Kaçıyor перевод на русский
3,597 параллельный перевод
Luke'a yardım mı ediyor yoksa benden mi kaçıyor?
Помогает Люку или избегает меня?
Senden kaçıyor olmam lazımdı.
Я должен тебя избегать.
"Herkes Back Bay'den kaçıyor."
"... но меня трясло. Все бежали через Back Bay ( район Бостона ) "
Çabuk, arka taraftan kaçıyor.
Быстрее, он пошел туда!
Arka taraftan kaçıyor!
Он сбежал через заднюю дверь!
Kaçıyor.
Он сбежал.
Şimdi de kaçıyor.
Но сейчас он в бегах.
Sana biraz genç kaçıyor ama.
Она немного молода для тебя.
Rüşvet suçundan kaçıyor, ilk sefer suçlanması değil bu.
Он скрылся от обвинения в коррупции, и не в первый раз был обвинен.
- Pencereden kaçıyor.
- Он удирает через окно.
- Tiny Nuggins ormanın içine doğru kaçıyor.
Крошка Наггинс резво заскакивает в джунгли.
İyi atıştı Wingman ama Destro kaçıyor gibi görünüyor.
Отлично стреляешь, Летяга, но, кажется, Дестро удастся сбежать.
Kaçıyor!
Он убегает!
Kaçıyor.
Она уходит.
Bay Bates'in onunla ilgilenmesi biraz ironik kaçıyor, biliyorum.
Есть доля иронии в том, что именно мистер Бейтс будет его одевать.
Yıllardır FBI'dan kaçıyor, görgü tanığı yok, kurtulan yok.
Он избегал тюрьмы годами нет свидетелей, нет выживших.
Gerektiği yerde dans edip kaçıyor ardından tam vaktinde saldırıyor.
Он танцует и уворачивается, затем подбирает идеальный момент для удара.
İki kardeş, jipteler sonra bir meteor çarpıyor ve olabildiğince hızlı kaçıyorlar dev kedi canavarlardan.
Два брата, в грузовике, и тут метеор падает. И они бегут со всех сил от огромных кото-монстров.
Kaçıyor.
Он - в бегах.
Ona kaçıyor değil de benden kaçıyor olman mümkün mü?
Может ты бежишь не к нему, а от меня?
Kaçıyor!
Я прикрою!
Güvenlik görüntülerine göre Sarah ile birlikte kaçıyor.
Судя по записям с камер, она ушла с Сарой.
Sonsuza kadar kaçıyor olacağız.
Нет, мы будем убегать вечно, понимаешь?
O kaçıyor.
Она сбежала.
Biraz basit kaçıyor.
Это немного простовато.
Şu noktada Robin daha çok Yeti'ye benziyor. Soğuk ve insanlardan kaçıyor.
Робин скорее была как снежный человек, холодная и недоступная.
Tüm bu suçluluk ana kız gezintisinin tadını kaçırıyor.
Знаешь, вся эта вина действительно лишает веселья этот материнско-дочерний пикничок.
Onu buraya getirmek için yaptığımız her girişimden kaçınıyor.
Она уклонилась от всех попыток привести ее сюда.
NSA için kaç tane özel güvenlik şirketi çalışıyor biliyor musunuz?
Знаете, сколько частных охранных компаний работает на АНБ?
Atlantis World Media tahmini kazanç değerlerini kaçırıyor ve...
-
Bir kaç yıl önce Kilgore ormanının yakınlarında bir ceset bulmuştun. Evet, hatırlıyor musun?
Пару лет назад ты обнаружил тело в лесу за Килгором.
Tamam, Laurel içeride, aklını kaçırıyor, gitmeliyim.
Ладно, Лорел внутри, она сходит с ума, мне надо идти.
Sarışın olan para kaçırıyor da olabilir.
А блондинка - расхитительница, как мне кажется.
Bizi kaçıranların planı kontrolden çıkıyor.
План похитителей разваливается.
Şu an biraz elden kaçırıyor gibiyim.
И не только под моим.
Bütün eğlenceyi kaçırıyor.
Он пропускает все веселье.
Sanki kavrama yetimi aklımı kaçırıyor gibiydim.
Мне казалось... что я теряю контроль.. зравомыслие.
Hâlâ işbirliği yapmaktan kaçınıyor.
Он всё еще отказывается от сотрудничества.
Aramızda kalsın. Adamalardan bir kaçı sık sık senin de gittiğin mekanlara takılıyor.
Некоторые из этих ребят известны в тех же кругах, что и вы.
Şüpheli güneye doğru kaçıyor.
Подозреваемый направляется на юг.
Bir kaç saat içinde bütün ada HPD, FBI ve Illinois Eyalet Polisi ile kaynıyor olacak ve hepsi birden kocanı arıyor olacaklar.
Через пару часов, весь этот остров будет кишеть местной полицией, ФБР и полицией штата Иллинойс, и все они будут искать вашего мужа.
Burada kaç yazıyor?
Что означает это?
- Birileri çocuklarımızı kaçırıyor.
Кто-то крадет наших детей.
Çocukların kaçırılmasıyla ilgili bir hikâye anlatmıştım, hatırlıyor musun?
Помнишь я рассказывал тебе историю, как меня забрали, когда я был ребенком?
Bence birileri Cezanne'i kaçırmaya çalışıyor.
Кто-то пытается украсть картину Сезанна.
Oyalandığımız her an sonu hızlandırıyor ki siz bundan özenle kaçınmaya çalışıyorsunuz.
Каждая минута, проведенная здесь, может ускорить конец, который вы так старательно пытаетесь избежать.
Bu fırsatı kaçırmasını aklım almıyor.
Мне трудно представить, что он упускает возможность.
Kaçışını planladığı sırada... bizi ve diğer teşkilatları... oyalamaya çalışıyor.
Это бесполезная работа для нас и других ведомств, занимающихся расследованием, что дает ей время придумать план побега.
Başçarkçı şu an revirde yatıyor. O conta kaçırırsa sorumluluk benim demektir.
Она в медпункте, и если сальник не выдержит, отвечать мне.
Kaçıyor.
Он дезертирует.
Bizim için başka bir önemli olay yaşıyoruz ve Robin bunu kaçırıyor.
Еще один момент который пропустит Робин.