Versus перевод на португальский
332 параллельный перевод
Amerika Birleşik Devletleri Duke Mantee'ye karşı.
Os Estados Unidos da América versus Duke Mantee.
Havadan sudan konuştuk, yemeklerden... tren ve uçak yolculuklarından falan.
O que fizemos foi conversar sobre diferentes tipos de comida viagens de comboio versus de avião, esse tipo de coisas.
Görünen o ki bu, Montague-Capulet benzerliği, iki parti lideri arasında alevlenen düşmanlığa bir parça etki edecek.
Parece que este toque Montecchi versus Capuleti não terá grande efeito na disputa que agora tem lugar entre os dois líderes do partido.
Hükümsüzlük ve fesih.
Vazio versus anulável.
- Öyle mi? - Adamla kurbağa karşı karşıya.
- Homem versus sapo.
Michigan eyaletine karşı Smith,
O Smith versus Estado do Michigan.
Electric Boat'a karşı Brindisi,
O Brindisi versus Electric Boat.
McClean'e karşı Urban Transport,
O McClean versus Urban Transport.
Davacı Deborah A, Kaye, davalılar St Catherine Labouré
Deborah Ann Kaye versus Hospital de St.
Kabul formunun fotokopisine itiraz ediyoruz 131.2. no.lu lndiana Eyaletine karşı McGee davasını emsal gösteriyoruz,
Oponho-me à cópia da ficha de admissão, e citamos McGee versus o Estado de Indiana, Estados Unidos 131.2.
Oliver ve Gavin'e, Brunswick Coal ve Kentucky arasındaki davayı başarıyla hallettikleri için.
Ao Oliver e ao Gavin por um belo trabalho no caso Kentucky versus Brunswick Coal.
Pis bir halk tuvaletine çiş yaparken yanında pisuvara işeyen adamla Tanrıyı veya Kafka'yı mı konuşacaksın ya da özgürlüğe karşı sorumluluğu.
Estamos a fazer xixi num urinol público nojento, e o tipo ao nosso lado aproxima-se e pergunta sobre Deus ou Kafka, ou liberdade versus responsabilidade.
" Stevic against Auster,
Stivic versus Auster.
Akademi Tiyatro Ödülü... şu an Hercules Versus the Martians`a doğru dönüyor.
Academy Award Playhouse... regressa com Hércules contra os Marcianos.
Springfield Halkı Kris Kringle'a Karşı davası için.
Você quer "Povo de Springfield versus Kris Kringle." - Na próxima porta.
Özellikle ayakkabılar arasındaki farklar konusundaki görüşleri... tartışmasız kabul edilirdi.
E a sua opinião acerca de sapatos de dança versus sapatos de laço... nunca fora contestada.
Aile, Vanessa Julia Lutz'a karşı davacı.
O povo versus Vanessa Julia Lutz.
... pankreatik karsinoma tedavisinde... ... total pankreatektomi ile Whipple prosedürünü... ... kıyasladığı araştırmayı sunacak olan kişi.
... apresentar um trabalho sobre a pancreatectomia total... versus o procedimento de Whipple no tratamento paliativo do carcinoma pancreático.
Ama bu duruşma William McCall duruşması "Joe duruşması" değil.
Agora, este julgamento é O Povo versus william McCall não "Joe."
HKC bankası, J.W.Katadreuffe'ye karşı.
Soc. Créd. Popular versus Jacob Willem Katadreuffe.
Sayın Rahip Kessler "Man Made" dergisine karşı.
Reverendo Kessler versus Revista Man Made.
Sizden ayrıca Fineman'in Adelstein'a karşı ve Medavoy'un Gendler'a açtığı davalara da kısaca bir göz atmanızı istiyoruz.
Pedi-lhe que visse o nosso resumo, em particular o Fineman versus Adelstein. Os mesmos casos de perseguição sexual, são viáveis no Estado.
- WKZN televizyonu davasında, davalının, davacıya 930 bin dolar tazminat ödemesine karar verdik.
No Cooker versus WKZN Televisão.. somos a favor do queixoso, e condenamos o arguido a pagar, pelos danos a quantia de $ 930,000.
Tahmin edeyim, Doktor, bu "bilimsel askeriye karşı" tartışması, değil mi?
Deixe-me adivinhar, Doutor. É outra vez a discussão ciência versus exército?
Bir güvercine karşı silahlı üç koruma. Bu adil mi?
Três guardas armados versus um pombo, isso é justo?
Slater ve New York eyaleti yüksek eğitim kurulu arasındaki duruşma başlıyor.
Caso Slater versus N. York State Education Services.
Bana kalırsa bu davanın adı aslında Teksas'la Johnson davası olmalı.
É óbvio que... o caso em que nos deveríamos apoiar seria Texas versus Johnson.
Teksas'la Johnson mu?
Texas versus Johnson?
Eyaletin Radick'e açtığı, saldırı ve müessir fiil davasında, davalı Renee Radick'i suçsuz bulduk.
Em relação ao caso Povo versus Radick consideramos a ré inocente. O júri está dispensado.
Buna inanıyor musun? - Alnına bıçak saplanmış.
- Faca versus testa.
İsa, Şeytana karşı, South Park'tan canlı yayın ile Cumartesi günü.
Jesus versus Satanás, ao vivo em South Park no Sábado!
Böylece oradaydım... Sarhoştum, kendini beğenmiş ve ayık bir Vulcan'la mantıkla duygunun farklarını tartışıyordum.
Lá estava eu, bêbado e a debater a lógica versus a emoção com um vulcano presunçoso e muito sóbrio.
Burada gerçekle bilimi karşı karşıya getirmiyoruz elbette ama Hasta X'in durumunu açığa kavuşturacak ele avuca gelir bir bilgi birikimimiz yok ; aynen dünya dışı yaşam konusunda olduğu gibi.
Basicamente, não é uma questão de verdade versus ficção, mas de verdades que são incompreensíveis porque não temos física nem linguagem real que expliquem a história da Paciente X, muito menos a existência de seres extraterrestres.
-... şehirde ve kırsal alanda sürüşün farkları... "
- "Condução urbana versus rural."
Künt abdominal travmada tomografiye karşı ultrason.
Ecografia versus TAC em traumatismos abdominais.
Kedi mi köpek mi seversin?
- E quanto ao cão versus gato?
Özelliklede geçen aydan beri kıçı kanepe yastığıyla anlaşamayan biri değil. Bu da ne demek?
Especialmente um que tenha passado o último mês a trabalhar no caso Rabo versus Almofada do sofá.
California, Arizona, New Mexico, Colorado Kansas, Oklahoma, Missouri, İllinois, lndiana ve Ohio Karen Sympathy, Rocket J Sincap ve Bullwinkle J Geyiğe karşı duruşmayı Yargıç Cameo yönetecek.
Os Estados da Califórnia, Arizona, Novo México, Colorado, Kansas, Oklahoma, Missouri, Illinois, Indiana e Ohio versus Karen Sympathy, Esquilo J. Rocket e Alce J. Bullwinkle. Preside a Juíza Cameo.
İblisler askerlere karşı.
Demónios versus soldados.
Minivan bisiklete çarpmış.
Bicicleta versus carrinha.
Doğanın iğrençliği.
- É natureza versus carinho.
Miranda bebek bezlerini düşünürken ben de McQueen'le Gucci arasında düşünceye dalmıştım.
Enquanto a Miranda considerava as fraldas eu considerava um McQueen versus um Gucci.
Bölge savcılığı, Martin Wells'i birinci dereceden cinayetle suçluyor.
Ministério Público versus Martin Wells. Acusado de homicídio em primeiro grau.
Brady davası.
Brady versus Maryland.
- Cassius Clay ve Jim Brown.
- Cassius Clay versus Jim Brown.
Gordon - Steele davasını kim anlatabilir?
Quem nos quer falar de Gordon versus Steele?
Swinney-Neubert davasına göre, bir sperm verici olan Swinney'nin ailenin belirttiği saatler içinde ziyaret hakkı vardı.
Em Swinney versus Neubert, Swinney, que também era doador de esperma, tinha direito de visita desde que aceitasse as horas marcadas pelos pais.
Eyalet vs Brooke Windham davası düşmüştür.
Quanto ao caso do Estado versus Brooke Windham, o caso está encerrado.
Eyalet, Cage'e karşı.
Estado versus Cage.
Davacı adına, Caroline Poop.
Higgins versus Cage Fish Law Corporation. - A Caroline Poop pela queixosa.
Bu komik, çikolatalı ve kıvırcıklardan bahsederken. Çıplağım!
Por falar em chocolate versus "swirl", estou nu!