Wilhemina перевод на португальский
39 параллельный перевод
Bu hanım da Wilhemina Lawson. Refakatçim.
Esta é Wilhemina Lawson, a minha assistente.
Bob bizi çok sıcak karşıladı, Madam Wilhemina.
Uma recepção calorosa de M. Bob, Mme. Wilhemina.
Wilhemina, Emily orada mı?
Wilhemina, a Emily está?
Wilhemina, çantamda bir şişe var.
Wilhemina, está um frasco na minha bolsa.
Emily, her şeyini Wilhemina Lawson'a bırakıyor.
Emily deixa todos os seus bens a Wilhemina Lawson.
- Wilhemina onu sorgulamanızı istiyor.
- A Wilhemina quer que a interrogue.
Wilhemina Lawson, kazadan önceki gece öyle bir gecelik giyen birini görmüş.
Wilhemina Lawson viu alguém com ele na noite anterior ao acidente.
Senin vicdanın ne durumda, Wilhemina?
Como está a sua consciência, Wilhemina?
Charles ve Theresa, Bella ve Jacob hatta Wilhemina ve Dr. Grainger.
Charles e Theresa, Bella e Jacob, até Wilhemina e o Dr. Grainger.
Bizim hakkımız olan para, lanet olası Wilhemina Lawson'a kaldı.
Dinheiro que nos pertence e que ficou para Wilhemina Lawson.
Theresa'nın avukatına göre söz söyleme hakkımız yokmuş. Bize biraz para versin diye Wilhemina'ya yağ çekmeliymişiz.
O advogado da Theresa diz que não temos hipótese, que devemos bajular a Wilhemina para nos deixar alguns trocados.
Miras Wilhemina'ya kaldı.
E os seus bens foram herdados pela Wilhemina.
Salak biri bile onun Wilhemina'yla bu işte beraber olduğunu anlar.
Qualquer idiota percebe que está conluiado com a Wilhemina.
Eğer biri Wilhemina'ya ulaşmaya çalışıyorsa...
Se alguém está a tentar fazer mal à Wilhemina...
Önsezi diyelim. Wilhemina bir şey söyledi de.
É apenas um palpite, algo que a Wilhemina me disse.
Wilhemina Lawson ve siz.
Wilhemina Lawson e as senhoras.
Wilhemina Lawson bu kişiyi gördü. Veya daha doğrusu geceliğine işlenmiş T.A. baş harflerini gördü.
Wilhemina viu essa pessoa, ou, para ser mais preciso, viu o monograma do roupão que ela envergava. :
Çünkü Emily Arundel'in bütün serveti Wilhemina Lawson'a kalmıştı.
Toda a fortuna de Emily Arundel fora deixada a Wilhemina Lawson.
Wilhemina Lawson ve Matmazel Sarah pencereden bu iki kişiyi kaçarken gördüler ama kim olduklarını çıkartamadılar.
Da janela, Wilhemina Lawson e Mlle. Sarah viram duas pessoas a fugir, mas não perceberam quem eram.
Wilhemina Lawson sahanlıktaki bu kişiyi aynasında gördü.
Wilhemina Lawson viu a pessoa no patamar através do espelho.
Wilhemina Lawson'ın sahanlıkta gördüğü sizdiniz.
Foi a senhora que Wilhemina Lawson viu no patamar.
Wilhemina Lawson, Emily Arundel'in mirasını aile arasında paylaşmaya karar verdi.
Wilhemina Lawson decidiu partilhar a herança de Emily com a família.
Wilhemina'dan bir mankendi ve işi kapatmaya şu kadarcık kalmıştı,... neredeyse olacaktı ve sonra arabam olmadığını öğrendi.
Era uma modelo da Wilhelmina e estava quase a dar-lhe a volta, quase, mesmo quase e então ela descobriu que eu não tinha carro.
Jenny Anne ve komik saçlı Joel Gürcistan'da Wilhemina'da yaşıyordu.
A mãe Jenny e o Joel do cabelo engraçado vivem em Wilhemina, Tarrow County, Georgia.
Gürcistan'da Wilhemina'yı kasırga vurdu.
Tivemos agora a informação de que um furacão atingiu Wilhemina, Geórgia.
Tekrar ediyorum, Gürcistan'da Wilhemina'yı kasırga vurdu.
Repito : um furacão atingiu Wilhemina, Geórgia.
Wilhemina'ya gidiyor.
Sim, Zakir bhai? Ele está a ir para Wilhemina.
Gürcistan'a, Wilhemina'ya gitmek zorundaydım.
Tive que vir a Wilhemina, Georgia.
Kendi hayatını tehlikeye atarak Wilhemina'da hayatta kalanlara yardım ediyor.
Enquanto ele tenta ajudar os sobreviventes de Wilhemina sozinho.
Yetkililer bu ülkenin gerçek düşmanını bulmak istiyorlarsa Wilhemina'daki enkazın iç yüzünü araştırsınlar.
Se as autoridades querem encontrar o verdadeiro inimigo... combatente deste país. Então, podem encontra-lo na dor e nos restos de Wilhemina.
Ama ilk adımı Rizvan Khan Wilhemina'da attı.
Mas os primeiros passos foram tomados por Rizvan Khan em Wilhemina.
Amerikan Hükümeti, Gürcistan'ı yani Wilhemina'yı unuttu. Fakat birisi, kendi halkının durumunu görmezlikten gelemedi.
O Governo dos Estados Unidos da América pode ter esquecido esta inundação... que afectou Wilhemina, Georgia... mas um homem recusou-se a ficar indiferente... empenhando-se naqueles habitantes.
Bu adam Wilhemina nüfusunun azalmasına izin vermedi.
Este homem não poupou nenhum esforço para ajudar... a reabilitar a população de Wilhemina.
Bugün, o adamdan esinlenerek birçok Amerikalı bölgeye akın etti..... ve komşu kasabalar, şehrin tekrar yenilenmesine katkıda bulundu.
De olho nele como uma inspiração... hoje... muitos americanos apressaram-se a Wilhemina... e as cidades vizinhas para a reconstrução das cidades destruídas.
Wilhemina'daki bu örnek davranışla beraber ülkedeki diğer şehirler, bölgeye sahip çıktı.
Seguindo o exemplo de Wilhemina... cidades estão a ser adoptada em todo o país.
Ve bugün, Wilhemina'dan özel bir konuğumuz var... Tüm bunları organize eden kişi.
E hoje, como nosso convidado especial de Wilhemina... temos o homem que deu o primeiro passo.
Wilhemina'daki çabalarıyla bilinen Rizvan Khan şu an burada.
Por favor. Rizvan Khan, que tem sido notícia por todos os seus esforços em Wilhemina... está na mansão do governador.
Bu gece Prusya Prensesi Wilhelmina ile flört etmeye devam ediyorum.
Esta noite irei continuar a cortejar a princesa Wilhemina da Prússia.
Wilhemina?
Wilhemina?