Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → португальский / [ Ç ] / Çok doğru

Çok doğru перевод на португальский

4,306 параллельный перевод
Çok doğru!
Exatamente!
Çok doğru, Colin.
Isso mesmo, Colin.
Çok doğru, çok doğru.
É isso mesmo.
- Çok doğru. Bence de doğru.
É verdade.
Evet, evet. Çok doğru.
Sim, é verdade.
Çok doğru.
Isso mesmo.
Çok doğru.
Apenas tudo bem.
Çok doğru.
É bem verdade.
- Çok doğru!
- Muito verdade.
Çok doğru.
É verdade.
- Çok doğru!
É verdade!
Çok doğru. - Umarım bir gün onun gibi olabilirim.
Ele é mesmo.E eu espero um dia estar ao seu nível.
Çok doğru.
Bom ponto de vista.
Ve bu çok doğru.
E eu sei que é verdade.
Çok doğru, fakat o yönde becerim var.
- Claro, mas dei um jeito.
Çok doğru.
É isso.
Çok doğru.
Certíssimo!
Çok doğru.
É isso mesmo.
- Çok doğru.
- Isso mesmo.
- Çok doğru!
- Estás!
- Çok doğru.
- Obrigado.
Çok doğru.
Exactamente.
"Zor Zamanlar" ı tartıştık ama çok da doğru gelmiyor.
Falámos de Hard Times, mas não me parece correcto.
Ama sırf yalanlar şok edici ve çok fazla ilgi çekiyor diye bu onları mutlaka doğru yapmaz.
estão a mentir sobre tudo. Porém, não é só porque as mentiras chamam a atenção que se tornam verdade.
Şimdi, biliyorum paranı alamadın ama doğru olanı yapmak, çok daha iyi hissettirir kendini.
Sei que não ficaste com o dinheiro, mas... Fazer o mais correcto, deve ser muito melhor.
Doğru kişiyle seks yapmak çok önemli.
E fazer sexo com a pessoa certa é uma grande cena.
Doğru, çok bilmiş.
Isso mesmo, espertinha.
Çok doğru.
- É verdade.
İçine çok fazla su koymamalısın... yoksa doğru işlemez.
Não vais querer colocar muita água senão não vai funcionar.
Ve ben yapılabilecek çok fazla bir şeyin olmadığını düşünüyorum... herkesin de söylediği, doğru bence de.
E suponho que não há muito mais a fazer excepto aquilo que a maioria das pessoas acha correcto.
Çok doğru gelir.. ama doğru değildir
Não é ficção.
Sen sen çok cesursun ama anlaman gerekiyor, bunu doğru nedenler için yapıyoruz.
És tão corajoso. Mas tens que compreender, que estamos a fazer isto pelos motivos certos. E isso...
Diyelim ki, buna uygun kişileri buldun onlara ulaştın, zihinlerinin en derin noktasına girdin tamamıyla kontrolün altına aldın eğer çok çalışırsan... ve mesai harcarsan ve doğru yaparsan neredeyse her şeyi yapmalarını sağIayabilirsin.
Bem, vejamos, se tiver a pessoa certa se a controlar bem, entrar bem dentro se conseguir que ela fique sob influência com esforço e sem pressas e se for bem feito pode-se conseguir que eles queiram fazer quase tudo.
Çok iyidir, hepsi de doğru yerde.
Ela é tão boa. Tem tudo no lugar certo.
Lauda Hunt'a karşı çok agresif, McLaren'ı çimlere doğru zorluyor.
Lauda muito agressivo com Hunt, forçando o McLaren a ir à relva.
Sizin nesilden önce ama 70'lerin sonuna doğru çok popüler bir kitaptı.
É antes do teu tempo, mas era um livro bem popular na década de 70.
Bu iyi. Çok iyi, çünkü muhtemelen şehre doğru gitti.. ve birlerine bu koyu söyledi, değil mi?
Isso é muito bom, porque ela provavelmente foi para a cidade e disse a alguém sobre isto, certo?
Bu bir gerçek neyin doğru neyin yanlış olduğu çok basit bir gerçektir ve hepimiz için doğru olan budur.
É um facto, uma facto simples e puro que é verdadeiro e justo... É a verdade e direitos para toda a gente.
Doğru, çok pahalıdır.
Isso mesmo. Demasiado cara.
- Çok doğru.
- Está tudo aqui, no acordo de direitos.
Genç seyircilerimizin çoğu onun bir masal olduğunu düşünüyor. Diğer pek çok kişi ise hâlâ suça karşı açtığı tek kişilik savaşın doğru mu yanlış mı olduğunu tartışıyor.
Os espectadores mais jovens acham que agora ele é apenas um mito... e muitos debatem se a sua guerra solitária contra o crime... foi certa ou errada.
Doğru olabilir ama yine de bence senin yaşında biri cebinde en az bir dolar taşımalı, eğer taşısaydın çok şey fark ederdi.
Isso pode ser verdade, mas ainda acho que uma pessoa da tua idade deve ter pelo menos um dólar no bolso. Se tivesses, teria sido a diferença.
Kesinlikle, doğru aday için çok güzel bir eş olur.
Sem dúvida. Faria um belo par com o pretendente certo.
Doğru, ağzı sıkı oğlancılık yüzünden kendimizi bağlamayız, ama... Kız ve erkek kardeşler... Benim geldiğim yerde, bunun lekesini temizlemek çok daha zordur.
É verdade que não ficamos perturbados com um pouco de sodomia, mas irmãos e irmãs envolvidos, de onde eu venho, seria uma mácula muito difícil de fazer desaparecer.
Oysa doğru olmadığı çok açık.
Embora não seja, obviamente.
Tabii ki yaptın. işleri doğru yapmış gibi görünmekte çok iyi bir iş çıkardın.
Fizeste sim, pelo menos fizeste um bom trabalho a fingi-lo, então.
Annem der ki, çok çalışabilirsin doğru okullara gidebilirsin ama hiçbir şeyin garantisi yok.
A mãe diz que trabalhas no duro e vais para a escola certa mas nada está garantido.
Mithras'ın Oğulları'nın sende gördüğü şeyin doğru olduğunu ve her gün daha çok yaklaştığını söyleyebilirim, Artista.
Atrevo-me a dizer que é verdade o que os Filhos de Mithras viram em si, e está cada vez mais perto, artista.
Ama onlara şefkatli bir el uzatır ve masajla hayata döndürürseniz, çok geçmeden doğru yolu bulurlar.
Mas se lhes oferecermos uma mão carinhosa e os trouxermos à vida, acertam logo o passo.
Doğru, daha çok gençsin.
Não, tu eras muito nova.
Bu doğru, Portekiz çok güzel bir ülke.
É verdade, Portugal é um país muito lindo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]