Çalıyor перевод на португальский
39,957 параллельный перевод
Ve son düdük çalıyor,
E isto é o apito final.
Ve başlama düdüğü çalıyor..
É o apito para a partida começar.
Garrincha topu çalıyor,
Roubado por Garrincha!
Annem bas çalıyor, ben güfte yazıyorum ama iyiyiz.
Até agora, é a minha mãe no baixo e eu a cantar, mas é muito fixe.
- Karnım zil çalıyor.
- Estou esfomeado.
Mack, içindeki acı seni bitirip tüketiyor, Neşeni çalıyor ve sevme becerine zarar veriyor.
Mack, a dor que trazes está a devorar-te, a roubar-te a alegria e a incapacitar a tua habilidade para amar.
- Telefon çalıyor!
O telefone está a tocar!
Bergmark, Garrinchia'yı karşılıyor ama bir çalım..
Bergmark, Garrincha finta, deixa-o parado.
Havalı pistonlar dişlileri çalıştırıyor, yumruk hızını ve gücünü dörde katlıyor.
Os pistões pneumáticos impulsionam as engrenagens e quadruplicam a velocidade e força dos socos.
Yolun sonundaki diğer kanunsuz, ıssız adaya ulaşmaya çalışıyor olmalısın.
Deves estar a confundir com a outra ilha desconhecida de piratas ao fundo da rua.
Yeniden bağlamaya çalışıyor.
Ele está a tentar ligar outra vez.
Başka bir uyduyu aktive etmeye çalışıyor.
Ele está a tentar activar outro satélite. Despacha-te.
Geç saate kadar çalışıyor Tanrı'nın cezası!
- A trabalhar até tarde, raios!
Tüm koyu özel mülkü yapmaya çalışıyor.
E ela está planear tornar toda a baía privada.
- Sizi incitmeye çalışmıyor.
Ele não está a tentar magoá-lo.
Benim için çalışıyor.
Ele trabalha para mim.
Bana çalışıyor.
Ele trabalha para mim.
- Burada çalışıyor.
- Trabalha aqui.
Bu sene çalışıyor musun?
Estás a trabalhar este ano?
Teyp çalışmıyor.
O rádio não funciona.
Vincent Downs, İç İşleri'nde çalışıyor. Bizi yakalamaya çok yaklaştı.
O Vincent Downs é dos Assuntos Internos e está quase a apanhar-nos.
Geliyorum. Vincent Downs, İç İşleri'nde çalışıyor. Bizi yakalamaya çok yaklaştı.
O Vincent Downs é dos Assuntos Internos e está quase a apanhar-nos.
Telefon hala çalışmıyor.
O telefone ainda não funciona.
Nazik birisi olmaya çalışıyor, Jack'e iş öneriyor...
Quer ser um tipo porreiro e oferece uma boleia.
- Hank bugün çalışmıyor mu?
- O Hank não trabalha hoje?
Postanede çalışıyor.
Ela trabalhava nos correios.
Saat gibi çalışıyor.
Está a funcionar como um sonho.
Yörüngeye oturma başladı, dairesel hareket iticileri çalıştırılıyor.
Processo de rotação. A iniciar manobras orbitais.
Burada çalışmıyor.
Ela não trabalha aqui.
Evet, senin için çalışıyor.
Bem, está a resultar para ti.
Sanırım bana bir şey söylemeye çalışıyor.
Acho que está a tentar dizer-me algo.
Çalışıyor!
Funciona!
Çalışıyor, çalışıyor, çalışıyor.
Está a funcionar, pois está
Çoğu hırsız gibi radardan uzak durmaya çalışıyor.
Como a maioria dos ladrões, tenta passar despercebido.
Annem mutfakta çalıştığımı sanıyor.
Sim. A minha mãe pensa que trabalho na cozinha.
Ekip hâlâ sistemi çözmeye çalışıyor.
Ainda tentamos perceber este sistema.
- Ally Taylor'ı etkilemeye çalışıyor.
- Está a tentar impressionar a Ally Taylor.
Tüm aktivitelere ve turlara bakmamız gerektiğini... Evet, o otel için çalışıyor. O bunu söylemek zorundadır.
- para não comprarmos actividades fora... é o trabalho dele, dizer isso eu já ouvi historias de terror, sobre turistas irem em excursões como esta... e o Stuard até... o Stuard não esta conosco
Seni bana karşı kışkırtmaya çalışıyor.
Está a tentar virar-te contra mim.
Dedektif Miller benim için çalışıyor, el altından.
O Detetive Miller faz uns biscates para mim.
Oğulları şirketinde çalışıyor.
Os filhos a trabalharem na sua empresa.
Öyle misin Tom, arı gibi çalışıyor musun?
Estás ocupado, Tom, a trabalhar?
- Nasıl çalışıyor peki?
- Como é que funciona?
Galiba zihnimi okumaya çalışıyor.
Acho que está a tentar ler a minha mente.
O sırada uydular çalışmıyor.
É quando os satélites não veem nada.
Bu saçmalık nasıl çalışıyor lan?
Como raio funciona esta treta?
Bildiğin gibi okulun son günü, eminim bu çok hoşlarına gider ve alet de çalışmıyor yani...
É o último dia de aulas e iam gostar de ti se fizesses isso e isto não funciona, por isso...
Artık çalışıyor, benim derse dönmem lazım.
Está a funcionar, vou voltar para a minha aula.
- Dar kotunun içine sığmaya çalışıyor.
- Quer caber nas calças apertadas.
Beni kandırmaya mı çalışıyor?
Tentou lisonjear-me hein?
Çalışıyor musun?
Estás a trabalhar?