Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ U ] / Uğraşıyoruz

Uğraşıyoruz перевод на португальский

1,049 параллельный перевод
Her hafta bununla uğraşıyoruz.
É sempre o mesmo todas as semanas.
Biz de bunun için uğraşıyoruz.
É para aí que estamos a apontar.
Politikacılarla uğraşıyoruz. 'Adama, filo tamamen panik halinde.
Adama, a frota está completamente em pânico.
Ön tekerlek çatalıyla uğraşıyoruz.
Os garfos da frente continuam a dar trabalho.
Bunu gizlemek için mi uğraşıyoruz?
Tanto escândalo por uma arma?
Nasıl evrimleşerek geliştik? Şimdi de yaşamın kaynağındaki esrarı keşfetmeye uğraşıyoruz.
Como é que a vida evoluiu de maneira a produzir, seres tão elaborados e complexos como nós, que somos capazes de explorar o mistério das nossas próprias origens?
Sanırım boşuna uğraşıyoruz.
Estamos a andar em círculos.
Uzun zamandır uğraşıyoruz değil mi?
Talvez estejamos a trabalhar muito?
Birleşik Devletler Başkanıyla uğraşıyoruz.
Estamos a lixar o Presidente dos Estados Unidos!
Tüm giriş noktalarında sınır devriyemiz var tüm barikatlarda da. Ancak diğer yerleri kapatmaya uğraşıyoruz.
Temos patrulhas de serviço, em todos os postos de controlo e em todos os bloqueios na estrada, mas estamos a espalhar-nos para cobrir todas as áreas.
Son derece tehlikeli bir suçluyla uğraşıyoruz. Bunun farkındasınız değil mi?
Estamos a tratar com um criminoso muito perigoso, madame.
- Bir yıl. İki yıldır uğraşıyoruz. - Kime oy verdiğin önemli değil.
Levamos dois anos intentando-o.
İşle igili çok, çok büyük bir şeyle uğraşıyoruz.
Estava envolvido no trabalho. Em algo grande, muito grande.
Öyle bir şeyle uğraşıyoruz ki kolaylıkla tehlikeli bir silaha dönüştürülebilir.
Estamos a lidar com uma coisa que pode ser transformada numa arma terrível.
Bu kez bize benzer insanlarla uğraşıyoruz.
Tu és um escocês.
Boşuna. Saatlerdir uğraşıyoruz.
- Estamos tentando há horas.
Henüz değil, ama uğraşıyoruz.
Não, ainda não, mas estamos a tratar disso.
Ve hâlâ uğraşıyoruz, aptal gibi.
Mas continuamos a tentar, como uns idiotas.
Birkaç sağır çocuğun yaşama daha iyi bağlanabilmesine uğraşıyoruz.
Tentamos apenas ajudar os miúdos surdos a viverem melhor.
Negatif eğlence potansiyeliyle uğraşıyoruz.
Aqui há potenciais negativos.
Neyle uğraşıyoruz?
Com o que estamos a lidar?
Bizimkilere benzemiyor ama bir sürü gemiyle uğraşıyoruz.
Não parece dos nossos, mas lidamos com tantos navios.
Bir ihtiyarın elinden kamerayı almak için neden beş kişi birden uğraşıyoruz ki?
Por que precisamos de cinco homens para tirar uma câmara a um velhote?
Onlarla gündüz uğraşıyoruz.
Tratamos dos fogos de dia.
Bir hafta içerisinde 30 cinayetle uğraşıyoruz.
Temos 30 homicídios por semana.
Bombayla niye uğraşıyoruz ki?
Porquê incomodarmo-nos com uma bomba?
Bu bizim için gerçekten yeni bir şey... ama doğanın temel güçleriyle uğraşıyoruz.
Este terreno é novo para nós, mas estamos a lidar com forças da natureza.
Evet, Hala uğraşıyoruz.
- Ainda estamos a decorá-la.
Bu çocukları uyuşturucudan uzak tutmak için çok uğraşıyoruz.
Estamos a tentar tanto manter essas crianças longe das drogas.
Niye böyle saçma şeylerle uğraşıyoruz ki?
Porque temos de passar por esta treta?
Bardağı kanıt saymamaları için uğraşıyoruz.
Tratávamos de pôr o copo fora de prova.
Yani her gece boşu boşuna mı uğraşıyoruz?
Quer dizer que estivemos a fazer aquilo todas as noites para nada?
Az çok, her zamanki işlerimizle uğraşıyoruz, sadece ters yapıyoruz.
Fazemos coisas no palco que deveríamos fazer fora dele.
- Neden uğraşıyoruz ki?
Porque é que nos preocupamos?
Seni sevmem bir yana Laura, zamanımızı senin sorunlarına harcadık, biliyor musun, hâlâ bunlarla uğraşıyoruz.
Por mais que te ame, Laura,... na maior parte do tempo, estávamos a resolver os teus problemas. E queres saber? Continuamos a resolver.
Diğerleri için hala uğraşıyoruz.
Faltam 2.
Uğraşıyoruz, beş dakika içinde yayını kesiyoruz!
Entraremos em 5 minutos.
Şu an bir savaştayız, ve böyle bir sorunla uğraşıyoruz.
Nós estamos em guerra e como tal trataremos o problema.
- Onunla uğraşıyoruz.
- Nós estamos em cima dele.
Bizler hiçbir sınırın engelleyemeyeceği, insan taşıma işiyle uğraşıyoruz.
Temos efectivamente uma missão importante : assegurar o transporte de pessoas independentemente de fronteiras.
O kadar uğraşıyoruz, ama hala kendimizi yok edemedik.Çok ilginç.
Toda esta decadência e ainda não explodimos o planeta. Espantoso!
- Earle'ün satranç maçıyla uğraşıyoruz.
O jogo de xadrez do Earle é a maior preocupação.
Biz sokaklarda kıçımızı yırtıp... bu silahları dolaşımdan kaldırmaya uğraşıyoruz, onlar dönüp dolaşıp karşımıza çıkıyor.
Nós apanhamo-las... guardamo-las e eis que aparecem de novo.
- Kramer, şu anda bir şey yapıyoruz. - Burada iş ile uğraşıyoruz. - Tabii, devam edin.
Kramer, estamos no meio de um trabalho.
Kararı Temyiz Mahkemesine götürmek için uğraşıyoruz.
Todo o meu gabinete está empenhado no teu recurso.
Nereye gidiyoruz anlamıyorum... Ne diye hala uğraşıyoruz?
Não percebo para onde vamos... ou porque é que nos importamos.
Dünyada cinayetle uğraşıyoruz.
Aqui, na Terra, lidamos com um homicídio.
İki saattir onunla uğraşıyoruz.
Ficámos lá duas horas.
Şuna bak nelerle uğraşıyoruz!
Por favor, não me incomode.
Burada Buck seks yapmak, istesin diye uğraşıyoruz.
Queremos motivá-Io a ter sexo.
Uğraşıyoruz.
Estamos a tentar.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]