Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → русский / [ D ] / Dolayısıyla

Dolayısıyla перевод на русский

1,384 параллельный перевод
Dolayısıyla, 19 yüzyıl biliminin anahtar sorusu oldu.
Ќе удивительно, почему он стал ключевым вопросом науки 19-ого столети €.
Dahası, bu dalgaları ve dolayısıyla bütün atomu geleneksel fizik üzerinden tanımlayan güçlü yeni bir denklem ortaya attı.
Ѕолее того, он предложил новое мощное уравнение, которое полностью описывало эту волну и весь атом с точки зрени € традиционной физики.
Ama yöntemlerimi sorgulamak bakanlığı sorgulamaktır ve dolayısıyla bakanın kendisini.
Но ставить под вопрос мои методы - это ставить под вопрос Министерство и, по цепочке, самого министра.
İnsanlar, aşçılığın ve dolayısıyla da aşçıların, kibirli olduklarını zannediyor.
Все думают, высокая кухня — для снобов. Значит, и повара снобы.
Hız ve dolayısıyla vakit kaybettik.
Мьι сбaвили скopoсть и пoтеpяли вpемя.
Dolayısıyla erkeklerle işim bitti ve dağdaki işimiz de bitti artık.
Так что для меня с парнями все кончено, я отправляюсь с тобой в горы, подруга.
Bana gelirsek, güleceksin ama, Lucas'la barıştık dolayısıyla yeniden bir tanrıça oldum.
А я... Ты будешь смеяться, подруга. Я снова встречаюсь с Лукасом.
Dolayısıyla bakanlık okulu kapatmaya karar vermiştir.
Поэтому министерство республики Сербия принимает решение официально закрыть эту школу. Ключ! - ключ!
Dolayısıyla, talep ettiğim karar...
И соответственно я требую...
Dolayısıyla tiner koklamak için zamanları olmuyor.
Чтоб времени не было у них клей нюхать.
Dolayısıyla kararımız, ölümünü garanti etmektense hapse göndermek olmalıdır.
И мы своим решением сейчас, вместо того чтобы парня отправить в тюрьму, подпишем ему смертный приговор.
O zaman daha seninle tanışmamıştık. Dolayısıyla sayılmaz.
И было до встречи с тобой, так что это не считается.
Bir kaç gün için Londra'ya gitmeliyim işler dolayısıyla.
Я вынужден уехать на несколько дней в город по делам.
İşi dolayısıyla pek evde olamıyor.
Он часто в разъездах...
Hepsinin burada mevcut olduğunu varsayıyorum, dolayısıyla her şeye virüs önleyici ve dezenfektandan oluşan özel kokteylimden püskürtüyorum.
... Я предполагаю, что эта дрянь там есть. ... Вот и поливаю всё своим лучшим дезинфицирующим коктейлем.
Dolayısıyla temiz bir sicilim olmalı.
Так что хочу начать с чистого листа.
Steadman'ın arabasına öldürüp koyduğumuz o evsiz herifle kıyaslanacak olursa ki görünürdeki tüm DNA örneklerini de imha ettiğimizi söylemeliyim dolayısıyla kıyaslanacak hiç bir şey olmayacaktır.
Для сравнения с тем бездомным, которого мы убили и положили в машину Стедмана? Мы уничтожили все остальные образцы его ДНК, так что сравнивать будет не с чем.
Dolayısıyla, şu puro kulübüne gidip babasının kutusunu açtığımızda ya içinden bir paket Stogie marka puro çıkarsa?
А если мы приедем в этот сигарный клуб, откроем ящик ее отца..... и найдем там только кучу дешевого табака?
Dolayısıyla buna müsaade edemem. Lütfen bizi bırak gidelim.
И я не могу этого допустить, так что - пожалуйста - отпусти нас.
Dolayısıyla, biz de bunu çaktırmadan, onların gelmesini bekleyeceğiz.
Поэтому мы будем вести себя тихо и позволим им туда доехать.
Dolayısıyla, tüm saygımla beraber, sanırım kararımı uygulayacağım.
Так что, при всем должном уважении, думаю, я сделаю это.
Kira olduğumu bilmiyorum, dolayısıyla Kira değilim! Ben de Kira'nın kim olduğunu bildiğini düşünüyorum. Ama sen Kira'ysan, her şey yerine oturur.
поэтому я не Кира! то все станет предельно ясным.
Ailen dolayısıyla, polisi bırakıp Kira'yı aramaya devam etmenin pek de iyi bir seçim olacağını düşünmüyorum.
и заняться преследованием Киры ради заботы о своей семье.
Dün gece Jay'in başına gelenler dolayısıyla, yetkililerle birlikte prodüksiyona birkaç günlüğüne ara vermeye karar verdik.
В свете вчерашнего происшествия с Джеем чтобы помочь следствию мы на несколько дней приостанавливаем съемки.
Aramızdaki durum dolayısıyla yanımızda üçüncü biri olacak.
По причине нашей-сам понимаешь-ситуации, нам понадобится третья сторона.
Dolayısıyla, doğaçlama davrandı.
Поэтому... он действовал по наитию.
Dolayısıyla, neden erdemli numarası çekmeyi bırakmıyorsunuz?
Так может, давайте опустим ту часть Где вы притворяетесь праведниками?
Yaşlandığı içindir ve dolayısıyla, yaratanına yaklaşıyor ki kanunsuz işleri için hesap verme zamanı yakındır.
Это оттого, что он старый, и следовательно, ближе к своему Создателю, перед несоизмеримым величием Которого он должен себя оправдать.
Hiç öğrenmedi bunu ve dolayısıyla da bir karşılık vermedi.
Она никогда об этом не знала и никогда не отвечала взаимностью.
Bunu hırsızlık olarak görmüyorum, çünkü Chuck'la ben bir nevi hayat ortağıyız. Dolayısıyla mallarımız da ortaktır.
Вообще-то я не воровал с тех пор как встретил Чака и мы стали друзьями по этой причине мы разделили имущество.
Bizim pilotlarımızdan bir tanesi mi? Uçağı bizimkilere benziyor, dolayısıyla civar bölgelerden biri olabilir.
Пилот нашей корпорации? он из соседней зоны ответственности.
Biz ikiziz, dolayısıyla bizi ayırmanız oldukça zordur.
Мы абсолютно похожи, нас очень непросто различить.
Hepimiz para ödedik, dolayısıyla bu hepimize ait.
Мы все заплатили за нее, и она принадлежит всем нам.
İkincisi, diğer binanın merdivenlerinin giriş kapısı kapalıydı dolayısıyla üçüncü katta sona eren yangın merdiveniyle inmek zorunda kaldım ve beni yemeğe kalmam için ısrar eden sevimli Ermeni ailenin evine girmek zorunda kaldım.
Во-вторых, дверь на лестнице в другое здание была заперта. поэтому мне пришлось спускаться по пожарной лестнице, которая заканчивалась на третьем этаже. Мне оставалось только пробираться через окно милой армянской семьи, которые заставили меня остаться на обед.
Dolayısıyla da buraya kendim için geldiğimi sanma.
Так что не думай, что я пришел сюда подлечиться.
Dolayısıyla Dutch daha fazla iş alıyor.
Который в свою очередь, даст Датчу больше кабриолетов.
Dolayısıyla Manny'in % 10 luk payı artıyor.
Который в свою очередь прибавит Мэнни 10 %.
Dolayısıyla niçin "enerji" kelimesini kullandığını merak ettiriyor.
Который в свою очередь удивил меня, когда ты использовал мой текстовый стиль.
Çizilmiş, kaza dolayısıyla zarara görmüş olabilir.
Он поврежден, но это могло случиться во время аварии.
Buna son dakika haberleri dolayısıyla ara veriyoruz.
- Мы прерываем дебаты, в связи срочным выпуском новостей.
Ona ve dolayısıyla Tanrı'ya sunabileceğimiz en iyi hizmet bu.
Это лучшая услуга, которую мы можем предоставить ей и подарить Господу.
Dolayısıyla borusunu deliklere sokmak onun işi.
Он привык засовывать трубы во всякие отверстия.
Hangi çatalı nerede kullanmasını öğrenmesi, spor gibi bir şey dolayısıyla gidecek.
Скорее всего, умение пользоваться вилкой станет величайшим из его спортивных достижений.
İnsanlar nesillerdir bu mağaraları ziyaret ediyorlar. Mağara tabanları kuş dışkılarıyla doludur. Dolayısıyla 10 dakikalık bir çalışma bu çiftçilerin sepetini doldurmaya yetiyor.
Ћюди посещали эту пещеру в течение нескольких поколений ѕол пещеры покрыт в гуано ( ƒсЈа ) настолько многочисленный, что работа 10 минут может заполнить корзины этого фермера
Ev sahibinin evcil hayvan yasağı dolayısıyla günün 24 saati perdeleri kapalı tutuyoruz.
Мы должны держать занавески закрытыми круглые сутки, потому что хозяин дома запрещает домашных животных.
İş dolayısıyla buradayım.
Просто работаю.
- En önemsizi. Kurban herhangi bir not bırakmamış. Zanlının şerifin akrabası olması dolayısıyla kanıtların önemsiz olduğu tarafta mı durmalıyım?
Я что, должна оставаться в стороне, если доказательства слабые, только потому, что подозреваемый - родственник..
Eşim dolayısıyla.
- По замужеству.
Dolayısıyla...
Итак... еще раз...
Programımıza, özel bir gelişme dolayısıyla ara veriyoruz.
Мы прерываем нашу программу. В эфире экстренный выпуск новостей.
Dolayısıyla dava bizi kapsamıyor.
Это закрывает дело для нас.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]