Uzaktan перевод на португальский
3,348 параллельный перевод
Ekininizle uzaktan yakından alakamız yok.
Não estamos interessados na plantação.
- Hayır, kapım anahtarsız. Uzaktan kumandalı.
- Não, tem corrente, controle.
Uzaktan bilgisayarlarına sızmanın bir yolu yok mu?
Não há como hackear à distância?
Anne ayı uzaktan uyarıyor.
A progenitora lança um aviso.
Ve kıskançlıktan araya uzaktan maydanoz olan birileri olmasa oda tutacaktım.
E já o teria feito se não tivesse dois idiotas, a tratar da minha vida.
- Uzaktan kumanda nerede?
Onde está o comando?
Kalp piline, o numarayla uzaktan erişilebiliniyor.
Pode aceder-se remotamente com esse número ao seu pacemaker.
Kalp piline uzaktan erişilebiliniyor.
O seu pacemaker pode ser acedido à distância.
Impulse onu mağaraya götürdü onu tüm güvenliği uzaktan hekleyip atlatacağı yere.
O Impulso levou-o até à caverna. Onde remotamente invadiu e desactivou toda a segurança.
Kablosuz olarak termostata bağlıymış ve biri uzaktan ana sistemi bir virüs ile etkilemiş.
Está ligado ao termóstato pelo wifi, e alguém remotamente, infecta todo o sistema com um vírus.
Uzaktan kontrol sisteminde bir problem yok muydu, tatlım?
- Não sei. Querido, não houve um problema de troca de sistemas?
Hayır, uzaktan kontrollü.
Não, é remoto.
Uzaktan kumandalı lazer işaretleyicilerden mi?
Por um apontador laser remoto? Não.
Telefonu uzaktan kapattı.
Ela desactivou o telemóvel remotamente.
Epey uzaktan bir akraba gibi hissetmeye başladım.
Estou a começar a sentir-me como um primo afastado.
Eğer beni uzaktan seveceksen tek yapabileceğim seni sevmek.
Sinto que se me amas à distância, então o mínimo que posso fazer é amar-te de volta.
Uzaktan yakından. Orada da vampir normal bir insana âşık oluyor.
- O vampiro apaixona-se por...
Tamam, demek bu adam çalıntı bir kamyonet kullanıp kurbanı uzaktan takip ediyor
- Certo. Este homem usa um camião roubado para seguir a vítima até um lugar distante, então bate, captura e foge.
QT-KT, bu bobin uzaktan kumandalı bir mıknatıs.
QT-KT, esta mola é um íman controlado remotamente.
Seattle'da uzaktan eğitimle UCLA'e giden 21 yaşında biriymiş.
21 anos, aluna da UCLA, estava em Seattle para uma corrida.
Uzaktan halledilemez.
Não pode ser no campo inimigo.
Uzaktan erişim sağlıyorum şu an.
A começar o acesso remoto.
Yani biz kılıçlar ve misket tüfekleriyle dolanırken onu jetleri ve uzaktan kumandalı uçakları olacak.
Enquanto os outros andam com espadas e mosquetes, ele terá jatos e aviões telecomandados.
Takip cihazlarının uzaktan kumandaları olmadığına göre, hayır.
Não, a não ser que os localizadores venham agora com detonadores. Uma bomba.
Gariptir ki, uzaktan kumandalı araba düğmesine bağlı bir anahtar var ama bu bir araba anahtarı değil.
É estranho, há uma chave no porta-chaves com um botão de fecho centralizado, mas definitivamente não é uma chave de carro.
Ben bu uzaktan kumandalı keskin nişancı silahlarına yabancıyım da...
Sei pouco de espingardas operadas à distância.
Onu kaçıran kişi, işi insanları öldürmek olan ve bu işi uzaktan kumandalı keskin nişancı tüfeğiyle yapabilecek kadar profesyonel biri.
Alguém a tem. Um matador profissional, bom o suficiente para fazer isto com uma espingarda à distância.
Babama bakacağım, o beni yanağımdan öpecek ondan ayrılıp bir an duracak ve Ben'e doğru adım atacağım siz de Jackson'la uzaktan göz göze geleceksiniz.
Olho para o meu pai, ele dá-me um beijo, afasto-me dele, respiro fundo, vou em direcção ao Ben e tu e o Jackson trocam olhares.
Sanırım ilk defa alçak gönüllülükle uzaktan akraba olan bir laf ettin.
Acho que é a primeira vez que o oiço a dizer algo remotamente modesto.
Flynn'in ününü göz önüne alınca bu tutulma çok uzaktan başladı.
A sua paixão provavelmente começou de longe, considerando o status de celebridade do Flynn.
Çığlıkları yirmi fersah uzaktan duyulabilirdi.
Os gritos podiam ser ouvidos a quilómetros de distância.
Şef, bu aleti patlatacak uzaktan kumanda.
Capitão, o controlo remoto para detonar o dispositivo.
Tanker uzaktan kumanda ediliyor.
Este tanque é um drone, dirigido por controle remoto.
Geri kalan temsilcilerin uzaktan uzağa inandırıcı gözüken birkaçı arasında gözle görülür biçimde artan bir direniş var.
Entre os poucos Representates restantes que parecem remotamente possíveis... há um perceptível aumento na resistência.
- Uzaktan mı geliyorsun?
Veio de longe?
Uzaktan daha iyi görüyorum.
Vejo melhor ao longe.
Bunun için çok uzaktan geldim.
Vim de demasiado longe para outra coisa.
Birim 08 uzaktan destek görevi yapacak.
Unidade 08 atuará como suporte.
Birim 08 yükselti sorunları yaşadığından, sana atmosfere girişten önceki sadece 96 saniye için uzaktan destek verebilecek.
A Unidade 08 está abaixo da altitude, por isso só poderá ajudar-te nos 96 segundos até à reentrada.
Uzaktan kontrol ve bağlantı sistemlerini aktifleştirin.
A ativar controlo remoto e sistemas de bloqueio.
O sanki 15.000 kilometre uzaktan gelen deprem dalgalarını tespit eden makineler gibiydi.
Ele era como... como uma dessas máquinas que registam os terramotos a 10 mil milhas de distância.
Ve oradan, insanlardan uzaktan Devler belası inecek.
E por ele, contrariando o poder dos homens, desceu uma praga de gigantes.
Sonra çekirge gibi zıpladım, parmak uçlarımda yürümeye başladım ve insanları kurabiye yerken uzaktan seyretmeye başladım.
Então saltei como um gafanhoto, Caminhei nas pontas dos pés, E olhei como todos os outros Comiam as suas bolachas.
Onun, o şeyin bir Avcı ile uzaktan yakından ilgisi yok.
Aquilo é muito diferente de qualquer detector que já tenha visto.
Senin, uzaktan yardımına ihtiyacımız olacak.
Queremos a sua ajuda para comandar esta coisa a distância.
Dörtte bir hızda, uzaktan kumandalı.
Um quarto da velocidade, controladas remotamente.
Uzaktan komutalı bir araç, Indus Vadisi'nde ses dalgaları algıladı.
Um drone apanhou registos de voz no Vale do Indo.
- Davulun sesi uzaktan hoş gelir.
- A relva é sempre verde, portanto...
"Uzaktan Gerçekleşen Korkutucu Eylem" i anlatayım mı sana yine?
Devia falar-te sobre a acção fantasmagórica à distância?
Hiçbirisinin gerçekle uzaktan yakından alakası yok.
Desde então que não tenho feito nada.
- Uzaktan kumanda düştü.
O controlo remoto caiu.