Yersen перевод на португальский
354 параллельный перевод
Yabani soğan. Dediklerine göre günde iki soğan yersen 100 yaşına kadar yaşarmışsın.
Cebola do mato, os locais dizem que se comer uma todo dia você vive até ser velho.
Onu yersen hasta olursun!
Se comes isso, ficas doente!
Fazla yersen, kusarsın.
E se comeres demais... Vomitas aqui.
Yemeğini yersen...
Vais crescer muito, se...
Birkaç hafta daha böyle yersen, pantolonlar yine tam gelmeye başlar.
Umas semanas de boa comida e essas calças assentam-te que nem uma luva.
O konuda başlarının etini yersen herşeyi altüst edeceksin.
Se continuas a chatear por causa dela, vais estragar tudo.
Bak... doktor, sol gözüne birkaç yumruk daha yersen... kör olacağını söylüyor.
Ouve, o médico diz que, se levares mais uns murros no olho esquerdo, ficarás cego.
Böyle yersen mideni bozacaksın.
Vai-te fazer mal à barriga.
Bir fil kadar yersen?
" Comer quanto um elefante?
Ve ne yersen ye tadı bok gibidir.
Sim, mas como cagas mal! Desculpe.
Eğer kötüyse ve sen de toplayıp yersen, bu senin son mantarın olur, bu sondur.
Porque se for mau, e o apanhares e comeres, é o teu último cogumelo, é o fim.
Onu yersen çarmıha gerilirsin.
Se comê-lo, será crucificado.
Ama, bir şartla... Dinlenirsen, gözlerini kaparsan, yemeğini yersen ve kızların peşinden koşmayı bırakırsan.
Mas na condição de repousares... fechares os olhos... tomares as tuas vitaminas... e parares de andar atrás das meninas.
Bir lokma yersen başın dertte.
Estou te avisando. Se comer um pouco disso, você está encrencado.
O böğürtlenleri yersen uyursun. Bir daha da uyanmazsın.
Se comeres essas bagas, adormeces e nunca mais acordas.
Eğer hepsini yersen, başka bir tane vurmam gerekecek.
Se quer comê-lo todo, terei de matar outro para mim. "
- Yersen kendini daha iyi hissedersin.
- Come, vai sentir-se melhor.
Kahveyle beraber yersen taze olur.
Desde que os molhe no café.
Et yemek yerine şeker yersen olacağı budur.
Isto é o que acontece quando um comedor de carne se torna num comedor de açúcar.
Ne yersen, öyle olursun.
Uma pessoa é aquilo que come.
Sen de somon balığından yersen olur.
- Só se provares o salmão.
Gerçeği, gerçeği söylemek isterim, yersen insanoğlunun etini ve içersen kanını içinde yaşam kalmaz.
Na verdade vos digo... se não comerem a carne do filho do Homem e não beberem o seu sangue... não terão vida. Quem come a minha carne...
At gibi yersen olacağı buydu.
Isso é porque comes como um cavalo.
Bak serseri... bu ancak bokumu yersen olur.
Bem, forasteiro... só depois de comeres os amendoins que encontrares na minha merda.
Yağlı balık yersen, havadayken,... Sicilya yolunun yarısında, sararıp terlemeye başlayacaksın.
Comes peixe gorduroso, vais andar de avião, a meio caminho da Sicília, ficas verde e com suores.
Belki biraz az yersen...
Nunca te vi tão grande.
Yersen iyi olur.
É melhor comeres agora.
Hızlı yersen, çorbanı bitirirsin.
Estamos a meio da nossa refeição. Se comerem mesmo rápido, vão poder acabar a vossa sopa.
Şimdi yersen daha çok fayda eder.
Ficas melhor se comeres.
Ayrıca daha az sigara içip, daha çok yersen orada iskelet gibi oturmazsın.
Se fumasses menos e comesses mais, não estavas com esse ar de esqueleto!
eğer şeker yersen, ölebilirsin!
Têm açúcar. Podes morrer!
Sen de gelecek sefere turşularımı yersen olur.
Comes a minha cebola da próxima vez?
Şimdi yersen, akşam yemeği yiyemezsin.
Se comesses agora ficavas sem apetite para jantar.
Ökseotunu yersen ölebilirsin.
O azevinho pode ser mortal, se o comermos.
"Ökseotunu yersen ölebilirsin."
"O azevinho pode ser mortal, se o comermos."
Kabile reisini yersen, derece atlıyorsun.
Quando se come um chefe, passa-se para outro nível.
- Bir daha öyle bir bok yersen...
- Se voltas a fazer aquela merda...
Eğer bir tane daha yersen...
Se comes mais uma dessas...
Ve Ne yersen osun.
- A vida é longa e és o que comes.
O restoranda oturduğun sürece, ne yersen yemek sayılır.
Desde que ele lá esteja, é um jantar!
Onların uygun görmediği bir yemeği yersen ne olur?
O que acontece se comer alguma coisa que eles não aprovem?
Kuralları biliyorum : yemek yersen kalırsın.
Comeu a comida do outro lado?
Bir şeyler yersen daha iyi hissedersin.
Te sentirás melhor se comeres alguma coisa.
Ne kadar çok yersen, o kadar çok istersin.
Quanto mais se come, mais se quer.
Ne kadar az yersen virüs de o kadar hızlı ilerler.
Quanto menos comeres,... mais depressa o vírus se move no fluxo sanguíneo.
En kadar az yemek yersen, o kadar iyi görüyorsun.
Menos como, mais entendo.
Şu kik boks işinin faydası olacağını söylemiştin. Tabiî eğer kafana bir tekme yersen.
- Talvez se levasses na cabeça...
Derler ki devekuşu eti şişmanlatmaz, ama sen daha fazlasını yersen.
Dizem que a carne de avestruz tem menos gordura, mas come-se mais quantidade.
Kurutulmuş et ürünümüzü yersen sıçmana bile gerek kalmaz.
E a nossa carne seca agora é quase magra.
Ne bok yersen ye. Sana son sözüm şudur :
Só te digo uma coisa :
Tabii, yersen. - Arkadaşının adı neymiş?
- Quem era o amigo?