Zekana перевод на португальский
38 параллельный перевод
Zekana saygı duymuyor değilim.
Não é que eu não respeite a sua inteligência.
Kendini yetiştiren birçok kişi gibi... kendi zekana güvenmeyi reddediyorsun.
Os que vencem por si próprios... recusam-se a confiar na própria inteligência.
Keskin zekana her zaman hayran olmuşumdur.
- A tua argúcia maravilha-me sempre.
Baştan çıkarmak gibi sıradan bir şeyle... senin zekana saygısızlık etmek istemem.
Seria um insulto ä tua inteligência, algo täo trivial como a seduçäo.
Zekana güvenim sonsuz Paul.
Tenho confiança total em seu brilho.
Sana hikayenin niye berbat olduğunu madde madde açıklayabilirim ama zekana hakaret etmeyeceğim.
Fazia uma lista em pormenor para lhe explicar porque não presta, mas não ia insultar a sua inteligência. Pronto, vamos lá.
... zekana hakaret ettim.
É óbvio que o ofendi, insultei a sua inteligência...
Senin zekana sahip bir çocuk küfür etmemeli.
Um rapaz com a tua inteligência não devia praguejar.
Peki ya süper-zekana ne olacak?
Mas e a tua super inteligência?
Kendi gücüne ve zekana güven, aksi halde bir işime yaramazsın!
Confia na tua força e na tua inteligência, senão não me vales de nada.
Cünkü senin... ... zekana sahip değildim.
Olha, foi porque, olha não tinha a tua inteligência.
Zekana hitap edip, şiirsel yaklaşmak istedim.
Apelei ao teu intelecto, disse poesia e essas merdas.
Zekana rağmen oyuna geldiğini kabul edebilirim.
Admito que tenhas sido enganado, apesar da tua tão grande inteligência ;
Eski zekana yeniden kavuşman gerekecek Al. Çünkü yorumlanması gereken gelişmeler var.
Vais ter de reunir toda a tua astúcia, Al, pois há coisas que precisam de decisões em todas as frentes.
Matematik zekana hayranım, Turtle.
Adoro o teu jeito para a matemática, Cágado.
- Çünkü zekana hakaret oluyor.
- Porque insulta a sua inteligência.
Walter, tüm bu muazzam zekana oranla sahip olduğun hislerin bu denli küçük olması anlaşılır şey değil!
Custa-me a acreditar que com tanta inteligência sejas tão tacanho!
Şu anda parlak zekana ihtiyacım var.
Preciso dos teus pensamentos brilhantes, neste momento.
Bana kalırsa, uzun yıllar mutlu bir şekilde yaşamalısınız, fakat şimdi, senin yeteneğine ve senin zekana ihtiyacım var.
Se dependesse de mim, viveriam aqui felizes por muitos anos. Mas neste momento, preciso da sua habilidade e do seu intelecto.
Senin zekana sahip biri burada Vaat Şehri'nde her işi yapabilir.
Um homem com o seu intelecto consegue fazer qualquer coisa aqui na Cidade Prometida.
Bunca zekana rağmen sana paspas yaptırıyorlar demek.
E ainda assim és tu quem lhes faz as limpezas.
Bu sadece senin fikrin ama bence senin zekana, varlığına ve kurnazlığına sahip biri politikaya ait.
Bem, é apenas a minha opinião, mas, acho que um homem da tua perspicácia, fortuna, e astúcia, pertence à política.
Bildiğin üzere ticari zekana her zaman saygı duymuşumdur.
E, como sabes, sempre respeitei a tua perspicácia nos negócios.
Duyguların ve zekana müdahale etmedik.
Mas não interferimos com as suas emoções nem com o seu intelecto.
Üstün zekana hayran kaldım.
- É essa a tua brilhante ideia?
Senin zekana sahip bir insan eminim bölümleşme kavramının anlamını anlayabilir.
Um homem com a sua inteligência, tenho a certeza de que entende o conceito de compartimentalização.
Üç dayanılmaz gerçekle yaşamaya mahkum olursun. Kurnaz zekana rağmen bir şeyi gözden kaçırdın.
Ser condenada a viver com a excruciante verdade que apesar da tua mente astuta, não te apercebeste de algo.
Pratik zekana güvenmen gerekir.
Na altura, tinha de confiar na sua intuição.
Çoğu Muhafız senin zekana ve güzelliğine sahip değil.
A maioria dos Guardiões não tem a sua subtileza e beleza.
Christine, bu eksiğin yerini doldurman konusunda zekana güvendi.
A Christine confiou na tua ingenuidade para encontrar uma forma para substituir o que se perdeu.
Çok yeteneklisin bundan nefret ediyorum ama zekana da hayranım.
- Vais. Tens tantas características que desprezo... Mas admiro a tua inteligência.
Senin zekana hayranlık duyuyorum.. .. ve matematiğe yaptığınız.. .. yeni ufuklar açan katkılarınız..
Estou ciente do seu intelecto e das suas contribuições para o mundo da matemática.
Keskin zekana hayranım ama, başkalarının gözünü ne kadar korkuttuğun hususunda pek hassas değilsin.
Admiro a sua mente cáustica, mas acho que você não é inteiramente sensato de uma maneira que pode intimidar os outros.
- Nasıl? Rahal senin zekana vurgun, sana tavsiyem müthiş koca beynini önüne serip biraz bilgi alman.
Ele está impressionado com o teu intelecto, sugiro que balances o teu cérebro na frente dele e consigas informações.
Şimdi, ben zekana güveniyorum, ama sen güvenmiyorsan bu yeteneğe sahip olmanın hiçbir manası yok.
Acredito na tua mente, mas, se tu não, não faz sentido teres a tua habilidade.
Sen... senin zekana hayranlık duyuyor.
- E admira a sua inteligência.
Zekana hakaret edemem.
Portanto, não o negas.
Zekana aşırı değer biçmedim herhâlde?
Não sobrevalorizei a sua inteligência, pois não?