Ölüsün перевод на португальский
713 параллельный перевод
- Hatırlamadığını söylemiştin. - Ölüsün artık.
Tu disses-te que não te lembravas.
Ölüsün lan sen.
És um homem morto. És um cabrão de um homem morto.
Hayır, bu iş karara bağlandı Sen asıIdın ve resmen ölüsün.
Não, isso ficou resolvido. Foi enforcado e declarado morto.
Çünkü... sen ölüsün, Pinokyo.
Porque... estás morto, Pinocchio.
Çünkü eğer şafak vakti ise, ölüsün demektir.
Pois se for a aurora, você está morto.
Sen de Komako kadar ölüsün, haberin yok.
Estás tão morto quanto o Komako e não o sabes.
Sen ölüsün.
Estás morta!
Yedi uzun yıldan beri ölüsün.
Estás morta há sete longos anos!
Sen ölüsün!
Estás morta!
Sen ölüsün.
"Você está morto."
Ölüsün... Sonra...
Estás morto.
İşi yapsan da her halükarda gene ölüsün çünkü bu işten paçayı kurtaramazsın.
Portanto fazes o trabalho e estás morto, na mesma, porque sabes que nunca levas a melhor de nada.
- Konuşamazsın. Sen ölüsün.
Não podes falar, estás morta.
- Bir küçük gürültü, sen ölüsün.
Um pequeno ruído e estás morto.
Bir küçük gürültü, sen ölüsün.
Um pequeno barulho e morres.
Ve sen de ölüsün.
E tu estás morto.
Sen zaten ölüsün, ihtiyar.
Você já está morto, velho.
Niçin fatura istiyorsun? Sen, ölüsün.
- Para qué o recibo, estás morto?
# Herhangi birinin olabileceği kadar, ölüsün.
Estás o mais morto possível.
- Ölüsün sanmıştım. Yanlış düşünmüşsün, lanet olsun!
Pensaste mal, porra!
Şunu bil, sen ölüsün.
Só para que nos entendamos, já estás morto.
Sen lanet olası ölüsün!
Estás feito.
Sen lanet olası bir ölüsün!
És um homem morto.
Sen lanet olası bir ölüsün!
És um gajo morto, seu cabrão.
Sen lanet olası bir ölüsün!
És um gajo morto.
Fakat sen ölüsün!
Mas estás morto.
- Seni bitireceğim, aptal. Sen ölüsün.
- Estás morto, meu palerma.
Ölüsün.
Estás feito.
... sen dokuz yıldır ölüsün " derdim.
Há nove anos que está morta! "
Sen ölüsün.
Você é um homem morto.
Sen artık bir ölüsün.
És um homem morto.
Sen onlar için ölüsün.
- Não. Lá estavas morta. Lá morrias.
Artık ölüsün, o yüzden kapa çeneni!
Bem, agora estás morto, portanto cala-te!
Ölüsün!
Morre!
Ölüm hakkında tasalanma. Çünkü sen zaten ölüsün.
Não se importa com a morte pois já está morto.
Kendi iyiliğin için, bu doğru olmasa iyi olur çünkü saat olmadan, sen bir ölüsün.
- Para teu próprio bem, é bom que isso seja mentira. Sem aquele relógio, estás morto.
Dwyer, sen artık ölüsün!
Dwyer, estás morto!
Dövüşte konsantrasyonu kaybedersen ölüsün!
Se perderes a concentraçäo num combate, estás arrumado!
Puan olsun olmasın... sen ölüsün.
Com pontos ou sem pontos estás arrumado.
Ölüsün.
Acabado.
Spyro, sen artık bir ölüsün!
Estás morto, Spyro!
Sen ölüsün, tatlım.
Estás morta, querida.
Sen ölüsün ve onlardan birine dönüşeceksin.
Estás morto e vais transformar-te numa daquelas coisas ali de fora.
- Pekala. Sen ölüsün, öldün sen.
Quero-te.
Sen ölüsün!
Tu estás morto!
- Sen ölüsün, MacGyver.
- Estás feito, MacGyver!
Sen ölüsün.
Estás morta.
Ölüsün!
Sem piedade!
Sen de ölüsün.
Tu também estás morto.
Tanrım, sen ölüsün.
Deus...
Sen ölüsün.
Estás feito.