Doesn перевод на русский
175 параллельный перевод
To be in a minority of one doesn't make you mad.
Быть среди меньшинства не означает быть сумасшедшим.
Partridge Family'den, "Doesn't Somebody Want To Be Wanted" ve sonrasında da Edison Lighthouse'dan, "Love Grows Where My Rosemary Goes" u dinlediniz.
"Партридж Фэмили" с песней "Кто не хочет быть желанным?" и Эдисон Лайтхаус с песней "Любовь расцветает, где моя Розмари цветёт".
She doesn't have it all. Mutluymuş gibi yapıyor, ama, içini hemen görebiliyorsun,... mutsuz o.
Она притворяется счастливой, но сразу видно, что она подавлена.
Fark etmez.
Это doesn " t вопрос.
Herif baş belasının biriydi... ama bu öldürülmesini haklı kılmaz.
Реальный douchebag, но thatjust doesn " t делают это правом.
Çok sağlıklı görünmüyor, değil mi?
Это doesn " t слишком здоровый взгляд, не так ли?
Kabul edin, bu hayvan saldırısı işinde bir bit yeniği var.
Вы должны допустить ( признать ), это животное нападение имеет вид зловещего чувства, doesn " t это?
# I smell lithium now # # smelling lithium now # # how is she when she doesn't surf?
Чувствую, плавится литий. Чувствую, плавится литий. Как она, когда не сёрфит?
# # how is she when she doesn't surf? # # Sörf yapmadığında nasıl acaba?
Как она, когда не сёрфит?
# # # how is she when she doesn't surf? # Sörf yapmadığında nasıl acaba?
Как она, когда не сёрфит?
- İncitiyor, değil mi?
- Hurts, doesn't it?
Hatırlaması kolay ve bir sürü soruya da yol açmayacaktır.
It's easy to remember, and it doesn't invite a lot of questions.
Demek istediğim, Doesn't mean anyone else will.
Ну то есть мне задума нравится, но не факт, что она понравится другим.
Savaş böyle iyi devam etmezse fazla iyimsermişiz gibi görünür.
... if the war doesn't continue to go well то будет выглядеть, что мы были конченными оптимистами. ... it will look like we were overly optimistic.
11... O zaman 25 o kadar kötü durmuyor!
11- - 25 DOESN'T SOUND SO BAD.
As long as the loo doesn't back up again.
До тех пор, пока дерьмо в уборной снова не польется через край.
Hiç şans var mı?
This show doesn't feel like it's something that we made.
Hiçbir anlamı yok.
That doesn't make sense.
Bilmiyor.
He doesn't know.
I publicly dump this guy that doesn't even like me in B O.
Я публично в кафе "B O" бросаю парня, который меня даже не любит!
Ne yani, cep telefonun Seattle'da çekmiyor mu?
Ну что, твой сотовый не принимает в Сиэтле? So, what, your cellphone doesn't get reception in Seattle?
Kardeşlerinin ne istediği, ya da benim ne düşündüğüm önemli değil.
It doesn't matter what your sisters want or what I think.
I understand he doesn't look much like the San Francisco composite.
Я так понимаю, он не сильно похож на смешанный образ жителя Сан-Франциско.
And if he doesn't answer
# А если он не отвечает?
And if he still doesn't answer?
# А если все еще не отвечает?
But doesn't that have a lovely ring to it?
Но разве вам не нравится, как это звучит?
Sırf yok diye cinsel açıdan işe yaramaz biri demek değildir.
Agh! Just because he's not fiddling doesn't mean it's not sexual.
Küçük zeka özürlü, kültürsüz, bunu hak etmiyor.
Cretinous little uncultured palate doesn't deserve- -
Dikkat et babam seni burada kung fu yaparken görmesin Paul Bunyan.
Careful dad doesn't see you making with the Kung Fu there, Paul Bunyan.
Bunun hiçbir anlamı yok.
It doesn't make any sense.
Getting your ankles wet doesn't count.
Просто намочить лодыжки – не считается.
Bir şeyin gerçek olmasını istemen öyle olduğu anlamına gelmez, T.J.
только потому что ты хочешь чтобы что-то было правдой it doesn't mean it is, T.J.
O kadar kötü değilmiş.
Well, that doesn't sound so bad.
Gemi sebepsiz yere FTL'den çıkmaz.
Well, the ship doesn't drop out of FTL for no reason.
Gemi hiçbir yere gitmek istemiyor.
The ship just doesn't want to go anywhere.
Ama bir tehdidin geçmiş olması başka birinin gelmediğini göstermez.
But just because one threat is behind you doesn't mean there isn't another ahead.
Pilar, kaybolduğunda kimsenin umursamayacağı birisi değil.
Pilar just doesn't disappear and no one has to answer.
Artık hiç öyle hissetmiyorum.
Doesn't really feel like anything now.
- Bisiklet yolunda hâlâ, değil mi?
There's no building. It doesn't exist.
- Daha fantastik olabilir miydi?
Doesn't get any soapier than that.
Bu, hâlâ o gece neden stüdyoya gittiğinizi açıklamıyor.
But that still doesn't explain why you went back to the studio that night.
Evet ama Sarah'nın Vince ile tekrar beraber olmaya karar vermesi şüpheleri olmadığını göstermez.
Yeah, but even if Sarah decided That she was gonna get back together with Vince, It doesn't mean that she didn't have doubts.
Dışarılarda birinin yok ve onu bulacağız.
Yeah, well, somebody out there doesn't, and we are gonna find them.
Ne kadar yıkamaya çalışsan da orada kalır.
But it doesn't matter how much you try to wash it, It's still there.
Onun kurtarılmaya ihtiyacı yok.
She doesn't need saving.
Önemi yok.
It doesn't matter.
İyi de neden Ford'un parmak izi yok?
Yeah, but not why Ford doesn't have one.
Driscoll, biyolojik bağlarının önemli olmadığı konusunda haklı olabilir.
And Driscoll might have been right that their biological relationship doesn't matter.
Sorunu cevaplamak istemiyor.
She doesn't want to answer your question.
Ne tarz bir baba annesiz bir çocuğu tatilde eve çağırmaz?
What kind of father doesn't bring his motherless kid home for the holidays?
Brauer'ın desteklediği ideolojiden çok da farklı gibi durmuyor.
Doesn't sound that different from the ideology Brauer's espousing.