Usûlü перевод на португальский
922 параллельный перевод
Nevada usûlü.
É um cavalo selvagem do Nevada.
Hadi bir kase çin usulü balık söyleyip gösteriyi yeniden yazalım.
Vamos por um tigela de chop suey, e reescribiremos o show.
Bana hatırlatta san eski kızılderili usulü çayır köpeğinin nasıl pişirildiğini göstereyim..
Lembre-me como aprendii uma maneira índia de cozinhar cachorro.
Viyana usulü.
É tão vienense.
Sonra yemek olarak, bence, önce St. Jacques usulü istiridye.
Depois para comer, acho que Coquille St. Jacques para começar.
Ordu usulü mü?
Como no exército?
Garaj usulü.
Estilo garagem.
Japon usulü.
Estilo japonês.
"Bask usulü istakoz"
"Caranguejos à bascaína"
Bak Jordy... Yaşamanın bir adabı vardır, tanıdıklarıyla uyum içinde... doğru ve mutlu yaşamak isteyen insanlar bilir ki... her işi yapmanın bir usulü vardır.
Olha, há maneiras de viver, há maneiras de fazer as coisas... que as pessoas seguem quando querem viver bem e felizes, no conforto da sua gente.
Truvali dostum, Sparta usulü bir ikna sekli kullandin :
Usou uma técnica de persuasão espartana comigo :
Çayı İngiliz usulü içmeyi seviyor.
Toma como os ingleses...
- Taşra usulü domates.
- Tomates a Provençal.
En çok taşra usulü domateslerini özleyeceğim. - Çok iyiydi.
O que mais vou sentir falta são seus tomates Provençais.
Pelteler, çikolatalı keklerler ve Boston usulü kremalı pasta, kirazlı turta...
Croissants recheados, éclairs de moka, tartes de creme, de cereja...
Seraphina usulü sebzeli tavuk pişirmiştim.
Perdeu o guisado de frango à la Seraphina.
Dostlarım, hep beraber, Bay ve Bayan Michael Corleone'ye Nevada usulü teşekkür edelim!
Levantem-se, deixem que vos vejam. Minha gente, quero que se unam a mim a agradecer ao Sr. E à Sra. Michael Corleone.
Dostluğumuzu İbrani usulü kadehleri kaldırarak perçinleyelim.
Selemos a nossa amizade eterna com seu belo brinde hebreu.
Usulü böyledir, değil mi?
É assim que se faz, não é?
Usulü böyle.
É assim que se faz.
Bir çeşit Fransız usulü balık güveci.
Uma espécie de bouillabaisse francesa.
Bir oyun oynayalım, Roma usulü pingpong. İki uygar senatör gibi.
Vamos jogar uma partidinha de pingue-pongue romano... como dois senadores civilizados.
Roma usulü...
Pingue romano...
Buna "Roma usulü" demelisin.
É suposto você dizer : "Pongue romano".
Roma usulü pingpong.
Pingue-pongue romano.
Ama, karımın yaptığı Bercy usulü antrikot da hiç fena sayıImaz.
Mas o entrecosto Bercy que a minha mulher faz também não é nada de se deitar fora!
Batı usulü olduğunu söylemiştik.
Dissemos estilo Ocidental.
Eğer biraz biftek varsa, size Auvergne usulü harika bir tane pişirebilirim.
Se tiverem alguns bifes, eu cozinho-os para vocês ao estilo de Auvergne.
Belki bunu Çin usulü yapabiliriz?
Que tal uma cerimónia chinesa?
Rouen usulü ördeği tavsiye ederim.
Recomendo o pato à rouennaise.
Rouen usulü ördek...
Vejamos... "Pato à rouennaise..."
Öyleyse size, Septime usulü koyun ayağı dolması hazırlayacağım.
Oiça... Nessa altura, preparo-lhe pé de carneiro recheado à moda do Septime!
Kaplan dedi ki, bundan sonra her şeyi Japon usulü yapmalıymışsın.
O Tigre disse que, a partir de agora, tens de fazer tudo à maneira japonesa.
Hiç Gürcü usulü buz gibi nane likörü içmiş miydin?
Já tomou um julepo de hortelã-pimenta bem frio, à moda da Geórgia?
Çevirme usulü pişti.
Delicioso. Ou o cabrito assado.
İlişki, İtalyan usulü.
Relaçöes sexuais ao estilo italiano.
Eğer Mike Nordstrom'u getirdiğini bilseydik tencerede Yanki usulü rosto yapardık.
Se tivessemos sabido que ias trazer o Mike Nordstrom, teriamos feito um assado tipicamente americano.
Bir nevi ipten yapılma yatak biçiminde Çin usulü işkence tertibatı.
É uma espécie de máquina de tortura chinesa. Gostava de queimá-la.
Belçika usulü yeşil salata istiyorum.
E uma salada belga de endívias.
- Avukatların usulü vardır...
Os advogados arranjam sempre forma de...
Şafak Soslu, Lekeli pilâva yatırılmış Mozart usulü kerevit.
Lagosta à la Mozart em leito de arroz à la Sully, com molho Aurora.
- Bu işin sırrıdır. Kiev usulü tavuktur.
Quer um conhaque?
Frank'e İngiliz usulü pişmiş yumurtalı ve Kanada usulü... domuz pastırmalı sandviç... ve büyük bir bardakta taze sıkılmış portakal suyu getir.
Traga a Frank dois ovos fritos e um Muffin inglês... Com bacon canadense... E uma jarra de sumo de laranja fresco.
Eğer Amerika'da yaşamamış olsa bu kadar erkeksi bir tepki vermezdi. Tepkisi daha Fransız usulü, daha kadınsı olurdu.
Um inglesa que não viveu nos Estados Unidos diria algo como "Posso chamar meus assessores".
Bu İngiliz Donanmasının ortak usulü plesiosaurus mu, Mr. Olson?
Plésiosaurio é um prato comum na marinha inglesa, sr. Olson?
"Meyve salatası, doğu usulü sığır eti, pirinç, havuç... kahve, dondurmalı elma turtası."
Macedônia de frutas, carne oriental com arroz e cenouras... Café, bolo de maçã. Tem uma Letra muito bonita.
Eski usulü hatırlayıp çocuklarımıza öğretmeliyiz.
Temos que nos lembrar dessas coisas e transmiti-las às nossas crianças.
Eski usulü unutmuşlar onlara yardım için, kim olduklarını anlatmak için.
Não se lembram da maneira antiga para os ajudar a saber quem na verdade são.
Elizia usulü işkenceye...
À marca de tortura da Elizia?
- Hakladık, İtalyan usulü.
- Foi uma típica chacina italiana!
Usulü böyle General.
Claro, uma mera formalidade, Herr General.