Yapıyorum перевод на португальский
22,201 параллельный перевод
Neyi nasıl yapıyorum?
Faço o quê?
Bak, ezelden beri benim gibi adamların yaptığı şeyi yapıyorum.
Faço o que tipos como eu fazem desde o início dos tempos.
Kore yemeği. Bu tencereyi arkadaşım verdi ben de onun tarifine göre yapıyorum.
A minha amiga deu-me este recipiente, e então estou a seguir as suas instruções.
Buradaki delikanlıya çocuk bakıcılığı yapıyorum.
Estamos bem, estou a cuidar do meu rapaz.
Tamam, yapıyorum.
- Está bem, eu faço isso.
Doğru şeyi yapıyorum!
Eu estou a fazer o mais correto!
CEO Dexter Crane'nin altında doğrudan denetleme yapıyorum... Nüfus kontrol deneyi üzerinde çalışıyorum.
Sob supervisão direta do diretor-geral, Dexter Crane, tenho trabalhado numa experiência de controlo populacional.
- Sadece teslimatı yapıyorum.
- Quem é você? - Só estou a fazer uma entrega.
Güven bana sana iyilik yapıyorum.
Acredita, estou a fazer-vos um favor.
Sana açıklama yapıyorum.
Estou a dar-lhe uma explicação.
- Elimden geleni yapıyorum.
Estou a fazer o melhor que posso.
Ben de yapıyorum işte.
Eu só estou a dar o meu.
- Ben mi götlük yapıyorum şimdi?
- Eu é que estou a ser idiota?
Neyi neden yapıyorum?
Porque estou a fazer o quê?
Ben kendi işimi yapıyorum valla, sen kendininkini yapıyor musun?
- Oh sim? Bem, eu estou a fazer o meu trabalho. E tu?
Dedi ki, alıntı yapıyorum "Nasıl istersen."
Disse, e passo a citar, "Como você quiser."
Evet ve suçlu olduğum yönünde savunma yapıyorum.
Sim. E declaro-me culpado.
Kasabada yapılacak yenilikleri denetleyerek belediye başkanlığı görevimi yapıyorum.
Estou a cumprir as minhas responsabilidade ao supervisionar melhorias municipais.
Çocuğumuzu korumak için ne gerekiyorsa onu yapıyorum.
Estou a fazer tudo o que é necessário para proteger o nosso filho.
- İşimi yapıyorum sadece.
- Só estou a fazer o meu trabalho.
Çağrılar arası şekerleme yapıyorum, sandalyemde de uyuyorum.
Vou dormitando entre chamadas, durmo na minha cadeira.
- Elimden gelenin en iyisini yapıyorum.
Estou a fazer o melhor que posso.
Bu işi 20 senedir yapıyorum ama bir cevabım yok.
Faço isto há 20 anos e estou perplexa.
Hadi ama sinirlenme. Şaka yapıyorum.
Não fiques chateada, é uma brincadeira!
Doğru mu yapıyorum?
E pagam-nos o estacionamento.
- İşimi yapıyorum sadece. - Evet. - İçgüdülerine güveneceksin evlat.
Era isso mesmo que precisava de ouvir.
Lee, senin için ayrı yemek yapıyorum tamam mı?
Lee, só estou a fazer comida para ti, está bem?
Polislerin çok uzun zaman önce yapmaları gereken şeyi yapıyorum.
A fazer o que a polícia devia ter feito há muito tempo atrás.
O zamandan beri Dr. Scully'nin yanında stajyerlik yapıyorum.
E desde então que estou a fazer o internato com o Dr. Scully.
Atış hesaplamaları yapıyorum.
A calcular uma solução de ataque.
Pilcher'ın yapacağı şeyi yapıyorum. Jason!
Estou a fazer o que o Pilcher teria feito.
Şaka yapıyorum.
Estou a brincar, próximo.
Onlarla parti yapıyorum.
- Divirto-me com eles.
Hala fizik tedavisini yapıyorum.
Ainda sou fisioterapeuta.
Acaba doğru şeyi mi yapıyorum?
Estou a fazer isto bem?
Araştırma ile ilgili cevaplar, biz senin kız arkadaşı ile yapıyorum.
Respostas da pesquisa que temos feito com a tua namorada.
Biraz hava almak için şans için minnettar değil ı'm değil, Ama tam olarak ne yapıyorum ben?
Não é que não esteja grata por poder apanhar ar, mas o que é que estou aqui a fazer?
Sizce ben de mi böyle yapıyorum?
Sente que é isso que estou a fazer?
Buraya saklamana izin vererek sana iyilik mi yapıyorum bilmiyorum.
Não sei se te estou a fazer algum favor ao deixar-te que os escondas aqui.
Şaka yapıyorum, sen de muzla yapmıştın ya.
Estava a brincar, como fizeste com aquilo da banana.
Ses tonuna bakılırsa, seni kızdıran bir şey yapıyorum.
A julgar pelo tom de voz, estou a fazer algo que te está a irritar.
Crowley Lucifer'in köpeği oldu bu yüzden ben de bunu yapıyorum.
O Crowley é a cadela do Lucifer, é por isso que estou a fazer isto.
Bakıyorum da, işini yapıyorsun, bombaların tam zamanında düştüğünden emin oluyorsun.
A fazer a tua parte, garantir que a bomba cai a tempo.
Sundubu jjigae yapıyorum.
Estou a fazer sundubu jjigae. É coreano.
Robin, ne yapıyorsun? Buradan çıkıyorum!
- Robin, o que é que estás a fazer?
- Ne yapıyorsun? - Çalışıyorum.
- O que é que estás a fazer?
Burada çalışan çocuğu tanıyorum, harika mezcal kokteylleri yapıyor.
Conheço o tipo que trabalha lá, faz um cocktail de mescalina fantástico.
Üzerime düşeni yapıyorum.
Faço o trabalho.
Ne yapıyorum ben yahu?
O que estou a fazer?
"Eve Hoş Geldin" yemeğim için en sevdiğim lazanyadan yapıyorum.
Que cheirinho bom é este?
Fakat boşanmadan bu yana rehabilitasyona gitmemle ilgili yapılan acımasız dedikodular yüzünden, Yüzümü göstermeye utanıyorum, Daima oradaki en güzel yüz olmasına rağmen.
Mas desde o divórcio e de todas as cusquices sobre o meu regresso à reabilitação, fiquei com vergonha de lá ir, mesmo sendo a mais linda de lá.