Ekmek перевод на русский
2,912 параллельный перевод
Eski Roma'da insanlara ekmek ve sirk verdiler.
В древнем Риме... они давали хлеб и зрелища.
Adamım, biraz daha yumurtalı ekmek ister misin?
Карл. Будешь еще тост, старик?
Ekmek kabuğu soyulmuş olsun mu?
С корочкой отрезать?
Dünden kalma tavuk, iki gün öncesinden kalma sığır filetosu tam bayatlamamış ekmek ve iki kavanoz da son kullanma tarihi geçmek üzere olan mayonez getirdim.
I got day-old chuck, two-day-old sirloin, couple of partially soft bagels, and, like, two gallons of nearly expired mayo.
Ekmek küfü projemde aldığım not yüzünden sanıyordum ama ikide bir özel olarak görüşmek için bahane arıyorlarmış.
I thought it was because of the crappy grade I got on my bread mold project, but they kept on excusing themselves to discuss it in private.
Çünkü bu eve ekmek getirecek olan benim!
Потому что работать буду именно я.
Eve ekmek getiren ben olurum.
Работать буду именно я.
Ekmek paramız için çalıyoruz.
Просто играем хоть ради куска хлеба.
Herifin ekmek kapısı burası.
Летун прилетел прямо сюда.
Tıpkı ekmek kırıntıları gibi.
Как крошки.
Yanında da kıtır ekmek var.
А рядом гренки.
Bakar mısınız? Biraz daha ekmek alabilir miyiz lütfen?
Можно нам еще хлеба?
- Daha fazla ekmek getirmesin lütfen.
- Прошу, не надо хлеба.
Biraz daha ekmek lütfen.
Принесите хлеба.
Hepsi ekmek yiyen tipler işte.
Ест хлеб, ест хлеб.
Fran, ekmek yiyorsun demek.
Фрэн, ты ешь хлеб?
Çabuk kek ve ekmek tarifleri.
"Хлеб и пирожные на скорую руку".
Daha sonra atıştırmak isterseniz buzdolabında muzlu ekmek var.
И в холодильнике лежит банановый хлеб, если потом захотите перекусить.
Felcin kızarmış ekmek gibi koktuğunu söylüyorlar.
Говорят, удар пахнет тостом.
Ekmek.
Хлеб.
- Buğdaydan ekmek haline getirilmiş.
Измельченный до крайности.
Beyaz ekmek.
Белый хлеб.
Yataktan çıkmama izin verirsen ekmek ve peynir getirebilirim.
Если ты позволишь мне встать с постели, я могу принести тебе немного хлеба и сыра.
Peynir ekmek yiyeceğiz?
Вы собираетесь есть этот сырный хлеб?
ve yarım ekmek yerine- - bütün ekmek almanızı sağlayacak SubWay sandviç kuponu- - ve... kısmen yenmiş salatalık turşusu.
этот купон в Сабвей... для покупки длинного шестидюймового.. ( все страстно желают ) и... надкушенный соленный огурец
Bu mazlum Cindirella'nın inanılmaz hikayesi, ve burada, Kantmiss ve Açlık Oyunları ile ilgili şeyler peynir ekmek gibi satıyor.
Это история о конченной неудачнице Золушке и бедняки сжирают здесь все, скупая товары со всем, чем только можно, связанным с Кантмис или Играми за Хавчик.
# Sen taze yumurta olsaydın, #... ben bir parça ekmek olurdum.
И если бы ты была "глазуньей", Я был бы кусочком хлеба
# Ben bir parça ekmek olsaydım, sen tereyağı ya da reçel olurdun.
Если бы я был кусочком хлеба, то ты была бы маслом или вареньем.
Bir sürü ekmek var, sosa daldırman için.
У меня ещё есть свежий хлеб и масло.
Bana bakmayın. Bende ekmek falan yok.
А я....
Evet, O burada, Ellerine biraz ekmek hamuru bulaşmış durumda.
Да, она здесь, просто руки в тесте испачканы.
Sana düğün hediyesi olarak aldığım ekmek kızartma makinesini görüyor musun?
Видишь тот тостер, что я подарила вам на свадьбу?
Ben küçükken, bizim ekmek kızartma makinemiz yoktu.
Когда я была маленькой, у нас не было тостера.
Yıllar sonra o ekmek kızartma makinesini tezgâhında görüyorum.
Спустя годы, я вижу этот тостер в твоем подарочном списке.
Senin manyak bir düğün hediyen oldu ve ben sonunda kızarmış ekmek ile barıştım.
Ты получила отпадный свадебный подарок, а я, наконец-то, заключила мир с тостом.
Ekmek ve taze yumurta...
Здесь свежие яйца и хлеб...
Kızarmış ekmek yapabilir misin?
Можешь предложить тост?
Milyonlarca kızarmış ekmek yapabilirim.
Я знаю много тостов.
Evet, eve ekmek getiren benim çünkü.
Ага, это потому что только у меня есть работа.
- Ekmek aldın mı?
- Вы достали хлеб "Wonder"?
Hâlâ orada, diğer delilerle birlikte ekmek hamuru içinde salya akıtıyor olabilirdim, bunu çok iyi biliyorum.
Я знаю, что могла бы по-прежнему возиться с тестом для хлеба вместе с остальными лунатиками.
Tamam. Tommy'i kollarıma aldığımda bir ekmek somunu kadardı.
Я помню как держала Томми в руках, когда он был не больше буханки хлеба.
Bu ekmek teknemiz.
Это НАШ пол.
- Ekmek kızarmış.
Твои тосты готовы.
Mesela Harvey Cedars, insanların bir dilim ekmek için kuyruğa girdiği şehir.
Таких как Сидарс, где люди стоят в очередях за буханкой хлеба.
Bizim madencilerimizin maaşları iyi ekmek kıtlığı da çekmiyoruz.
А мы. И наши шахтеры получают неплохую зарплату, и покупка хлеба не разорительна.
Şu ana kadar ekmek kızartma makinemizi, Cujo kopyamızı ve Maw Maw'ın şamdanlarını aldıklarını biliyoruz.
Пока мы знаем, что они забрали тостер, нашу копию "Куджо" и подсвечники Мо-Мо.
Normalde, pazu çalışmamı yaparken ekmek kızartma makinesini ayna olarak kullanırım.
Обычно я использую тостер как зеркало, когда качаюсь при помощи супа с соусом.
- Ekmek parası.
Эй, мужик должен есть.
Odasına kilitle, sadece su ve ekmek.
Домашний арест на хлебе и воде.
Ekmek bayatlayacak.
Хлеб зачерствеет.