Dıyorsun перевод на русский
1,285 параллельный перевод
Neden bu kedileri dışarı atmıyorsun?
Поцему ты не избавишься от своих кошек?
- Sen neden Miki'yi dışarı atmıyorsun?
Поцему ты не избавишься от Мики? - Что?
Dışarı mı çıkıyorsun?
Ты снова идешь гулять?
Gıdıklıyorsun.
Говорила же, не делай это.
Dışarı mı çıkıyorsun? Evet, artık burada yaşamadığımı kendime hatırlatıp durmam gerekiyor.
Да, я должна продолжать напоминать себе что больше здесь не живу.
Kadın ölü. Tamam, Tom. Neden dışarıya geri dönüp bloğun çevresinde dolaşmıyorsun?
Так, Том, почему бы тебе не вернуться назад?
Selam millet, bir fikrim var. Tobias, neden Kitty'yi öğleden sonra dışarı çıkarmıyorsun?
Тобиас, своди куда-нибудь Китти до вечера.
Dışım serttir, ama bazen beni acıtmak için davranıyorsun gibi geliyor.
" мен € толста € кожа, но иногда мне кажетс €, ты нарочно хочешь мен € обидеть.
Ya da ipliyorsa, neden içeri girip onu dışarı çıkarmıyorsun? Böylece kendi ağzından bize söyler?
А если это не так, то пусть выйдет и скажет нам это.
Dışarı mı çıkıyorsun?
Надо же. Ты уходишь
Peki neden dışarı çıkıp oyuna katılmıyorsun?
А почему ты не выходишь? Почему не развлекаешься?
Onu benim tanıdığım şekilde tanımıyorsun ve Julie'yle ilgilenmesinin tek nedeni bana işkence etmek istemesi.
Я знаю ее лучше тебя, и Джули ее интересует только как возможность меня позлить.
Görünüşe göre beni, seni tanıdığımdan daha iyi tanıyorsun.
Очевидно, вы знаете меня лучше, чем я вас.
Seni tanıdığım kadarıyla herşeyden çok mantığa inanıyorsun.
Я так понимаю, ты прежде всего веришь в рационализм.
Bilincin dışında seks yapıyorsun.
Я имею ввиду, что вы занимаетесь сексом, не зная об этом.
Şimdi bilgisayarı dışarı mı çıkarıyorsun?
И ты достаёшь свой компьютер?
Günaydın.Binanın dışında ne yapıyorsun?
Доброе утро. Что вы делаете на улице?
Bu kadını tanıdığını sanıyorsun ama yanılıyorsun.
Ты уверен что ты знаешь эту женщину? Я уверен, что нет.
Dışarı mı çıkıyorsun?
— Вы уезжаете?
Evlenmeye yaklaştığımız her gün, tanıdığım insandan daha da uzaklaşıyorsun.
С каждым днём, чем ближе мы к тому, чтобы пожениться, человек, которого я знаю, всё больше отдаляется.
Gezegen dışına mı çıkıyorsun?
Собираетесь на другую планету?
Bu görevde ne kadar önemli olduğumu kıskanıyorsun - önemli - gezegen dışına çıkmamı kıskanıyorsun... ve sen de bu hastane bile denemeyen acınacak yere kısıldığın için kıskanıyorsun.
Завидуете, насколько я важен этой миссии - важен, важен - завидуете, что я посещаю другие миры, и вы застряли в этих глупых, убогих заботах о больнице.
Belki sen de Zach'i onun seni tanıdığı kadar tanıyorsun.
Ну, может ты знаешь Зака настолько же, как он - тебя.
Önce, sen 2 bilet alıyorsun ve içeri giriyorsun, sonra biz dışarda bekliyoruz ve çitlerden içeri sızıyoruz.
Сперва вы возьмёте два билеты и пройдёте внутрь, а потом мы дождём снаружи и проскочим через оградку.
- Dışarı mı çıkıyorsun?
- Да, но мы обязательно посмотрим утром, хорошо? - Ты что, уходишь?
Onu dışarı mı çıkarıyorsun?
- У тебя свидание с ней?
Dışarı çıkamıyorsun.
Нельзя никуда выйти.
Hem de çok ilgisi var. Sperm sayın fazla olduğu için evrenin hiçbir yerinde kimsede olmayan bir beden dışı tecrübe yaşadığını sanıyorsun, dostum.
Притом, что у тебя сперма скопилась и давит и ты думаешь, что такого, как с тобой, не случалось ни с кем в этой поганой вселенной.
Onun dışında ne yapıyorsun?
И чем еще вы занимаетесь?
Hayır, sen dışarda kalıyorsun.
Нет, ты в запасе.
Biraz Victoria'yı ülke dışına postalamaya çalışıyorsun gibi geldi de.
Просто, похоже, будто ты пытаешься выпихнуть Викторию из страны.
... Neden beni her konuda saf dışı bırakıyorsun.. ... biraz esnek olmak istedim Ama hayır! ...
... всегда все делаешь наперекосяк на каждом шагу пыталась дать немного свободы, но нет!
Demek sen evlilik dışı ilişki aramıyorsun?
Значит, вы не ищете отдушину на стороне?
Dışarı çıkıp kendine istediğin gibi bir sandviç almıyorsun, hı?
Купи себе сэндвич. Какой захочешь, а?
Dışarıda berbat bir iş çıkarıyorsun, Brownie.
Ну и наворотил ты делов, старичок.
Neden dışarı çıkmıyorsun?
Почему бы вам не выйти?
Bu yüzden bu şehri benim tanıdığım kadar tanımıyorsun.
Это потому что ты не знаешь этот город так, как я.
Başkalarına öncelik tanıdığında, kendin sona kalıyorsun.
Уступая всем, остаешься ни с чем.
Bak, sevdiğin birini yitirmen çok kötü bir şey biliyorum kendini dışarıya kapatıyorsun.
Я знаю что потерять кого-то, кого любишь - это ужасно. Ты закрываешься.
Bir kamera için bıdı bıdı yapıyorsun yani?
Ты надоедаешь мне из-за камеры
Dışarı mı çıkıyorsun?
- Уходишь?
Öyle dırdır yapıyorsun ki,... "Bu nasıl gerçek olabilir?" İnsanlara ne ifade edecek?
Вы хотите сказать, "Как это может быть правдой?" Что же еще нужно вам, людям?
Beni dışarıda bırakıyorsun!
Выкидываешь оттуда меня!
Bebeğim dışarıda ne yapıyorsun?
Малыш, что делаешь в коридоре?
Telefonlarıma cevap vermiyorsun, hiç dışarıda takılmıyoruz, şimdi de Edward R. Moron'u gözümün içine sokarak beni kıskandırmaya mı çalışıyorsun?
Ты не перезваниваешь мне, мы никогда не встречаемся, а теперь ты пытаешься заставить меня ревновать, размахивая Эдвардом Р. Мороном перед моим лицом?
Neden akvaryumunun dışına çıkmaya çalışıyorsun?
Зачем тебе выпрыгивать из вазы?
Kevin, Rogaine * dışında hangi reçeteli ilaçları kullanıyorsun?
Кевин, какие лекарства, выписываемые по рецепту врача ты принимаешь, помимо лекарства от облысения?
Senin eve gitmeni beklemiyorlar mıdır sanıyorsun?
Думaешь, oни не сидят тaм, oжидaя, пoкa тьι не пpискaчешь дoмoй?
Tıpkı tanıdığım ihtiyar bir keltoş gibi davranıyorsun.
Ты напомнила мне одного лысого старикашку.
Vücudunun dışında sadece birkaç dakika yaşayacaklarını söylemiştin. Bu yüzden onları canlı yakalayamıyorsun.
Ты же сказал, что вне человеческого тела они могут жить всего несколько минут, поэтому их не возьмёшь живыми.
D.L. yaptığımızı şeyi öğrendikten sonra ne yapacağını sanıyorsun?
Как ты думаешь, что сделает ДиЭл, когда обнаружит, что мы натворили?
diyorsun 241
diyorsunuz 82
diyorsun ki 51
diyorsunuz ki 20
diyorum 468
diyor 1008
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorlar 355
diyor ki 279
diyorsunuz 82
diyorsun ki 51
diyorsunuz ki 20
diyorum 468
diyor 1008
diyorum sana 34
diyorum ki 259
diyorlar 355
diyor ki 279