Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ Y ] / Yanıldın

Yanıldın перевод на португальский

1,866 параллельный перевод
Yanıldın, yine.
Errado... Outra vez.
- Kabul et, Charles! Yanıldın!
- Admite, Charles... tu estavas errado!
Demek istediğim, o ve benim hakkımda yanıldın ve yine yanılıyorsun.
Estavas enganada sobre ele e sobre mim nessa altura e continuas enganada sobre nós.
Ama bakın nasıl sonuçlandı, yanıldınız.
E veja como isso resultou. Estava enganada.
Yanıldın.
Estáveis enganado.
Göründüğü üzere, yanıldın.
- Aparentemente, estás errado.
Ve bu konuda yanıldın.
E estava errado quanto a isso.
Yanıldın.
Engano teu.
Evet ama bu sefer yanıldınız.
Sim, mas enganou-se desta vez.
Evet, her neyse. Konu şu ki, yine yanıldın.
Tudo bem, a questão é que estás enganado outra vez.
Sadece yanıldığını söylüyorum.
A minha posição é que estás errada.
Yanıldığını umalım.
Oxalá estejas enganada.
Tıpkı onlar gibi konuştum, biliyorum. Ama senin yanıldığını da biliyorum.
Eu sei que pareço igual a eles, mas também sei que está errado.
Yıldırım çarpması organların aksamasına yol açtı. Yanıklar ve nörolojik travma sonrası babanın vücuduyla birlikte aklı da kapandı.
O impacto do relâmpago provocou a falência dos órgãos, queimaduras, trauma neurológico.
Ben de sana yanıldığını söylemek için buradayım!
Pois, estou aqui para lhe dizer que está enganado!
Yanıldığımı kanıtlayın.
Provem o contrário.
Şu an tek isteğim, o göt herife yanıldığını göstermek.
Porque agora o que quero é que esse palerma esteja errado.
Bu sabah seranın yanındayken, niçin canının sıkıldığını söyleyecektin bana.
Uma loucura...
Keşke onlara yanıldıklarını gösterebilmenin bir yolu olsaydı.
Só gostava que houvesse uma maneira para lhes mostrar o quão errados eles estão. Mostrar-lhes que sabemos comédia melhor do que eles sabem.
Ama hemen yanıldığını anlayacak.
Mas ele vai aprender rapidamente Que está enganado
Ne kadar yanıldığını sana anlatamam!
Nem sei como dizer-te o quão errada estás!
Normal askeri operasyonların yanı sıra iki gizli büyü teşkilatı da işin içine katıldı.
Ao contrário da Grande Guerra, esta está a ser lutada simultaneamente por 2 vias! Existe a guerra convencional, que usa tropas e tácticas normais... e existe uma guerra secreta que usa os poderes do oculto.
Ayrıca anladığım kadarıyla yanıldığını düşünmüyor.
Bem, pelo que tenho percebido, ele não se considera errado.
Evet, ama tuhaf olan onu 23 yıldır görmemiş olmama rağmen, bir yanım beni hala tanıdığını söylüyor.
Sim, mas o mais estranho é que, apesar de não a ver há 23 anos, há uma parte de mim que sente que ela ainda me conhece.
Hayır, bu sadece Evan'ın iki şey hakkında yanıldığını gösterir :
Não, isso significa que Evan estava errado com duas coisas.
- Öyleyse yanıldığını kanıtla.
Entrão prova que ele estava enganado.
Ona yanıldığını söyle.
Diga que ele está enganado. Diga que ele está enganado!
Ve sonra sen geldin, bir güneş gibi doğdun... Ve dünyanın en parlak yıldızı yanında sönükleşti.
E então apareceste, surgiste como um Sol e ofuscaste a estrela mais brilhante do mundo.
Kendini tutamayacağını düşündüler. Evet, onlar yanıldılar.
Achavam que não iria se controlar.
Neden yanıldığını söyleyecek misin artık?
Pode dizer por que ela estava errada?
Anlaşıldı, Chris. Harper Adası'nın doğusuna giden iki kişi taşıyan ufak bir bot.
Duas pessoas num barco vindo da ilha.
İsmimi her yazdığımda yanına altın yıldız yapıştırmama gülebilirsiniz.
Podem rir-se porque sempre que assino o meu nome ponho uma estrela dourada.
David Lee Roth bırakınca, Van Halen bitti dediler ama çalınmaktan yıpranmış "Right Now" CD'm yanıldıklarını gösteriyor.
Disseram que os Van Halen estavam acabados depois do David Lee Roth sair. Mas o meu disco gasto da "Right Now" mostra que estavam errados.
Hala yanıldığını düşünüyorum.
Ainda acho que você está errado.
Belki Kader, suyumuzun azaldığını anlayıp Yıldız Geçidinin tam yanında taze su kaynağı olan bir gezegen bulur bize.
Talvez a Destino descubra que estamos a ficar sem água, e descubra-nos um planeta com boa e fresca água mesmo ao lado do Stargate.
Hastaneye yatmalısın. Uyku apnesi konusunda yanıldığını biliyorum ki bu senin de yanıldığını bildiğini gösterir.
- Sei que não é apneia, então você também sabe que não é.
Bob Denver'ın adının yanında neden yıldız var?
Porque é que tem um asterisco ao lado do Bob Denver?
Yanıldığını düşünmediğim sürece.
A menos que eu ache que está errado.
- Yanıldığını mı düşünüyorsun?
- Achas que está enganado?
Şimdi sana tamamen yanıldığını Söylemek istiyorum.
Pois tenho a dizer-te que estás terrivelmente enganada.
Yanıldığın ortaya çıktı.
Afinal estavas enganado.
Neredeyse sana bir daha çıkma teklif etmeyip... benim hakkında ne kadar yanıldığını göstermeyecektim.
E estou quase a pôr-te daqui para fora só para demonstrar-te o quão errada estavas sobre mim.
İki yıldır tek bir kişi maçlarıma gelmemişken bugün, hayatımın en büyük yenilgi serisindeyken eski karım, çocuklarım ve pezevengim gelmiş ve yan yana dizilmişler.
Em dois anos, ninguém veio aos meus jogos. Agora aqui estávamos nós, na minha pior série de jogos a perder de sempre, e a minha ex-mulher, os meus dois filhos e a minha chula estavam todos sentados lá cima, lado a lado.
Bir fısıltı duyuyorum benim yanıldığımı, onların ise haklı olduğunu söylüyor ve başından beri vahşiler doğru olanı yapıyordu.
E todavia, existe um sussurro no meu ouvido que me diz que estava errado, eles estavam certos e que os selvagens, selvagens, selvagens tiveram sempre razão.
OZ, dünyanın dört bir yanından insanların katıldığı eğlenceli bir sanal dünyadır.
OZ é um mundo virtual que pode ser apreciado por pessoas de todo o planeta.
.. ne kadar yanıldıklarını görünce çok şaşıracaklar.
Vão ficar admirados quando virem que se enganaram.
Revirde yatan dört ceset yanıldığınızı gösteriyor.
Os 4 corpos que estão na morgue dizem o contrário.
Şeytanın yanıldığı kanıtlayabilecek tek kişi sensin.
És a única pessoa que pode refutar o Diabo.
Bu da beni sadece yolcu taşıyan trenleri araştırmaktan kurtarıyor. Yani şimdi, hangi hatların kömür vagonları tarafından kullanıldığına yoğunlaşabilirim.
Assim não preciso de procurar nos comboios só de passageiros e posso centrar-me nas linhas com carruagens de carvão.
Pekala, yanıldığını kanıtlamak için sabırsızlanıyorum.
Bem, estou ansiosa para te provar o contrário. - Sim.
Sonra da kızın yanında ayrıldın mı?
- Então deixou-a apenas lá?

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]