Yarışma перевод на португальский
1,510 параллельный перевод
East Great Falls, yarışma için sahaya girebilirsiniz.
East Great Falls, pode entrar no campo de competição.
Lilo, bu sadece bir yarışma.
Aquilo é apenas um concurso.
Evet, Buzzatola. Yarışma Güney Kaliforniya'dan başlıyor ve burada Meksika'da bitiyor.
A corrida começa aqui, no sul da Califórnia, e termina aqui, no México.
Harika bir yarışma.
É uma competição maravilhosa.
Yarışma gelecek ay ve o da bu kez kazanmayı gerçekten çok istiyordu.
É no próximo mês e ele queria mesmo ganhar desta vez.
Yarışma Organizatörü.
Promotores de Desporto?
Yarışma zamanı.
Está na hora do alinhamento.
Aptal yarışma şovunuz onu öldürdü!
O teu maldito jogo matou-a!
Yarışma olmadan Sundance nedir ki?
O que é o Sundance sem competição?
Peki, tüm hepsini sevdim. Ama bazıları bir yarışma içindelermiş gibi görünüyor.
Gosto de todos eles, mas alguns são demasiado competitivos.
Şu yarışma programında olduğum kadar zavallı görünüyor olmalıyım.
Devo parecer um falhado ainda maior do que no concurso.
Ve şimdi, America'nın favori yarışma programı... Bobcat ya da Bjork'a geçiyoruz.
E voltamos ao programa preferido dos Americanos, "Bobcat ou Bjork".
Yarışma hem yasa dışı, hem de delilik.
- A corrida é ilegal e... - De doidos.
Kuralı olmayan bir yarışma.
Uma corrida em que vale tudo, parece divertido.
Doğru, onu bir yarışma kazandı diye, Jamaika'ya götürdün.
De certeza, voaste com ele para a Jamaica, porque ele ganhou um concurso.
Ağzının sulanması yeni bir yarışma biçimi.
A baba é outro modo de competir.
Yarın akşama bir yarışma düzenleyeceğim kazanan hepsini alır türünden.
Bem, vou criar uma pequena competição amanhã a tarde, o vencedor leva tudo.
Etrafta olmadığıma göre o zaman yarışma yoktu tabi.
Então, não estava por perto por isso não havia competição.
Küçük bir yarışma yapacağız.
Vamos fazer um concurso.
- Eğer yarışma için burda değilseniz efendim...
- Papá. - A não ser que esteja aqui para as audições, senhor...
Yarışma haftaya, dokuz ay sonra değil.
- É na próxima semana, não é em nove meses.
Buda bizi yarışma tarihinin en küçük en tatlı yarışmacısı yapar değil mi? Vazgeç, Joy!
Nesse caso, ela vai ser a filha mais lindinha e pequenina do concurso, não vai?
Pekala millet. Yarışma iki dakika içinde başlıyor.
O concurso começa dentro de dois minutos.
- Summer'la yarışma.
- Competir com a Summer.
Hey millet, sıradaki yarışma çok seksi, çok sıra dışı, çok çılgın, çok çılgın, çok çılgın!
A próxima competição é muito porca! É fora de série, é... bananas oh, bananas oh, bananas oh, bananas!
Erkekler tuvaletinde bulduğum bu mum, um um um.. ( yankı yapıyor aklı sıra ) sonsuz yarışma ruhumuzun... bir temsili olsun, ya da öyle birşey işte. Kurabikye gibi kokuyor.
Esta vela perfumada, que encontrei na casa de banho dos homens, representa a eterna chama da competição, ou qualquer coisa assim.
Belki de bir yarışma yapmalıyım bilirsin'bana oy verin ve bir randevu kazanın'ya da başkanlığı bana devredin.
Talvez devesse fazer um concurso. Votem em mim e ganhem um encontro, ou oferecer uma mudança de visual.
Bu yarışma bir cevher.
Este concurso é ponto assente.
Bu bir yarışma değil.
Isto não é uma competição.
Doğru. Bu bir yarışma değil, ha?
Bem, isto nao e um concurso.
Tamam bu yarışma iyi olan odayı kimin alacağını belirleyecek, Bayan America Yarışması gibi.
A competição pelo melhor quarto vai basear-se no concurso da Miss América.
Bu bir yarışma değil.Hem öyle olsaydı bile kimin kazanacağını karar vermek için bunu önce..... bir kere yapmamız gerekmeyecek miydi?
E mesmo que fosse, não devíamos fazê-lo para decidir quem ganha? És inacreditável... - Podia interpretar isso de dois modos.
- Bu bir yarışma değil.
- Isto não é uma competição.
- İtfaiyecilerle berberler arasındaki yarışma.
- Quarteto de Vozes dos Bombeiros.
Berberlerle ulusal yarışma.
Sabes, aquela competição de quartetos de vozes.
Ama zorlu bir yarışma olacak. O yüzden en iyisi yeni bir şeyler yazmaya başla.
Sabes que existe muita competição, por isso... talvez queiras pensar em escrever novo material.
Sunduğun yarışma programının tadını çıkart.
Bom dia e bom trabalho. Adeus.
Yarışma için endişelenme...
A competição será bem honesta...
Benim yarışma için bir çok aptal arasında olacağımı salakça şeyler yapacağımı düşünüyorsan sen gerçekten üşütüksün.
Se achas que vou para o solo com uma sequência estúpida, básica e primária, estás muito enganado.
Eski yarışma kıyafetlerini nereye koyduk onları kullanabilir miyiz?
Podemos deixar os velhos fatos de manga comprida?
Neden yeni bir yarışma yapmıyoruz aramızda?
Porque não uma competição caseira?
Ya da Hırsız Kral'a benzyenlerin yarışma yapıp kazananı mısın, nesin sen?
Ou um sósia do Senhor dos Ladrões?
Bu bir yarışma değil.
- Não é uma competição.
Yarın büyük bir tartışma var.
Tenho um debate importante amanhã.
Çünkü şu yarışma işine tekrar geri dönmeyi düşünüyorum, ve bibloyu ben kazanırsam beni listenden silemezsin.
Se for eu a ganhar o brinquedo, não me podes riscar da lista.
Bu, bir kızın üzerinden krema yemen gereken yarışma.
Isso é tão nojento.
Yarışma için...
P.S :
Cidden, Azrail ile bakışma yarışına girmiş gibiydik ve Azrail göz kırptı.
Sinceramente, foi como um combate entre mim e a morte, e, bem, a morte piscou-me o olho.
Bunu ağabeyinle aranda bir tür yarışma haline getirmeden benimle beraber olamayacağın anlaşıldı da ondan.
Não é uma competição.
- Ulusal yarışma için.
- É para o concurso nacional.
Yarışma iki gün sonra.
Não pode cantar.