Watanabe перевод на португальский
98 параллельный перевод
Watanabe-san.
Watanabe-San.
Watanabe Kanji-san.
Watanabe Kanji-San.
Watanabe-san her zamanki gibi iş için ayrıldı.
Watanabe-San saiu para o trabalho como de costume.
Tüm dedikodu ve spekülasyonlar... Watanabe-san'ın aptal olduğu konusunda birleşti.
Todos este rumores e especulações coincidiram perfeitamente... com a idéia de que Watanabe-san estava ficando muito imprudente.
Fakat Watanabe-san tüm bunları... hayatı boyunca ciddiye almadı.
Mas Watanabe, ele mesmo nunca tinha levado as suas acções tão a sério... em toda a sua vida.
Teknik olarak, işi, sizin de desteğinizi arkasına alan Park işleri ve Bölge Komitesi... yapmış olmasına rağmen, işi asıl yapan Watanabe-san değil miydi?
Embora tecnicamente o Depto. de Parques e o Comitê... tenham construído o parque infantil... com o seu apoio, não é verdade que foi Watanabe-san quem o construiu?
Fakat Watanabe-san Halkla İlişkiler şube şefiydi.
Mas Watanabe foi chefe da secção do negócios públicos.
Halk, inşa edenin Watanabe-san olduğuna inanıyor.
A sociedade acredita que foi Watanabe-san.
Parkın açılış töreni sırasında yaptığınız konuşmada... onun adını hiç anmadınız. Halk bunu bir konuşma olarak benimsemedi bile.
Você nunca mencionou Watanabe-san no discurso que fez... na cerimônia de abertura do parque infantil.
Törendeyken Watanabe-san küçümsendi... ve arka sıralarda oturtuldu.
E também... que Watanabe-san foi censurado na cerimônia... e sentou-se na fila de trás.
Yani Watanabe-san'ın orada soğuktan donarken,... intihar ettiğini veya en azından buna yeltendiğini söylemek istiyorsunuz.
Então, você está dizendo que, Watanabe cometeu suicídio... ou que no mínimo se preparou para morrer lá congelado?
Ancak,... gerçek şu ki, yapılan otopsi ile Watanabe-san'ın ölüm sebebi ortaya çıkmıştır.
De qualquer modo... a autópsia esclareceu a verdadeira causa da morte de Watanabe.
Watanabe aniden öldü, kendisinin bile haberi yoktu bundan.
Watanabe morreu de repente, quando menos esperava.
Görünen o ki halk, parkı inşa edenin Watanabe-san olduğuna inanıyor.
Aparentemente o público parece... acreditar que Watanabe o construiu.
Belki ailesinin ve akrabalarının yanında böyle konuşmamalıyım,... fakat Watanabe-san'ın kendisi bile buna karşı çıkardı.
E talvez eu não o devesse, em frente da sua família e parentes... mas vou em frente porque sei que Watanabe discordaria.
Elbette ki Watanabe o parkı yapmak için... çok acı çekti.
Watanabe certamente fez um grande esforço... para fazer aquele parque infantil.
Eminim Watanabe'nin kendisi bile irkilmiştir.
Estou certo que mesmo Watanabe está assustado.
O parkı yapan Watanabe-san'dı.
Foi Watanabe quem fez o parque infantil.
Watanabe-san kanser olduğunu biliyordu.
Watanabe-san deveria saber que tinha cancro no estômago.
Çünkü Watanabe-san... her olayda,... her şubede, kendi teklifinin garanti edildiğini... fakat herkesin de sözünden cayacağını biliyordu.
É porque Watanabe-san... Em todos os momentos... insistiu na proposta do parque infantil com cada secção... praticamente garantindo que todos aceitassem.
Parklar bizim işimizdi, Watanabe'nin değil.
Os parques eram assunto nosso, não de Watanabe.
Watanabe istediği cevap için günlerce bekledi.
Watanabe esperou dias pela resposta que ele queria.
Her şeyi Watanabe-san'ın yaptığını düşünmek duygusallık olur.
É sentimental demais para atribuir tudo à dedicação de Watanabe-san.
Her şeyden önce, Watanabe-san'ın görüşü.
Primeiro de tudo... esta é a visão de Watanabe-san.
Çünkü Watanabe-san o parka şefkat duyuyordu.
Porque Watanabe-san cuidou daquele parque.
O parkı Watanabe-san inşa etti.
Watanabe-san construiu...
Watanabe - san'ın kesin kararlar için yapacak hiçbir şeyi yoktu.
Watanabe-san não tinha nada a ver com as decisões cruciais.
Restoranların yerini isteyenler... Watanabe'yi yollarında görmekten hoşlanmıyorlardı.
As pessoas que estavam naquela fila do restaurante... odiaram ter Watanabe no caminho deles.
Hayır, Watanabe-san kanser olduğunu biliyordu.
Não. Watanabe-san sabia que tinha cancro. Tenho a certeza.
Watanabe-san'ın yaptığını sizler yapamazdınız.
Você não pode fazer o que Watanabe-san fez.
- Watanabe-san...
- Watanabe-san...
Watanabe-san ile karşılaştırırsak hepimiz sadece...
Comparando-se a Watanabe-san, nós todos somos...
Watanabe-san, mide kanseri... olmasına rağmen, o, birçok şeyi başarıyla bitirdi.
Watanabe-san administrou muito bem a sua obra.
Watanabe - san, karşılık beklemeksizin...
Watanabe-san, sem perspectiva...
Watanabe-san'ın hayatını nasıl tehlikeye attığını hatırlarsak... onun başarısında kim hak sahibi olduğunu iddia edebilir?
Quando você se lembra de como Watanabe-san marcou a sua vida... Quem ousa reivindicar os seus feitos!
Watanabe-san'ın ölümünü harcamayalım.
Não podemos deixar que a morte de Watanabe-san seja em vão.
- ATSUSHI WATANABE Kör Keşiş - SO JIN Haydut Reisi
Lavrador Rikichi YOSHIO YSUCHIYA
Watanabe, git ve bize katılmasını söyle.
Watanabe, pede-lhe que se junte a nós.
KYOKO HARA and RAKUMARO SANYUTEI, KOTA MORI and TOMIO WATANABE
KOTA MORI e TOMIO WATANABE
TETSU WATANABE as the scrap yard owner HAKURYU as the yakuza hitman
Nakamura : SUSUMU TERAJIMA
Watanabe Kazushi
Watanabe Kazushi
Kameramanımız Watanabe'ye de ulaşamıyoruz. Kayıt sorumlumuz Sooma'ya da.
Perdemos contacto com o nosso cameraman, Watanabe e o Sooma, o nosso técnico de som.
Bay Watanabe.
Senhor Watanabe.
Bay Watanabe.
Senhor Watanabe!
- Bay Watanabe.
Sr. Watanabe!
Bay Watanabe.
Sr. Watanabe!
- Watanabe.
- Watanabe.
7 ( NAna ) - 1 ( Ichi ) - 3 ( San )'den HOŞ, GÜZEL ( na-i-su )'i elde edersin.
Produtores Saito Yuichiro Watanabe Takashi De 7-1-3, obtêm-se bom.
Watanabe-san hakkında birçok dedikodu ve spekülasyon yapıldı.
Durante esse tempo... várias especulações e rumores giraram em torno do nosso Watanabe-san.
Genel düşünce, Watanabe-san'ın parkta ölmüş olmasının... özel bir anlamının olduğu.
Digamos que, a simpatia geral por Watanabe-san... cresceu especialmente com a sua morte no parque infantil.
Bu o, Watanabe.
É ele, Watanabe.