Yıllık перевод на португальский
6,855 параллельный перевод
Bir yıllık eğitimin ardından tabi.
Depois de um ano de treino.
10 yıllık birlikteliğimizde sadece bir kez hedefi tutturamadık.
Nos 10 anos que estamos juntos, só falhámos uma vez.
Kayınpederiniz iki yıllık bedava uydu radyosu için de ikna etti beni.
O seu sogro negociou mais dois anos grátis de rádio por satélite.
Sadece etrafla 3.000 yıllık Nefertiti büstlerini sürekli görmüyorsun.
É que... Não há por aí muitos bustos da Nefertiti com 3 mil anos.
Bin yıllık Kubilay Han, büyük ihtimal 20 milyon civarı eder.
O que é? Um Kublai Khan com mil anos, provavelmente valendo cerca de 20 milhões.
Bunca yıllık evliliğimden ne öğrendim biliyor musun?
Sabes qual a coisa mais importante que aprendi ao fim de todos os anos de casado?
22 yıllık polislik görevinde doğru şeyler yapmadın.
Agente policial 22 anos, sei que não chegaste até aqui sem protecção.
Basit bir kırma ve içeri girme işi. Kimseyi öldürmesem bile 5 yıllık hapis cezası var.
Um simples trabalho de entrada forçada, punível com até cinco anos de cana, mesmo que não mate ninguém.
Işık hızında 500 yıllık bir yolculuk.
Seria uma viagem de 500 anos à velocidade da luz.
Bu animasyon 20 yıllık çalışmayı temsil ediyor. Bir kara deliğin olduğunu ve ne kadar büyük olduğunu söylüyor.
Esta animação representa 20 anos de trabalho e diz-nos que existe um buraco negro e exactamente o quão enorme ele é.
Prensimiz döndüğünden beridir olan 10 yıllık huzur ve refahımız için.
Pelos dez anos de paz e prosperidade, desde que o nosso Príncipe voltou.
40 yıllık evliliğini kurtarması için Tanrı'ya yalvardı ama Tanrı ona bazı mavi haplarla karşılık verdi ve bunlar da işe yaramadı.
Ele pediu a Deus que salvasse o seu casamento de 40 anos e Deus mandou-lhe Viagra e Cialis.
Ama onun 21 yıllık kariyerinde önüne gelen her sağlık düzenlemesine onay vermiş biri olduğunu öğrendim.
Mas ele era um homem, ao que descobri, que destruiu com gosto todas as lei de saúde que conseguiu durante os seus 31 anos de serviço.
Varan efsanesi, Pele'nin Lono'yu sahiplenip 1000 yıllık intikam seksi için kendi volkanına götürmesiyle sona eriyor.
O mito da "chegada" acaba quando Pele reclamar ao Lono... e leva-o para o vulcão durante mil anos de... sexo por vingança.
Sonra teşhis geldi, kan kanseri, izdıraplı 2 yıllık tedaviden sonra, öldüğünde hayatımın en kötü günüydü.
Depois chegou o diagnóstico... Leucemia, seguidos de dois anos de tratamentos agonizantes. Depois veio o pior dia da minha vida quando ela morreu.
14 yıllık kariyerinde normal nedenlerle ölen kişi sayısı kaç?
A morrer de causas naturais, com 14 anos de carreira?
Elli yıllık menajerlik!
Cinquenta anos de trabalho!
Yıllık gelir 10 ila 20 milyon dolar arasındadır.
O salário anual é de 10 a 20 milhões de dólares por ano.
Sıradan birinin ipoteğini alırsın : Sabit faiz, 30 yıllık.
Temos a hipoteca de uma pessoa normal : taxa fixa, a 30 anos.
Üç yıllık evlilikten sonra ikiye katlanıyor, on milyon dolar.
Após três anos de casamento, dobra o seguro, para 10 milhões.
İki yıllık çabamı neredeyse mahvettiğiniz için teşekkür edecektim.
Ando para vos agradecer terem-me arruinado dois anos de trabalho.
1 yıllık yoğun çalışma sonucunda Adaline Bowman durumunun hiçbir bilimsel açıklaması olmadığıyla yüzleşmek zorunda kaldı.
Após um ano de estudo intensivo, Adaline Bowman foi obrigada a confrontar o facto, de que não existia absolutamente nenhuma explicação científica para o seu estado.
Bu 150 yıllık bir gelenek.
Assim tem sido há 150 anos.
23 yıllık polislik mesleğim boyunca hiçbir zaman özel bir istekte bulunmadım sizden sadece eşitlik istiyorum.
Nos meus 23 anos enquanto agente da Polícia, nunca pedi quaisquer favores. Só peço igualdade.
İzlediğin porno kaç yıllık?
Vês filmes pornos muito antigos...
İki yıllık, üç dövüş anlaşması.
É um contrato para três combates, em 2 anos.
Muhtemelen Tanrı'nın siktir ettiği bu okulda 97 yıllık öğretim hayatımdaki en iyi öğrencimsin.
Provavelmente, és o melhor aluno que já tive nos 97 anos de ensino nesta nódoa maldita de escola.
Ve İran'a! Beş bin yıllık şiir ülkesine.
E pela Pérsia, um país com cinco mil anos de poesia.
2200 yıllık şey sana bakıyor.
São 2.200 anos a olharem para ti.
Dört bin yıllık tarih size bakıyor.
4.000 anos de história à vossa frente.
60 yıllık biramız var.
Pedimos a um tipo de 60 anos que comprasse a cerveja.
Fakat 30 yıllık bir Papaz için büyük sorumluluktu.
Mas para um pastor de 30 anos foi uma grande responsabilidade.
Yıllık rehberi Başpiskopos oluşturur.
A Arquidiocese publica uma directriz anual.
45 yıllık madencilik hayatı.
45 anos como mineiro.
Aşağıda yüz yıllık pislik yatıyor.
Há cem anos de urina e excrementos ali em baixo.
Apple II ekibine benim de etkim var, ama Mac lansmanında yedi yıllık bir ürünü kullanmak pek de hoşuma gitmiyor..
Tenho carinho pela equipa do Apple II, mas não vou elogiar um produto com sete anos no lançamento do Mac.
Aslında 40 yıllık bir teknoloji sayılır.
É uma tecnologia com 40 anos.
Bu harika, Richie. 8 yıllık terapi meyvelerini çok iyi veriyor.
Isso é óptimo, Richie. Oito anos de terapia estão a dar bons resultados.
Dört yıllık piyano dersleri.
- Olha, quatro anos de piano.
Altı yıllık tiyatro okulu bunun için miydi?
Seis anos na escola de actores... para isto.
Bu yıllık tüketim ritüelini sizlere sunan Scalp Tuz.
Um oferecimento de Sal de Escalpo!
Birinci Yıllık Dünya Çapında Video Oyunu Şampiyonası'na hoş geldiniz, oyuncular.
Bem-vindos, jogadores, aos primeiros Campeonatos Internacionais Anuais de Jogos de Vídeo da Arcade!
5 yıllık hedefimize 9 ayda ulaştık.
Atingimos o nosso objectivo de 5 anos em 9 meses.
O çanta kaç yıllık?
Que idade tem essa pasta?
7 yıllık öğrenci bursuna borçları da eklersen, işler pek iyi değil.
Junta-lhe aquelas dívidas de sete anos de empréstimos de estudante, e não está famoso.
New York'taki belediye başkanı yıllık töreni.
O baile anual do Alcaide em Nova York.
Bu kasetler 20 yıllık ama burada, bize ve Leila'ya olanları görebiliyorlar.
Essas cassetes têm 20 anos. Mas vêem o que acontece aqui connosco e com a Leila.
Beş yüz yıllık kadim İrlanda çamuru Finn'in yatağının her yerine damlıyor.
500 anos de porcaria antiga irlandesa está a cair em cima da cama do Finn.
"Yaşlı Judge", özgür biri oldu ve 30 yıllık hizmetin ardından emekli olana dek VHO'daik fırını işletmeye devam etti.
O "Velho Juiz" Tornou-se um homem livre, continuou a gerir a padaria do Instituto Militar da Virgínia até à reforma após 30 anos de serviço.
Belli ki konut kıyameti umuduyla sigorta ödemelerini altı yıla bağlamak akıllıca bir yatırım değilmiş.
Parece que pagar seis anos de seguros, na esperança de um caos imobiliário, - não é um investimento prudente.
Ayakkabı bağlarken bile bir kızı bir yıllığına doyurursun.
Podias atar os sapatos e satisfazer uma miúda por um ano inteiro.