Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → русский / [ M ] / Making

Making перевод на русский

85 параллельный перевод
Ve geçmişimdeki Saklayamadığım hatalarım
Сезон 2. Эпизод 10. Making Spirits Bright.
Bütün yengeçleri temizleyeyim mi?
# Like, check making all the crabs cream #
Neden o sesi çıkartıp duruyor?
Why does she keep making that noise?
8-9 ay sonra ilerleme kaydetmeye başlamıştım.
И я достиг некоторого прогресса после восьми или девяти месяцев. And I was making some progress after eight or nine months.
Saldırı olmamıştı, ama bunun demek istediğimle ilgisi yok.
Которого не произошло, и эта бомбардировка неуместна, по отношению к тому моменту, что я здесь рассказал. It hadn't occurred, but that's irrelevant to the point I'm making here.
Dokundur!
MAKING CONTACT!
Dirseğini bacaklarına dokunduruyor, işte bu!
THE MAN'S MAKING CONTACT, ELBOW-THIGH, NICE WORK.
- Sevgilisine video hazırlıyorlar.
They're making a video for his girlfriend.
# Para dünyayı yönettiği sürece
While money keeps making the world go round.
Nasıl kendim olurum?
- Fantastic Super Club for making this subtitle possible
inanilmaz derecede harika davranip benimle oynasmana izin verdigimi hatirliyor musun?
Помнишь, я была так невероятно мила и позволила тебе off e hook for making out with me?
? Bu gece olay çıkartmamızı engelleyemedi.?
It didn't stop us from making a scene tonight.
? Buradan gideceğini görmem gerekirdi?
I should've seen that you were making your way outta here
? Ve tüm hikayeler benden bir yıldız mı yaratıyor?
And all the stories are making a star out of me
Burası "Making the Band" mi sence?
И это называется "создать группу"? Я не провожу прослушивания.
Bazen tüm bunlara ben mi sebep oldum diye düşünüyorum. Ne de olsa küçükken müsamerelerin için sana kostümler hazırlardım.
I sometimes wonder if this is all down to me, making you those costumes for your little plays when you were tiny.
Kendi paramı kazanmaya başlamamı söylemiştin ya.
Remember how you told me I should start making my own money?
Ben de sana destek olup, onlara kahvaltı hazırlayacağım.
And I'm gonna back you up by, uh, making it for'em.
Ortamı sallıyorum, bası düşürüyorum Bütün kızlara şarkı söyletiyorum
¶ Rockin'the place Droppin'the bass ¶ ¶ Making all the girls sing ¶
- Unutamayacağımız hatıralar için - Unutamayacağımız hatıralar için
¶ Making memories We can't forget ¶
I'm not making a million trips.
Я не собираюсь миллион раз ходить туда обратно
Dikkat et babam seni burada kung fu yaparken görmesin Paul Bunyan.
Careful dad doesn't see you making with the Kung Fu there, Paul Bunyan.
Vücudunuz bebeğinizi sağlıklı tutan antikorları üretmeyi kesecek.
Your body will stop making the antibodies that are keeping your baby healthy.
Kötü bir durumu iyi idare ediyor diyelim.
She's making the best of a bad situation.
Adil olmak gerekirse onsuz da pek yol kat etmemiştik.
In fairness, we weren't making much headway without him.
Amal amcamdan o çocuğu uzak tutabilmek için para istedim. Borcumun karşılığında çalıntı araba işi için sahnemi kullanıyor.
I borrowed money from my Uncle Amal to buy this guy off, but my uncle is now making me pay it back in stage space.
Seni daha da çok terletir.
Well, I'm just saying, it's not making you any cooler.
Hiç kamera ya da insan yok gibi davran.
- Представь, что тут нет камер и на нас никто не смотрит. - На этом Couple Making прощается с вами.
Couple Making 3. sezon finalisti Gu Ae Jung. Yoon Pil Joo'yla yeni bir başlangıç için mi geliyor?
Намерена ли Ку Э Чжон, финалистка 3-го сезона Couple Making, принять любовь Юн Пхиль Чжу?
Bunu da Couple Making ekibi mi ayarladı?
Команда Couple Making тебя и сюда пропихнула?
Senin yüzünden Couple Making'den elenen kızı sıkı çalışmaya yönlendirmek istiyor musun cidden?
Решила подбодрить девушку, которую из-за тебя вышвырнули с Couple Making?
- Öneri falan sunmuyorum.
- I'm not making any offers.
Hey Rog, Brezilya'daki üstsüzler plajına zevk sürüşü yapmayı planlıyorum.
( making car noises ) Эй, Рог, я подумываю о том как прокатиться на Бразильский топлес пляж
Tuvalette bir ekonomimiz var. Büyük bir seçim yolda ama futbolu daha güvenli bir hale getirmek ülkenin en önemli önceliği olmalı!
We got an economy in the toilet, a big election coming up, but this country's number one priority should be making football safer.
Kreş çalışanlarını çok uğraştırıyor.
Well, you know, she's making the day care people cry.
Michelle ve benimle ilgili görüşlerinizi doğru bulmasam da siz onun annesisiniz ve isteklerinize saygı duymalıyım. En azından sizi tersine ikna edene kadar.
And while I do think you're making a mistake about me and Michelle, you're her mama, and I have to respect your wishes until I can convince you otherwise.
- Yani O'nu pek de evindeymiş gibi hissettirmiyorsun.
Well, you aren't exactly making her feel welcome.
Hey, belki de sen tanıdığın önemli insanları arayıp... bir kostüm bulup bulamayacaklarını öğrenerek bana yardımcı olursun.
Hey, maybe you could help me by making calls to all the important people you know and seeing if you could drum up a suit.
Bize konuşmalar yapmadan önce kendi sorunlarını hallet.
Anyway.. You have your own hash to settle. Before you start making speeches to the rest of us.
Zaten hep yeni bir dil oluşturarak başlarlar.
They always start by making a new language.
Araya 41 saniye erken giderken bulmakta zorlanmadın.
You didn't have a problem making one when you went to break 41 seconds early.
Bu, "Buckingham Nicks" i yaparken, .. anneme, babama ve erkek kardeşime.. the middle of the making of
Это письмо я написала моим маме и папе, моему брату в середине записи
Çolakların efendisi bile senden iyi kazıyor.
The one arm wonder's making more progress than you.
Bana çocukken hatta yetişkinken verdiğiniz destek için teşekkür etmek istedim sadece.
I was calling to thank you for making me feel so supported as a child and sometimes even as an adult.
Jacksonville'e geçmek isteyenler araçtan inip üç numaralı kapıya doğru ilerlesinler.
Anyone making a connection to Jacksonville should disembark and proceed to boarding bay three.
Oraya gittiğimizde güneye doğru yol alalım derim.
You know, I think, once we get there, we should start making our way south.
Bir hata yapıyorsunuz.
[Exhales] You're making a mistake.
Sen de buradaki herkes gibi yapıyorsun, Dale.
You making moves like me and everybody else in here, Dale.
- Geçen gece her şeyin yerli yerinde olduğundan emin olmak için,... üst balkonları kontrol ediyordum ve Bay Branson ile bir hanıma rastladım.
The other nightI was patrolling the galleries, making sure everything wasship-shape before I turned in, when I ran into Mr Bransonwith a lady.
Bay Slade'in sana yaklaşması yüzünden kızmadın yani?
You're not upset, then, by Mr Slade making advances?
- 3. sezon çiftimiz için...
- шоу Couple Making.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]