Vaziri перевод на португальский
137 параллельный перевод
- Erken açtınız Bay Vaziri.
- Abriu cedo, sr. Vaziri.
- Bay Vaziris aşağıda.
- O sr.Vaziri está lá em baixo.
- Bay Vaziri burada mı?
- O sr.Vaziri está aqui?
Bay Vaziri, röntgenleri çektiniz mi? Evet.
- Sr. Vaziri, tem os raios-X?
Bay Vaziri ve ben, Kunduz'un hangi silahla öldüğünü buluruz.
Eu e o Sr. Vaziri iremos descobrir exactamente que arma matou o Beaver.
Bay Vaziri, kalıntıların arasından hasarlı bir USB bellek çıkarmıştı.
Havia uma drive USB entre a metralha que o Sr. Vaziri removeu das ossadas.
Hayır, çekiçle değil, Bay Vaziri.
Não. Não pregou, Sr. Vaziri.
Buraya öyle çat kapı giremezsin. Müslüman stajyerimiz Arastoo Vaziri aksanı varmış gibi rol yapıyor.
O Arastoo Vaziri, o nosso estagiário muçulmano, tem fingido o sotaque.
Senin de ihtiyacın olmasın Bay Vaziri.
Também não devia precisar, Sr. Vaziri. - Obrigado por ter vindo.
Ön bulgular, Bay Vaziri?
- Descobertas preliminares, Sr. Vaziri?
Boynuzlara ne anlam veriyorsunuz, Bay Vaziri?
O que tem a dizer dos chifres, Sr. Vaziri?
Bay Vaziri'nin söylediği gibi, kemik.
Osso, tal como o Sr. Vaziri disse.
Bay Vaziri, siz kendi bölüğünüzü koruyordunuz.
Mas estava em mim também, quando puxei o gatilho. Estava a defender a sua unidade, Sr. Vaziri.
Bay Vaziri, spor takıntınız kesinlikle zihin çabukluğunuzu azaltacak.
Sr. Vaziri, a sua obsessão com o desporto, sem dúvida, diminuiu a sua acuidade mental.
Bay Vaziri, işini adliden kültürel antropolojiye değiştirdi.
Sr. Vaziri trocou a antropologia forense pela cultural.
Bu bir çok şey olabilir, Bay Vaziri.
Podem ser muitas coisas, Sr. Vaziri.
Ama tekrar bizimle olmanıza memnun olduk, Bay Vaziri öyle değil mi, Dr. Brennan?
Mas estamos muito felizes em tê-lo de volta, Sr. Vaziri, não estamos, Dra. Brennan?
Zaman yolculuğu imkânsızdır, Bay Vaziri.
As viagens no tempo são impossíveis, Sr. Vaziri.
Henüz cinayet olduğunu tespit etmedik, Bay Vaziri.
Ainda não provamos que foi assassínio, Sr. Vaziri.
Manucher Vaziri : Suriye vatandaşı.
Shahram Vaziri, do Partido Nacional da Síria,
Vaziri'nin mezhebi Şii.
Vaziri é devoto da Shia.
Zamanımız boşa gidiyor, Bay Vaziri.
- Está a desperdiçar o meu tempo.
Bay Vaziri, manubrium'un iç kısmında bir çentik buldu.
O Sr. Vaziri encontrou uma quebra no interior do manúbrio.
Bay Vaziri, bu işinizin bir parçası.
- Isto faz parte do seu trabalho.
Bu onur sizin olsun ister misiniz, Bay Vaziri?
Gostaria de fazer as honras, Sr. Vaziri?
"İnsan Kalıntılarının Kemik Ölçümüne Dayalı Analizinde Yeni Yöntemler" Yazar : Arastoo Vaziri.
"Novas Metodologias para Análise Osteométrica em Restos Humanos", por Arastoo Vaziri.
Bu Bay Vaziri'nin fikri mi?
Isto foi ideia do Sr. Vaziri?
Tebrikler, Bay Vaziri.
Parabéns, Sr. Vaziri.
Olabilir, ama kafatası kemiğinin yanındaki yatay kesik izleri çok şey gösteriyor, değil mi, Bay Vaziri?
Talvez não, mas os cortes lineares nas laterais dizem-nos muito, não é, Sr. Vaziri?
Sadece bir makale yazdınız, Bay Vaziri. Nobel Ödülü almadınız. Hodgins mi söyledi?
Foi um artigo, Sr. Vaziri, não o prémio Nobel.
Hallacı alın, Bay Vaziri.
É melhor que usar pinças.
Bay Vaziri acaba, ölüm nedenini gösterebilecek bir şey buldunuz mu?
Sr. Vaziri, já encontrou alguma coisa que possa indicar a causa da morte?
İşinizi yapın, Bay Vaziri.
Faça o seu trabalho, Sr. Vaziri.
Bay Vaziri'yi yalnız bırakmamalıydım.
Não devia ter deixado o Sr. Vaziri sozinho.
Dil kemiğinin tam olarak neresinde, Bay Vaziri?
Exactamente onde no hioide, Sr. Vaziri?
Bay Vaziri hala buradasınız.
Sr. Vaziri... ficou até muito tarde.
Gidip biraz televizyon izleyin, Bay Vaziri.
Vá ver um pouco de TV, Sr. Vaziri.
- Naseem Vaziri.
- Naseem Vaziri.
- Burada ne yapıyorsun Vaziri?
- O que fazes aqui, Vaziri?
Tahran geceleyin Vaziri ile temas kurdu.
Teerão contactou o Vaziri durante a noite.
Callen sabahleyin salındığında Vaziri onun için bekliyordu.
O Vaziri esperava o Callen quando ele foi solto esta manhã.
Tahran Vaziri'den Cherokee'nin gerçek bir CIA ajanı mı diye doğrulamasını istedi.
Teerão pediu ao Vaziri uma confirmação de que o Cherokee é espião da CIA.
Bu araba Vaziri'nin şirketlerinden birine kayıtlı.
Este carro é de uma das empresas do Vaziri.
Vaziri ve bir adam daha.
Vaziri e outro homem.
Denizden çıktığımda Vaziri havlumu elinde tutuyordu.
Quando saí, o Vaziri segurava a toalha.
Vaziri, Atley'in onlara verdiği ismi doğrulamaya çalışıyor.
O Vaziri quer confirmar que o Atley lhes deu o nome certo.
- Vaziri bugün seni de ziyaret etti mi?
O Vaziri também a visitou hoje?
- Hayır, Vaziri değil.
Não, o Vaziri não.
Şu anda onu kanıt olarak görmelisiniz, Bay Vaziri.
Neste momento, tem de olhar para ela como uma prova, Sr. Vaziri.
Bay Vaziri?
Sr. Vaziri.
Hayır, görünmediler Bay Vaziri.
Não, não apareceram, Sr. Vaziri.