tapıyor.
Não consigo chegar a todos, a milhares que veneram heróis por este país.
Ülkede, yumrukla bu haklar arasindaki farki anlayabilecek birisi yoksa... bu tip kurallar o ülkede bir ise yaramaz.
Näo vamos ter um país que faça estas regras funcionar, se näo temos homens que saibam distinguir os direitos humanos.
BİR ZAMANLAR UZAK BİR ÜLKEDE
ERA UMA VEZ NUMA TERRA DISTANTE, UM
Ülkede Corrodi'yi takip ederken bu parayla geçinmeyi düşünüyordu.
E resolveu viver dele enquanto seguia Collodi pelo país.
Ülkede en güçlü muhalefet grubunun başıdır.
É o chefe mais influente do maior partido da oposição.
" Ülkede giriş çıkış sistemi uygulamaya konuldu...
" O sistema de eclusas do país tinha sido posto em operação...
Ülkede 100'den az makinalı tüfeğimiz var.
Temos menos de 100 metralhadoras no país.
Ülkede çok az sayıda Habeş var.
Há muito poucos etíopes no país.
Ülkede de haklarından geliyoruz.
Vamos ajustar contas em casa também.
Ülkede tam anlamıyla bir karmaşa yaşanıyor.
Estamos perante um autêntico cenário de carnificina.
Ülkede toplu cinayetler işleniyormuş ve halkın güvenli bir yerde saklanması isteniyor.
Disseram que há assassínios em toda a parte e que as pessoas devem abrigar-se.
Ülkede 10 milyon kadın var ve hiçbirini ayarlayamıyorum.
Dez milhões de mulheres neste país e não me consigo envolver com nenhuma.
Ülkede var olan endüstri kollarında devreye gireriz. Şu anki ilgi alanlarımız, tarım, madencilik eğitim orman endüstrisi ve bilimsel inceleme.
Intervimos nos setores da indústria, quando esta existe, nos interessamos pela agricultura, mineração, a educação,
Fakat Brezilya'da bulundunuz. Ülkede işkence olduğunu biliyordunuz.
Porém sabe que a tortura existe no Brasil.
Ülkede, muhtemelen Birinci Dünya Savaşı'nın sebep olduğu bir bıkkınlık havası vardı.
Foi um período de grande declínio, provavelmente devido aos esforços excessivos durante a Grande Guerra.
Ülkede bulunan herkes, Filipinliler, Amerikalılar...
A todos, todos os filipinos e americanos no país...
Ülkede her şehirde gösterilmesi zorunlu bir film vardı. The Eternal Jew.
Um filme que tinha de ser exibido em todas as cidades holandesas era "Der ewige Jude" ( O Eterno Judeu ).
Ülkede bulunan sivil halk ve askerler ne olup bittiğinin farkında değildi.
Os civis e soldados por todo o país não tinham conhecimento do que se passava.
Ülkede taşımak için iyi bir yol.
É uma boa forma de distribuir por todo o país.
- Ülkede fazladan biri olsun ister misiniz?
Você não vai querer isso.
Ülkede huzursuzluk tırmanmış durumda.
A inquietação reina nesta terra com tantas mudanças no poder.
- Ülkede yığınla aile var!
- O país está cheio de famílias!
Ülkede bulunuşunun kanuna aykırı olduğunu söylüyorlar.
Disseram que estás no país ilegalmente.
Ülkede olduğunu biliyorum. Onu bugün gördüm.
Eu sei que ela está no país, Sra. Mancini.
Ülkede biraz huzur bul.
Que tinhas encontrado uma certa paz.
Ülkede bulunan her müzenin durumunu gördüm.
Vi-o em muitos museus de outras cidades.
Ülkede her şey birbirine girmiş durumda ve kendi ödleklikleri yüzünden ailelerinin vurulmasını ya da kamplara gönderilmesini istemiyorlar.
Está uma loucura no país deles e não querem que seus parentes sejam mortos... ou colocados em campos porque seus filhos foram covardes.
Ülkede hala köle satılan bir tek burası kaldı. Hadi.
Este é o último lugar no país onde ainda se vendem escravos.
Ülkede, bütün iyi, kanunlara saygılı kiliseye giden her siyah insan için zararlı, bence.
Ele é um desserviço para todo bom, obediente à lei,..... americano de ir a igreja Negro no país.
İdamsız devrim mi? Ülkede beni alay konusu yaparlar! Ama...
Uma revolução sem execuções?
Ülkede teröristler bulunuyorsa, bu politik bir boşluktur.
Se foram terroristas estrangeiros, pagaremos caro politicamente.
Evlat, Berlin'deyken, nihayet mutlu bir Alman halkı gördüm. Ülkede iş, aş, ve onur var. Liderlerini de çok seviyorlar.
Meu caro rapaz, em Berlim vi, finalmente, alemães felizes, com emprego, comida, orgulhosos da pátria e amantes do líder.
Ülkede bir sürü yabancı var.
Este país está infestado de estrangeiros.
ÜLKEDE YAŞAYAN YABANCI
ALHEIO
Ülkede zaten yeterince "gerçek" var.
Realidade temos nós de sobra em nossas casas.
Ülkede bunu yapabilecek tüm korsanları istiyorum. Hepsini sorguya çekin, derhal.
Quero todos os hackers do país, que possam ter feito isso interrogados, agora.
İşte, bak. Ülkede bulabildiğim tek güvenlik sistemi şu anda Sosyal Güvenlik İdaresi şablonunda çalışıyor.
O único sistema de segurança no país que achei, empregando, esse tipo de modelo, é o sistema da Previdência Social.
- Ülkede biraz sorun yaşanıyor?
Uma guerra. Fazes alguma ideia?
Ülkede bir ev.
Uma casa no campo.
Ülkede bireyler olarak bir ahlak kriziyle karşı karşıyayız.
Enfrentamos uma crise moral.
Ülkede ne kardeşim, ne de yakın akrabam vardı.
E não tinha irmãos, irmãs ou parentes chegados naquela região.
Ülkede bol bol yitecek var ama Louis hepsini orduya gönderiyor.
Há comida aqui, mas o Luís manda-a toda para as tropas.
Ülkede sonsuza dek kalabilecekler.
Entrando no país, poderão cá ficar para sempre.
Ülkede bu durum yüzyıllardır böyle.Veya daha fazla.
Faz séculos que neste país está tudo igual ou pior.
Ülkede iç karışıklık- - Sıkıcı!
- Violência domestica... - Chatice!
Ülkede, Seattle dışındaki tüm eyalet ve şehirleri vurabilirler.
Podem atacar qualquer sítio do país, à excepção de Seattle.
Ülkede yolculuk ederken oldukça iyi program sunabilecek adamlar görüyorum.
À medida que viajo pelo país, vejo na TV pessoas que dariam bons apresentadores de concursos.
Ülkede bu işten anlayan 10 kişiden birisin. Bir şey soracağım.
Certo, desabafa comigo.
Ülkede en fazla sayıyı ben yaptım, ama hiçbir takıma seçilmedim.
Pus todo o país a ver-me correr e marcar, mas ninguém me recrutou.
ZENGİN BİR ÜLKEDE AİLELER, UMUTSUZ YOKSUKLUKTA YAŞAMAMALI
Numa terra de grande riqueza, as famílias não podem viver na mais infame pobreza.