Yapayalnızım перевод на португальский
292 параллельный перевод
Yapayalnızım.
Estou solitária!
Yapayalnızım. Stop.
Saudades de todos, stop.
Yapayalnızım, Stanley.
Estou sozinha, Stanley.
Sen gelmeden önce alışıktım, fakat şimdi yapayalnızım.
Eu estava habituada a isso, antes de tu apareceres, mas agora sinto-me sozinha.
Bense yapayalnızım.
Eu... estou só.
"Yapayalnızım."
Ainda estou só.
Yapayalnızım.
Sinto-me sozinho.
Yapayalnızım.
Estou sozinha.
# İşte yapayalnızım şimdi Çaresiz bir âşık olarak # # Onunla burada tanıştığım için Bu şehri yeniden görmeye geldim #
Agora estou só como um amante iludido quis rever a cidade onde a conheci.
# İşte yapayalnızım şimdi Gençliğim mazide kaldı #
Agora estou só e já não tenho mais 20 anos
Kocam öldü öleli, zavallı bir dulum. Yapayalnızım, konuşacak kimsem, söyleyecek sözüm yok.
Desde que meu marido morreu... sou uma pobre viúva, sozinha, sem ninguém para conversar.
Şimdi yapayalnızım.
Estou muito solo agora.
Karanlığa doğru ilerledim. Ve gördüm ki, yapayalnızım.
e separei as trevas e criei a luz e vi que a luz estava só.
Bu kocaman evde yapayalnızım ve bir kişiyi bile görmek istemiyorum.
Estou sozinha nesta grande casa... e não me apetece ver ninguém.
Yapayalnızım.
Estou completamente sozinho.
Babam gitti ve ben yapayalnızım.
O meu papá desapareceu e eu estou sozinha.
Bu dünyada yapayalnızım.
Estou só no mundo.
"Bu dünyada yapayalnızım"
"Estou só no mundo".
Senin için bunu söylemesi kolay ; ama ben yapayalnızım.
É fácil para ti falar, mas sinto-me tão só.
Yapayalnızım ve sanırım... Kimse oraya gidemez.
Está-se só e não creio que alguém consiga lá chegar.
Yapayalnızım!
Estou sozinho!
- Hamileyim ve yapayalnızım.
- Estou grávido e me sinto só.
Kendini yapayalnız mı hissediyorsun?
Estás-te a sentir só?
- Ailem yok. - Bu dünyada yapayalnız mısınız?
- Está sozinho no mundo?
Evet. Bence buna hazır değilsin, ve sanırım yapayalnız kalacaksın.
Não acho que você esteja preparada para isso, e acho que você ficará sozinha.
Karşımda yapayalnız, güzel bir kız vardı, benimse zamanım boldu.
Ali estava uma linda rapariga sozinha e eu... cheio de tempo.
- Yapayalnız kaldım çünkü.
Porque estou só.
Mahşer gününe değin gemiyle yapayalnız mı seyir alacağım yani?
Navegaria sózinho até ao juízo final desejando a morte que me fora negada.
Yapayalnızım.
Pressinto-o. Estou sozinha no mundo.
Onları savaşın ortasında yapayalnız bıraktım.
Eu abandonei-os aos horrores da guerra.
Yapayalnız bir kadın olarak yaşlanacağımı ve dans öğretmeni olacağımı. Şimdi seni tanıdım.
Achas que me quero tornar numa velha que dá aulas de dança, agora que te conheço?
Korkarım, talihsiz çocuk partilerimizn ortasında yapayalnız kalacak.
Receio que o infortunado rapaz se vá sentir terrivelmente fora de ambiente, no meio de todas as nossas festas.
Yapayalnız kalacağımı zaten en başından biliyordum.
Sabia perfeitamente que ia a ficar terrivelmente sozinha.
- Yapayalnız kalmıştım...
- Estava encravada...
Yapayalnız olmayacağım.
Vou ficar bem.
Yapayalnız, olduğumu fark ettim. Elli-atmış kadar garip yaratığın içinde, tek, tek başımaydım. Öylece kalakaldım.
Percebi que estava a sós com 50 ou 60 coisas daquelas, ali especadas a olharem para mim.
Sadece beş dakika için ayrıldım ve seni ilk kez... yapayalnız gördüm.
Tenho cinco minutos e vi você sozinho... pela primeira vez.
Gül'ü terk edip yapayalnız mı bırakmış?
Ele a deixou? Sozinha?
Adım Harold ve burada yapayalnız yaşıyorum.
Chamo-me Harold e vivo aqui completamente sozinho.
Yapayalnız ve benim yardımım olmadan mı?
- Seguro? - Sem m ¡ m para ajuda-lo?
Hayatım, sen hiç çölün ortasında yapayalnız yakalandın mı?
Querida, já foste apanhada no deserto sozinha?
- Burada yapayalnızız, Kara'm.
- Isto é muito solitário, minha Kara.
Ve ben onu sokağın ortasında yapayalnız bıraktım.
E agora deixo-o sózinho na "piazza".
Beni yapayalnız mı bırakacaksın?
Vais deixar-me sozinho?
Ben bu dünyada yapayalnız mıyım?
Tenho de fazer tudo sozinho?
Ben bir Büyükağızım, ama yapayalnızım.
Estou.
Atım hala verandada bağlı duruyor mu bir bakayım. Sonra atıma atlar, günbatımına doğru yapayalnız yollara düşerim.
Vou ver se o cavalo ainda está preso lá fora... e cavalgar na direcçäo do pôr do sol sozinho outra vez.
Ve yapayalnızım.
E estou completamente só.
Şimdi, geri kalan hayatımı yapayalnız geçireceğim.
Agora passarei o resto da minha vida sozinho.
Ölümden kimse kaçamaz aşkım ama beni yapayalnız bıraktın.
Tenho de arranjar algum dinheiro para comprar um posto de oficial. As minhas últimas orações, não posso acreditar que tenha que o enterrar aqui.
Artık yapayalnız kaldık Jill. Bana yardım et Jill. Karanlık.
Nós estamos sozinhos agora, Jill.