Uzunluk перевод на португальский
79 параллельный перевод
İki buçuk metrelik bir uzunluk demek. 8 ayaktan fazla.
Mais de 8 pés!
Uzunluk, genişlik ve yükseklik.
Comprimento, largura e altura.
Şimdi, ağırlık ve uzunluk ölçüleri.
pesos e medidas.
Uzunluk...
Comprimento...
Benim sevdiğim uzunluk bu.
É dele que me vem a força.
Uzunluk ve genişliğe sahipler, ama yükseklikleri yok.
Têm seno e co-seno, mas não volume.
Hala oyuncuları aklımdan çıkaramıyorum. Uzunluk bir erkekte aradığım tek özellik değil. Ne güzel dev gibi boyları vardı.
Ainda não esqueci aqueles jogadores.
Uzunluk erkeklerde olduğu kadar kadınlar içinde avantajdır.
A altura é uma vantagem para as mulheres tal como para os homens.
Arşın bir uzunluk ölçüsü mü?
Um cúbito é uma distância, não é?
Dirsekten parmak ucuna olan uzunluk.
Do cotovelo à ponta dos dedos.
Erkekler uzunluk konusuna önem verir, biliyor musun? Kadınların ağırlık konusuna önem verişi gibi.
Os homens preocupam-se com a altura, tal como as mulheres com o peso.
Eğer Cruella De Vil çiziyorsa uzunluk odur.
Se a Cruella De Vil o desenhou assim, o comprimento agora é este.
Uzmanlık alanım bu, uzunluk.
É essa a minha especialidade, o comprimento.
Her tür oyuna hazır, uzunluk en az 20 santimetre, çapı...
"para se entregar a toda a espécie de brincadeiras." - "Comprimento mínimo : 20 cm..."
Birinci boyuta "uzunluk" diyelim...
Vamos chamar uma dimensão "comprimento"...
İki boyut olunca, "uzunluk" ve "genişlik" olur.
E representará uma única linha.
"Uzunluk", "genişlik" ve "derinlik".
Comprimento, largura e profundidade.
Uzunluk.
Combinado.
Uzunluk olarak... Bir kilometreden fazla değil.
Uma distância de não mais do que... um quilómetro.
Bir uzunluk ölçüsü birimi? Üç harfli.
Unidade de medida de superfície agrária, com três letras.
Kollar da, uzunluk da harika!
Nas mangas e no comprimento.
Tam olarak cüce değil, ama zar zor uzunluk koşuluna sahip, ve siyah.
- Não é bem anã, mas mal tem a altura mínima exigida, e é negra.
Sonra uzunluk ile kalınlığı ölçüp, matematiksel denklem ile kombine edip Billy ile bahsi sonlandıracağız.
Medimos o comprimento e o perímetro e combinamo-los numa equação do Billy.
Uzunluk, 23 santim, kalınlık, 11 santim.
Comprimento, 22,80. Perímetro, 11,40.
- Bu ideal ebatlara sahip bir yol.25m yükseklik, 25m genişlik ve 250m uzunluk.
Esta rua é conhecida por ter a proporções ideais Tem 25 m de altura, 25 m de largura e 250 m de cumprimento
İmparator Jate'in burnundan parmak ucuna olan mesafeyi tanımlamak için kullandığı uzunluk ölçüsü nedir?
Rodrick, que unidade de medida se diz ter sido definida pelo Imperador Jate como sendo a distância da ponta do seu nariz à ponta dos dedos?
M1 A1, UZUNLUK, ÇAP
M1 A1, COMPRIMENTO, CALIBRE
60 fit, vücudunun dayanabileceği maksimum uzunluk.
18, é a máxima distorção que o teu corpo consegue aguentar.
Güzel, çünkü suçlumuzun bütün fiziksel boyutlarını istiyorum boy, bel genişliği, ayak bileği ile kasıkları arası uzunluk dahil mümkün olan her şeyi.
Óptimo. Porque quero todas as dimensões físicas do suspeito. Altura, peso, medidas, tudo que me puderes dar.
Uzunluk L ve kesit alanı A. Yatay yay olarak düşünebiliriz. Uzama esnekliği tele uygulanan kuvvetle doğru orantılıdır. Elastik modül ile ters orantılıdır.
Comprimento L e área transversal A, tratamos como uma mola linear, cuja extensão é linearmente proporcional à tensão, com um factor constante, o inverso do seu modo de elasticidade.
Ne düşüneceğimi bilmiyorum. Sanırım uzunluk ve yapı itibariyle benzer sayılırlar.
Quer dizer, a altura e peso são semelhantes.
Uzunluk olarak büyük değil.
"Grandes" não em altura.
İşte sebebi uzunluk, derinlik ve hız arasındaki bağlantıyı kuramaması.
Porque ele não consegue relacionar o tamanho, velocidade e distância.
Bu yeterli uzunluk ne kadar ki?
Há quanto tempo é tempo suficiente.
Kafanın arkasındaki belirsiz uzunluk, 3.8 cm genişliğinde yaklaşık 450 kg gücünde.
- Atrás, comprimento indeterminado. Largura de 3,8 cm, aproximadamente 500 kg de força.
- Uzunluk meselesi mi? - Hayır.
- É uma questão de comprimento?
60 cm uzunluk ve 30 cm çapında, metalik bir silindir.
Um cilindro metálico, 60cm de altura, 30cm de diâmetro.
Bir şey için, milimetrenin milyonda biri kadar bir uzunluk oldukça şaşırtıcı bir olay.
Impressionante para algo que tem apenas um milionésimo de milímetro de diâmetro.
Uzunluk çok önemlidir.
O comprimento é muito importante.
Hiçbir fikrim yok. Yükseklik uzunluk ve genişlik çarpımı?
É o comprimento vezes a largura vezes a altura a dividir por dois.
Başlangıçta, tüm boyutların birbirine bağlı olduğunu düşünebiliriz. Büyük Patlama sırasında ; uzunluk, genişlik ve derinlik olarak bildiğimiz üç boyut ve zaman olarak bildiğimiz bir zamansal boyut dağıldılar.
Então, podemos imaginar que no início todas as dimensões estavam baralhadas e, durante o Big Bang, três dimensões espaciais, as que conhecemos como alta, baixa e morte.
Uzunluk ve genişlik boyutlarını ölçeceğiz. Orta kısımdan giriyorsun.
Vamos medir o comprimento e a largura e tu entras para o centro.
Yazılım, fotoğrafı çekenin boyunu belirlemek için uzunluk analizi algoritmasını kullanıyor.
O software usa análise de algoritmos de altura para estimar a altura do fotógrafo.
Lineer olmayan logaritmik regresyonunun çevre uzunluk tahminlerinin standart T katsayısı da dahil olmak üzere...
A variável dependente prevê o aumento da colinearidade dos termos ordenados, e a razão T padrão para os perímetros da regressão logarítmica não-linear.
21 m. uzunluk ve 12 m. yüksekliğiyle Alamosaurus'lar 30 ton ağırlığa ulaşabilmektedirler.
Com 22 metros de comprimento e uns impressionantes 12 de altura, o Alamossauros pesa até 30 toneladas.
İlk başta bilmiyordum ta ki çok fazla restriksiyon fragment uzunluk polimorfizmi buluna kadar.
Ao princípio não sabia, até conseguir muitos fragmentos polimorfos restritivos.
Çizgi ve uzunluk.
Yardley.
Çizgi ve uzunluk.
Pontaria e comprimento.
Saçı kökünden ucuna kadar ölçersem uzunluk da tutuyor.
E não só, se medir desde o topo da cabeça até ao fim do cabelo... temos uma correspondência.
Ama başka bir tür uzunluk daha vardır :
Mas existe um outro tipo de extensão.
Zamanda uzunluk.
Uma extensão no tempo.