Ölmeli перевод на португальский
476 параллельный перевод
- Jesse James ölmeli.
- O Jesse James tem de morrer.
Ve o sırlar da benimle birlikte ölmeli.
Nada tenho a dizer.
İkinizden biri ölmeli.
Um dos dois deve morrer.
Efendimiz. O ölmeli.
Deverá morrer : pôs as mãos sobre o Senhor.
Sana kalsa insanlar aynı yerde doğmalı, yaşamalı ve ölmeli!
Para ti, as pessoas deviam nascer, viver e morrer no mesmo sítio!
Kraliçe Nailla ölmeli.
Essa Rainha Nailla deve morrer.
O ölmeli.
Ele deve morrer!
O şimdi ölmeli yoksa başaramayız.
Ela deve morrer agora ou falhamos!
O zaman Hawkins ölmeli! Evet.
Então o Hawkins deve morrer.
İkimizden biri ölmeli.
Um de nós tem de morrer.
Geleneklere göre kocasıyla birlikte ölmeli.
- A tradição manda que ela morra com ele.
Bu kurtarıcı yeni doğanlar arasında olduğuna göre sadece yeni doğanlar ölmeli.
Uma vez que este salvador acaba de nascer, apenas os recém-nascidos devem morrer.
Yeni doğan tüm erkek İbrani çocuklar ölmeli.
Todos os rapazes hebreus recém-nascidos morrerão.
- Aunt ölmeli.
A tia devia estar morta.
Ve ölmeli.
E morrer.
Yasa katil ölmeli der.
A lei diz que este homem tem de morrer?
Hırsa hizmet için bir çocuk mu ölmeli?
Tem uma crianca de morrer para servir os fins dos homens poderosos e ambiciosos?
Daha kaç çocuk ölmeli?
Quantas crianças terão de morrer?
Bu, büyük Sezar Roma'nın sevgili evladı en azından içimizden biri Roma yaşasın diye ölmeli.
Trata-se do grande César amado por Roma e, pelo menos, um de nós que tem de morrer para que Roma viva.
Altın postu çalanlar mutlaka ölmeli.
Aqueles que roubam o velo de ouro devem morrer.
Genç bir kız ölmeli.
Uma donzela tem de morrer.
Genç bir kız ölmeli!
Uma donzela tem de morrer!
O entrikacı çiftçiler ölmeli.
Esses camponeses confabuladores devem morrer.
Ölmeli.
Ele deve morrer.
Emin olmam için, Beytüllahim'de yeni doğmuş tüm erkek çocuklar ölmeli.
Por precaução, todo menino recém-nascido em Belém... deve morrer.
Sevinin o insanların öldüğüne, yarın daha fazlasıda ölmeli.
Não exultai com os mortos, porque mais morrerão amanhã.
- Belki de senin gibi sıçanlar ölmeli.
Talvez um rato como tu, esteja melhor morto.
Biz Klingonlulara göre de hastalar ölmeli.
Os Klingons, acreditam, tal como vós, que os doentes devem morrer.
Kaptan, diyelim ki, olayları yoluna koymak için durumu çözeriz, Edith Keeler ölmeli mi?
Capitão, imagine que descobrimos que, para que tudo volte a estar certo, a Edith Keeler tem de morrer.
Jim, Edith Keeler ölmeli.
Jim, a Edith Keeler tem de morrer.
Hols, çok güçlü olmadan önce ölmeli.
Hols tem de morrer antes de se restabelecer.
Birimiz ölmeli, ama ikimiz değil, daha değil.
Um de nós deve morrer, mas não os dois. Ainda não.
Bu... ünite ölmeli.
Esta... unidade deve... morrer.
Sence bu sunak için kaç adam ölmeli?
Hoje em dia quantos homens acha que morreriam pela estátua, padre?
Dokuz ölmeli senin kaybının karşılığında.
Nove morrerão e pagarão pela tua perda.
Dokuz ölmeli.
Nove morrerão!
O şerefsizler ölmeli! " Yeter bu kadar anlattığım bu hikayeyi.
Agora chega dessas histórias.
Ama o, bu sabah ölmeli.
Ele não tem que morrer esta manhã.
O domuz ölmeli.
Aquele porco tem de morrer.
Kendinden önceki John gibi bu İsa'da ölmeli
Tal como o João antes dele Este Jesus deve morrer
Bütün bir ulusun hayrı için bu İsa'da ölmeli
Pelo bem da nação Este Jesus deve morrer
Ölmeli, Ölmeli bu İsa'da ölmeli
Deve morrer, deve morrer Este Jesus deve morrer
Ölmeli, Ölmeli bu İsa, bu İsa bu İsa'da ölmeli
Deve morrer, morrer Este Jesus deve, este Jesus deve Jesus deve morrer
Neye mal olursa olsun, Bond ölmeli.
O Bond tem de morrer, custe o que custar.
Bunun bedelini ödemek için, masum bir kurban ölmeli. Ben.
Em compensação seria necessária uma vítima sem culpa... e essa vítima seria eu.
Ölmeli, Caesar.
Ele tem de morrer, César!
- O ölmeli, Bay Thorn!
- Ele tem de morrer.
Ölmeli! Ölmeli!
Morte, morte morte!
O çocuk ölmeli.
O rapaz tem de morrer.
Yaş veya kuru, bir adam meyvesini vermeden ölmeli.
"E verde ou sêco," um homem tem de morrer
İnsanlar ölmeli.
Os homens devem morrer.