Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ Ç ] / Çalınmış

Çalınmış перевод на португальский

1,082 параллельный перевод
Bir şey çalınmış mı?
Terão roubado alguma coisa?
Hiç bir şey çalınmış mı?
Levaram alguma coisa?
- Üreticiden çalınmış.
- Foi roubado do fabricante.
Sence çalınmış bir FBI arabasıyla ne kadar ilerleyebiliriz?
Achas que chegamos longe num carro do FBI?
sadece çalınmış.
Disse que foi um roubo.
- Evet. Pasaportlar çalınmış.
- Roubaram os passaportes.
" 1965'teki bir soygunda çalınmış, sonra J. bir süre ona sahip olmuş.
Roubado durante o famoso assalto em 1965. Apareceu por pouco tempo em Cracóvia na casa de J. Vendido?
Bu mücevherin Wilson Heights Çetesi'nin son soygununda çalınmış olduğu saptandı.
Estas jóias foram identificadas como tendo sido roubadas no último assalto do Bando de Wilson Heights.
Orada bir şeyler oluyor. Botlardan biri çalınmış.
- Passa-se qualquer coisa, ali.
Parayı alıp minyatürleri çalınmış mallarınız olarak geri alabileceğinizi düşünmüştünüz.
Achou que podia ficar com o dinheiro e recuperar as miniaturas mais tarde.
Henrik Van Braks,... satmak üzere çalınmış kıymetli taşlar aldığınızdan dolayı hakkınızda tutuklama emri var.
Henrik Van Braks, temos um mandado para a sua captura, por receptação de pedras preciosas roubadas.
- Batı Yıldızı da çalınmış.
- A Estrela do Ocidente foi roubada.
Elmas nasıl çalınmış?
Como foi roubado o diamante?
Bileklerini yatağa bağlamakta kullanılan bant erzak odasından çalınmış.
A fita adesiva usada para atar os pulsos foi roubada do hospital.
- Bir şey çalınmış mı?
- Desapareceu alguma coisa?
Sadece geçen hafta 2 Hint şebeği ve bir babun çalınmış.
Aconteceu na semana passada.
Gemim çalınmış.
Roubaram o meu Licorne?
Çalınmış.
Foi certamente o carteirista.
Başka bir çalınmış malın daha kıçıma yük olmasını istemem.
Não quero mais carga sobre o meu cu novamente.
Albay John Dorking'in odasından çalınmış ve daha yirmi dakika olmadan Doktor Watson'un ellerine teslim edilmiş.
Foi roubada dos aposentos do Coronel John Dorking, e entregue nas mãos do Dr. Watson, há menos de 20 minutos.
- Bir önseziyle, yakın zamanda çalınmış veya terkedilmiş 63 model bir Pontiac Tempest hakkında bilgi olup olmadığını kontrol ettim.
- Tive um pressentimento, e fui verificar se havia alguma informação de um Pontiac Tempest de 63 recentemente roubado ou abandonado.
Bilgisayar, sanıklara benzer iki kişinin, iki gün önce Jasper County, Georgia'da, Şerif Tilman tarafından üstü açılır beyaz tavanlı 75-R-14 XGV model Michelin lastikli çalınmış bir 63 model Pontiac Tempest'i kullanmaktan tutuklandığını doğruluyor.
Esta informação confirma que dois rapazes, cuja descrição se ajusta à dos arguidos, foram presos há dois dias pelo Xerife Tilman em Jasper, na Georgia, por conduzirem um Pontiac Tempest de 1963 verde metalizado roubado de capota branca e pneus Michelin modelo XGV 75R-14.
Dükkandan çalınmış bir şey yok mu?
Não faltava nada na loja?
Dün geceye kadar yaralanan olmamış, ama kimyasal maddeler çalınmış.
RELATOS DE ROUBOS Ninguém ferido, ao contrário desse. - Mas substancias foram roubadas.
Sanırım araban çalınmış.
Acho que o teu carro foi roubado, outra vez.
Eşofmanların nedeni Bu sabah çamaşırhaneden getirdiğim tüm çamaşırların birisi tarafından çalınmış olması.
E esta roupa deve ser o resto de tudo que me robaram.
Homer'ın kamyonetini buldukları yerden çalınmış.
O stand de carros usados onde encontraram a carrinha do Homer disse que era um Toronado preto lhes foi roubado.
Sanırım emilen fetüs bir araçtı ya da çalınmış bir vücut.
Acho que o feto absorvido era, meramente, um invólucro, um corpo roubado, se preferires.
- Çalınmış bir kamyon'dan duydunuz mu?
- Sabes de um camião roubado?
Askeri kamyonlardan sinir gazı çalınmış.
- De que estás a falar? Roubaram gás desse dos camiões militares.
Bilgisayar çalınmış. Disketlerin de.
O seu computador desapareceu... e as disquetes também.
Bu mesajların arasında Glenn Goul tarafından çalınmış bir Sebastian Bach giriş müziği de vardı.
Entre elas, foi incluído um curto prelúdio de Johann Sebastian Bach... tocado por Glenn Gould.
Bu adamın ya uyuşturucusu çalınmış ya da uyuşturucu çalıyormuş.
Ou roubaram as drogas a este homem ou andava a roubar drogas. Sim.
Ve kendisi bana haplarının çalınmış olduğunu söyledi.
Ele disse-me que os comprimidos tinham sido roubados.
Marge, bu çocukların içindeki tüm canlılık çalınmış.
Marge, estragaram a vida destes jovens.
"Saklanırken aksırma, yalan söylerken gülme ve asla ve asla gelinliği, arabası veya köpeği çalınmış bayanların parasını alma."
"Nunca espirre quando se esconde nem sorria quando mente." "E nunca, nunca aceite... o dinheiro duma mulher que perdeu o cão, o vestido ou a carroça."
Birşeyler çalınmış ve bizde onu arıyoruz nöbetçi
Alguma coisa foi roubada, e nós vamos encontrá-la. Guarda... revista-os.
Trende çalınmış.
Ele foi assaltado no comboio.
Zaten değil. O şey çalınmış.
Não é, foi arrombado.
Naaşı çalınmış.
- O corpo dele foi roubado.
Patentleri çalınmış, muhasebecileri onu parçalıyor.
Patentes usurpadas e contabilistas a roubá-lo.
Büyük bir güvenlik olayı olarak sunsaydım, yönetim karışırdı ve kimseye ayrıcalık tanınmıyor.
Se tivesse feito um escândalo quanto à segurança, a administração teria de intervir e ninguém teria direito exclusivo.
Bud'ınmış gibi yapmaya çalıştım ama kimse bana inanmadı.
Tentei fingir que era do Bud, mas ninguém acreditou.
Bisikleti çalınmış.
Foi roubada.
Çalınmış!
Roubada!
Yargıç karşısına çıkarılmak üzere, İspanya'ya geri gönderileceğin güne kadar bütün ayrıcalıkların elinden alınmış olarak, gözaltında tutulacaksın.
Ficarás encarcerado. Ficarás privado dos teus previlégios... até seres enviado para Espanha, onde serás julgado.
Tanınmış bir tefeci, özellikle sosyeteyle çalışan bir tefeci.
Uma agiota conhecida. Empresta dinheiro à alta sociedade.
Üstlerinde paçavralarvardı. Ciftlik aletleri calınmıs hayvanlar katledilmiş.
Tinham a roupa em farrapos, as ferramentas da quinta foram roubadas e os animais mortos.
- Bende de bir tane var. - Hayır! Kuzenimin eliyle yazılmış, onun cebinden çalınmış.
E aqui está outro, escrito pela minha prima, que lhe tirei do bolso e que revela a afeição dela por Benedick.
Ayrıcalıklı kılınmış.
A especial.
- Telsizi çalınmış.
- Roubaram-lhe o rádio.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]