Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ Z ] / Zevkim

Zevkim перевод на португальский

134 параллельный перевод
- İyi bir zevkim olduğunu biliyordum.
- Eu sabia que tinha bom gosto.
Aslında, benim zevkim değildi.
Na verdade, o bom gosto não é meu.
Benim en büyük zevkim ve tutkum restoranımdır!
Eu vivo para o meu restaurante!
Bir cevap almazsam gelecek zevkim Katolik bir rahibi öldürmek olacak ya da... "
Se não disserem nada matarei um padre católico ou um... "
Hayır, bu benim zevkim değil.
Não, não desejo.
Bu öyküde ben, işim gereği düzmece Tanrı, zevkim için de büyücü rollerini üstlendim.
Neste conto, sou um deus falso por ocupaçäo e mágico por inclinaçäo.
Benim zevkim sana zevk vermekten geçiyor ve senin bütün isteklerine uymaktan.
O meu prazer consiste em dar-te prazer... e obedecer a cada um dos teus desejos.
Ve sanırım o da benim zevkim olacak.
E espero que ela me satisfaça, sr.
- Ama fazla zevkim yok.
- Mas não muito gosto.
Beni hiç çıkarmıyorsun, tek zevkim... arkadaşlarımla kaçamak yapmak.
Só consigo gozar a vida quando saio com os meus amigos.
- Zevkim için, Kardinal.
- Para meu divertimento, Eminência.
Zevkim için.
Para meu divertimento.
Sen de benim zevkim için mi buradasın?
Também é para meu prazer?
Sana bir şey diyeyim mi evladım, benim asıl zevkim... senin gibi gençlerle bizim gençlik merkezinde çalışmak.
A minha grande satisfação... é trabalhar com jovens como tu, no nosso Centro de Juventude.
Sadece özel bir kitap zevkim var.
Apenas tenho um gosto peculiar por livros.
Renk zevkim iyidir.
Tenho olho para as cores.
Yemek zevkim iyidir. Müzik zevkim iyidir. Ama en önemlisi erkek zevkim iyidir.
Sim, tenho bom gosto na comida, bom gosto na música... mas acima de tudo tenho muito bom gosto em homens.
Düş kırıklığı içinde kararımı verdim. Stilim ve zevkim vardı, ama yeteneksizdim.
Finalmente cheguei à conclusão frustrante... de que eu tinha gosto e estilo, mas não talento.
İşim para, zevkim yemek yemek.
O dinheiro é o meu negócio, e comer é o meu prazer.
Sanattan anlamam, ama zevkim vardır.
Posso não perceber de arte, mas sei daquilo que gosto.
Tabii sigara hayattaki en büyük zevkim.
Que, claro, é o meu maior prazer.
Özel zevkim için.
Entretenho-me com isso.
Zevkim olağanüstüdür.
O meu gosto é requintado.
Ama en büyük zevkim karım Ginger'ın salondakilerle ilgilenmesini izlemekti.
O meu maior prazer era ver a Ginger passear-se pela sala.
Benim zevkim sizindir, Efendim.
O meu prazer é o teu, Senhor.
Tek zevkim benim için çalışanlara eziyet etmektir, sizin gibilere.
O meu único prazer é atormentar quem trabalha para mim. Pessoas como o senhor.
Kadın konusunda zevkim iyidir.
Sei escolher mulheres.
Memur Doug'un çamaşırhane teorisi o kadar iyi olmayabilir ama tadı zevkim için fazla Andy of Mayberry.
A teoria da lavanderia de Doug pode ser boa. Mas é careta demais para meu gosto.
Hayır, benim bilgisayar zevkim çok muhafazakardır.
Não. A palete de cores do meu computador é francamente conservadora
Üç aydır Los Angeles'tayım. Param ve zevkim var.
Estou a três meses em L.A. Tenho dinheiro e bom gosto.
Kendi zevkim için.
- Para meu próprio prazer.
Seninle ilgilenmedim. Zevkim ne kadar kötü olabilir?
Não o escolhi a si, pelo que o meu gosto não deve ser assim tão mau.
Bu arada soğanla ilgili olarak damak zevkim tatlılardan çok baharata karşı duyarlıdır Judy.
E fica sabendo que, quanto à cebola, as minhas papilas gustativas são mais sensíveis ao salgado do que ao doce, Judy.
Tamam benim zevkim olmayabilir ama bu sadece bir kayaydı.
Muito bem, pode não ser o meu género, mas isto já foi apenas uma pedra.
- Benim... Benim mükemmel bir zevkim var.
- É que... eu tenho muito bom gosto, só isso.
Aslında başlamıştım. Ortaları atlayarak sonuna geldim, tüm zevkim gitti.
Eu comecei a ler... mas depois saltei para o fim e estragou-me a leitura.
- Benim pek zevkim yoktur.
- Não tenho gosto.
- 0 zaman benim zevkim.
- Então, o meu gosto, por nós.
Bu mum sönene kadar gelmezse bu zilleri takacak ve benim sadece benim zevkim için dans edeceksin.
- Porque não fazemos uma aposta? Se ele não vier antes das velas apagarem... então vais colocar esses sinos, e irás dançar... só para o meu prazer.
Yani giyim zevkim tamamen değişti. Gerçekten mi? Pembe transparan bir gömlek aldım.
O meu gosto em roupas mudou radicalmente, comprei esta t-shirt rosa praticamente transparente.
Bu benim küçük zevkim.
Este é o meu pequeno prazer.
Bilirsin, benim böyle bir zevkim var.
Tenho cá um fetiche.
Hayır sadece şişman kadınlar zevkim olduğundan bahsettim.
Não, disse que tenho um fetiche por mulheres grandes.
Afedersiniz, ama bu tek zevkim.
Desculpe, mas é o meu único prazer.
Benim zevkim sana biraz eski moda gelebilir.
O meu gosto deve ser demasiado conservador para ti.
Biliyorum, kötü bir erkek zevkim var.
Eu sei, tenho mau gosto em homens.
Hayattaki en büyük zevkim bu.
Tem sido a grande alegria da minha vida.
Benim daha gelişmiş bir zevkim var. Engizisyon, o deli kadının...
Venho, cara Madre, em busca de uma companhia.
Hemen şimdi kıyafetini çıkaracaksın. Yavaşça arkanı döneceksin, öne eğileceksin... ve göz zevkim için kahrolası yere dokunacaksın.
Tiras a tua roupa agora, voltas-te muito devagar, curvas-te... e tocas na merda do chão para eu me deleitar.
Param ve iyi bir zevkim var fakat kimsenin önemli kişi listesinde değilim.
Tenho dinheiro e bom gosto.
Yaşam zevkim vardır.
Sou completamente forte.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]