Zalimlik перевод на португальский
183 параллельный перевод
- Zalimlik.
- Foi cruel.
Sizce de zalimlik mi?
Acha que ela foi cruel?
Bir gazeteyi memnun etmek için adamı uykusunda asmak zalimlik.
Isso não estaria bem. Não posso despertar um homem só para agradar à imprensa.
Dr. Jaquith, zalimlik annelik içgüdüsünün ifadesidir diyor.
0 Dr. Jaquith diz que a tirania é, às vezes,... a expressão de um instinto maternal.
Sanki dudaklardan bir zalimlik okunuyordu.
Dir-se-ia que havia um ar de crueldade na boca.
Ne zalimlik! Anne, böyle konuşma!
Mamá, proíba-o de dizer estas coisas!
Zalimlik etmek istemedim.
Não foi minha intenção.
Daha çok bir ülkenin geneline yayılmış, devlet kökenli, adaletsizlik ve zalimlik sınırlarında ve tüm medeni toplumlarda ahlak ve yasal kuralları ihlâl eden büyük suçlardı.
A acusação é de participação consciente... num sistema cruel e injusto... imposto pelo governo a toda a nação... e na violação de todo o princípio legal... e moral conhecido em qualquer nação civilizada.
Bu zalimlik.
Isto é cruel.
Zalimlik için silah kullanmayız.
Não usamos armas para a brutalidade que praticam.
Birileri sana yardım edebilirmiş gibi davranmak zalimlik olur.
Sería cruel afirmar que ninguém possa ajudar-te.
- Zalimlik için mazeret bu mu?
- Isso não justifica a crueldade.
Bilmiyorum bebeğim ama zalimlik olsun diye yaptığını sanmıyorum.
Não sei querida. Não acho que ele queira ser cruel.
Ben zalimlik yapmıyorum.
Não estou sendo cruel.
Acı. lzdırap. İnanılmaz derecede zalimlik.
Dor miséria, incrível crueldade.
Bu zamanlar... müthiş güç ve azim gerektiriyor. Ve hatta zalimlik...
Os nossos tempos exigem uma grande força de alma, determinação, e até crueldade.
Hiç böyle zalimlik gördünüz mü?
Já viram semelhante crueldade?
Sence böyle konuşmam zalimlik mi?
Achas uma crueldade falar assim?
- Bu zalimlik resmen. - Hayır, bunu yapmıyorsun.
¡ Oh no, não vais fazer isso!
- Bu zalimlik değil.
- Agora, vamos.
Onu yarım bir yaşama mahkum etmek zalimlik olur.
A crueldade seria condená-la a meia-vida.
Bay Gibson senin masumiyetine inanıyor ancak senin çok büyük bir tehlike içinde olduğunu sana söylememek zalimlik olacaktır.
O Sr. Gibson crê na sua inocência mas seria cruel fingirmos que não corre um enorme perigo.
Bay Kimble... bu davadaki deliller ve hafifletici sebepler değerlendirildikten sonra... suçun vahşice işlendiği ve bir zalimlik örneği olduğu görülmüştür. Mahkeme, Illinois devlet hapishanesine gönderilmenize karar vermiştir. Orada iğneyle idam edilmeyi bekleyeceksiniz.
Sr. Kimble, considerados todos os factores agravantes e atenuantes neste caso, considerando que a agressão foi brutal e reveladora de uma enorme crueldade, o tribunal decide que será enviado para a Penitenciária Estadual do Illinois, onde aguardará execução por meio de injecção letal... em data a fixar pelo Procurador Geral do Estado.
Bu zalimlik.
Isso é cruel.
Bu zalimlik. Ama bakın kime rastladım.
É crueldade, mas vejam quem encontrei.
Zalimlik olur!
É cruel!
Sana göre de her şey zalimlik.
Para ti, tudo é cruel.
Arka bahçede zincirlemek zalimlik.
Acorrentá-lo no quintal é cruel.
Kuyruğuna asılmak zalimlik.
Puxar-lhe a cauda é cruel.
Kulağına bağırmak zalimlik.
Gritar-lhe aos ouvidos é cruel.
Eğer zalimliği görmezden gelirsek, her yerde daha çok zalimlik olur.
Se ignorarmos a crueldade num lugar, será aceitável noutro.
Zalimlik onun doğasında var.Kusuruna bakma.
Ele é naturalmente cruel. Não se ofenda.
- Isabel, zalimlik mi etti?
Isabel... foi cruel?
Zalimlik olur.
Isso seria cruel.
- O zaman kendine zalimlik ediyorsun.
- Agora estás só a ser cruel.
- Zalimlik.
- Crueldade.
Bu zalimlik.
É cruel.
"Çok fazla yoksulluğun yaşandığı bu ülkede fiyatlarında yüksek olması zalimlik."
A taxa de combustível é severo em um país com muitos pobres.
Hatta zalimlik.
A brutalidade inerente.
Bu zalimlik.
É uma crueldade.
Bu zalimlik.
- Isso é brutal.
Bir gün için bu kadar zalimlik yeter, Paris.
Muito bem. Já chega de crueldade por um dia, Paris.
Artık bu diyarları yeni bir zalimlik dalgası kırıp geçirecek!
Que uma nova era de crueldade varra esta terra preguiçosa!
Bu dünyada yeterince zalimlik var, birbirimize böyle davranmamız gerekmez.
Há suficiente maldade no mundo sem que se ataquem mutuamente.
Bu zalimlik.
Isso seria mesquinho.
Bu zalimlik, onun yapısında var.
As merdas brutais são o cartão de visitas dele.
Bu evde yeterince zalimlik gördüm.
Já vi crueldade que chegue nesta casa para querer infligi-la.
Umutları gerçeğe çeviren hiçbir şey zalimlik değildir.
Nada poderá magoar-me, se fores como prometes vir a ser.
Asıl 65 dolarlık bifteği atmak zalimlik.
É cruel deitar fora 65 dólares de carne da Morton.
Her şey zalimlik.
Tudo é cruel.
Zalimlik, bilinçsiz şiddet?
A brutalidade, a violência sem sentido?