Âşıklar перевод на португальский
138 параллельный перевод
Eski bir motor tamircisi ve araba yarışçısı. Âşıklar kavgasında sevgilisini öldürmüş.
Ex-mecânico, e corredor de automóveis, matara a namorada numa discussão.
Sebastian'ın adını da benim âşıklar listeme ekleyebilirsin.
Podes adicionar o nome de Sebastian à minha lista de namorados.
Trajedilerdeki kraliçeler gibi âşıkmışçasına davranıyorlar. Âşıklar.
E a tragédia da rainha apaixonada!
Nasıl da âşıklar, gördün mü?
Já viste como se amam?
Âşıklar çoğu kez korkak olur.
- Os amantes costumam ser cobardes.
Âşıklar hep böyle mi davranır?
Os amantes comportam-se sempre assim?
- Filmlerdeki âşıklar da böyle yapar.
- E os amantes no cinema comportam-se assim.
Fantezilerimdeki âşıklar da hep böyle yapar.
E nas minhas fantasias, os amantes comportam-se sempre assim.
Sen ve kaffir kadın, âşıklar gibi görünüyorsunuz.
Você e a mulher negra, vê-la como uma amante.
Âşıkların kavgaları çabuk biter.
As brigas de apaixonados saram depressa.
Müfettiş, âşıklar. Gerçekten mide bulandırıcı.
Inspector, estão apaixonados.
Hey, bir kadınla erkeğin Âşıklar Yolunda ne yaptığı kimsenin...
O que um homem e uma rapariga fazem em Lovers Lane à noite é...
"Âşıklar birbirleri için rol yaparlar."
Mas se estás apaixonada quando o namorado e a sua amada se olham com olhos enfadados
Âşıkların gün ışığına ihtiyacı olmaz.
Os amantes não precisam de luzes para brilhar.
60 Yıl sonra yine aynı terasta yeni Âşıklar karşılaştı.
Depois de 60 anos, dois amantes... se encontram de novo no mesmo terraço.
Dağ âşıkları gibi.
Tal como a lava.
- Birbirlerine âşıklar.
- Cala a boca. - Pia baixinho. - É só amor.
Chloe, karının âşıklarını öldürürse senin memnun olacağını sandı.
A Chloe achou que lhe agradaria se matasse os amantes da sua mulher.
Gitmo'da âşıklar önce ona mı söylermiş?
O quê? Os amantes registram-se com ele antes?
Aşçılar, mimarlar, doktorlar, tefeciler ev kadınları, çocuklar, âşıklar, fahişeler.
Cozinheiros e arquitectos, médicos e avaliadores, investidores e esposas, crianças, amantes, prostitutas...
Kimse acıkmayacak Ve âşıklar sadık olacak
Ninguém será esfomeado os amantes serão fiéis.
Michael babasının kaçmasına izin veremeyeceğini biliyordu. Bu yüzden annesiyle Oscar birbirlerine gerçekten âşıklar mı diye görmeye gitti. Hadi ama.
O Michael sabia que não podia deixar o pai fugir... e decidiu ver se a mãe e o Oscar estavam mesmo apaixonados.
- Onlar âşıklar.
- Estão apaixonados.
Eşler kıskanır, âşıklar değil.
As esposas têm ciúmes... as amantes, não.
- Birbirlerine âşıklar.
- Bem, estão apaixonados.
Genç âşıkların güzelliğine nasıl karşı koyabilirim ki?
Como posso resistir ao charme do jovem amor?
Birbirlerine âşıklar, birbirleri için yaratılmışlar, evliliğe gidiyorlar. Bir şey oluyor, birbirlerine deli gibi âşık olmalarına rağmen,.. ... üniversitenin son senesinde ayrılıyorlar.
Parecido convosco, todos lamechas, perfeitos um para o outro, que se iam casar, e aconteceu alguma coisa... e acabaram no último ano da faculdade, apesar de estarem perdidamente apaixonados um pelo outro.
Şu anda beraberler ve birbirlerine âşıklar. 40 yıl ayrı kaldıktan sonra hem de.
Agora estão juntos... e apaixonados, depois de 40 anos de separação.
Şimdi tüm âşıkları pistte Emily ve Richard'a eşlik etmeye davet ediyoruz.
Neste momento, se estiver apaixonado, convidamo-lo a juntar-se à Emily e ao Richard na pista de dança.
Âşıkları hücresinin kapısında sıraya girer.
Teria uma fila de namorados à porta da cela dele.
Doğa âşıklarının huzuru için birebir.
Um lugar para encontrar a paz.
Aslında tüm gizli âşıklarım inekler arasından çıkıyordu.
Aliás, as minhas paixões secretas foram por cromos da banda.
Kendini nasıl şımartacağını ve âşıklarına nasıl bakacağını iyi biliyor. Bu da "Asaların Savaşı". Aşkla ilgili.
Ela sabe como se deleitar, mas sabe mesmo como tratar dos seus amantes, e este, o Rei de Paus, é o interesse amoroso.
Bunu deneyebiliriz "Âşıkların Boya kutusu".
Podemos tentar o Chocolate do Amor.
Fındık fareleri gibi. Hem de âşıklar.
Como hamsters apaixonados.
Cabo'ya âşıklar tekne gezisi.
" Cruzeiro de amantes para Cabo. Cinco dias, seis noites.
"Cabo'ya âşıklar gezisi mi?"
"Um cruzeiro de amantes até Cabo"?
Bazı âşıklar üstesinden gelemeyecekleri pozisyonlar denerler.
Alguns casais tentam posições que não conseguem aguentar.
Genç âşıklar.
- Sim? - O amor jovem...
- Âşıkların muhabbetini mi böldüm?
- Interrompi o namoro?
Liseli âşıklar olarak mezuniyete kadar bile sürdüremedik.
Como namorados do secundário, nós... nem duramos até à formatura.
Ama işin özü, onlar birbirlerine âşıklar.
Mas o problema é que eles estão apaixonados, e têm mais de 21 anos.
Âşıkların nazarında gerçeklik önemsizdi.
Desde os meus 1 2 ou 1 4 anos que pensava sempre em termos de imagens e movimento.
Âşıklar kavga ettiler.
Vamos tomar um banho quente.
Sanki binlere âşık var gibi, ellerinde ışıklar var.
Parece como como milhares de amantes levando velas nas mãos, avó.
beyazışıkların ve cadıların birbirlerine âşık olmasına izin verilmez.
Sabes, Luzes Brancas e feiticeiras não se podem apaixonar.
Bu yüzden erkekler, kadınlara sarıldıklarında âşık olurlar.
Para os homens se apaixonarem quando nos abraçam.
Ve bazen, insanlar kızdıklarında her şey alt üst olabiliyor.
Âs vezes, quando as pessoas estão aborrecidas, dizem coisas que não deviam.
Âşıklar.
Simplesmente adorável.
Aaron'ın Rita'ya yaptıklarını anlatsam doğruca ona koşar. Çünkü ona âşık.
Porque ela está apaixonada por ele.
İnsanların nasıl âşık olduğunu çocukları olduğunu beraber yaşlandıklarını ve hoşça kal dediklerini.
De como as pessoas se apaixonam... têm filhos envelhecem juntas e despedem-se.