Ndan перевод на русский
171,233 параллельный перевод
Yani mücevherleri ailenin saadet zinciri olayından önce mi aldın?
Так вы купили украшения до пирамиды родителей?
En azından bir yerlerde listede, çağırın gelsin.
В каком-то списке он же есть. Давайте его сюда.
- Bu tarih bölümün internete konmasından önce değil mi?
Это ведь было до того, как мой клиент выложил сюжет в сети?
Çünkü belki en azından birini...
Потому что он кого-то нашёл...
- Ardından kendini eve mi davet ettirdi?
И она напросилась в гости?
Kalbimin kırılmasından hoşlanmıyorum.
Не люблю, когда мне делают больно.
Bu, moderatörler tarafından problemimizin başlangıcı için sadece bir tane gönderiydi.
Это только один пост, помеченный модераторами как проблематичный.
Illinois'ın parasını polis şiddeti davalarından kurtarmaya çalışıyor.
Он хочет сэкономить штату деньги на делах о жестокости полиции.
Yaptıkları çalışma Twitter'daki kadın düşmanlığının % 50sinin kadınlar tarafından yapıldığını gösteriyor.
Исследование показало : половина женоненавистнических твитов публикуется женщинами.
- Good Girl tarafından Akıllıcık çalıyor.
- Песня "Молодец"... Good Girl.
Zavallı ölü atalarının Yahudi karşıtı kişiler tarafından katledildiği için ağlamasını istedim.
Оплакивать его бедных мёртвых предков... изрезанных антисемитами.
Hayır, bu bilgi sansür toplantısından.
- Нет. Это информация комиссии по цензуре.
Pekala ardından da Bayan Mills için şu yorumlar yapılmış.
Когда вы написали это, посты были отправлены мисс Миллс.
Staples'ın erkek arkadaşından.
Бойфренд Стейплса.
Kim tarafından?
Посмотри, имеет ли Феликс Стейплс отношение к кому-то в ЧамХам. Кто?
Ciddiye bindiğini düşünerek randevu teklifimi reddediyorsun ardından görebileceğim bir yerde yatak arkadaşınla takılıp ilişkimizi sonlandırdığını göstermeye çalışıyorsun.
Ты переживаешь, что у нас всё серьёзно, и отказываешь мне в свидании, приглашаешь этого типа в место, где я могу его увидеть, и завершить наши "отношения". Я прав?
En sadıklarından biri hatta.
Я был самым верным сотрудником.
Koyulan yeni kuralların etrafından dolanmaya çalışıyorlar.
Да. Обходят новые правила, внедрённые нами.
Şirketin finansal kısımlarından uzak durmaya çalış.
Нужно... Держаться подальше от финансов фирмы.
Colin Morello daha yeni ofisime geldi ve şirketin finansal durumlarından uzak durmam için beni uyardı. Çünkü 800.000 dolar rüşvet almışız.
У меня только что был Колин Моррелло... предупредил не лезть в финансы фирмы, потому что... мы взяли восьмисоттысячную взятку.
Şirketteki isim ortaklarından biri olan Adrian Boseman..... müvekkilinin vergilerden kaçmasını sağlamak için rüşvet olarak 800.000 dolar aldı.
Один из партнёров-основателей, Эдриан Бозман, принял взятку в 800 000, помогая клиенту избежать налогов.
Hayır, kefaletim açısından uygun olacağını sanmıyorum.
Нет, вряд ли с залогом это уместно.
Afroamerikan bir şirket olarak çoğunluğu beyazlardan oluşan bir departman tarafından dava edilmemiz mi?
Мы афро-американская фирма, обвиняемая в основном белым ведомством.
- Davacı tarafın avukatlarından biriyle görüşüyorum.
Я встречаюсь с адвокатом фирмы истца.
Afroamerikan bir şirkette çalışmaya başladığından beri beyaz olmanın getirdiği imtiyazların doğasının farkında olmamı sağladı.
Начав работать в афроамериканской фирме, я поняла, что быть тут белому - привилегия.
Bay Boseman'ın şirketi beyaz bir polis tarafından darp edilmiş Afroamerikan bir genci temsil ediyordu.
Фирма мистера Бозмана представляла молодого афроамериканца, которого жестоко избил белый полицейский...
Beyaz polisler tarafından darp edilen Afroamerikan gencin davasıyla ilgili mi?
Вы о деле против афроамериканца, которого избили белые копы?
Herhangi bir sıkıntı olmadığından emin olmak istiyoruz. - İhtiyaçlarının karşılandığından...
Хотим убедиться, что ничего не упускаем, учитываем их потребности...
İtirazsız olarak en azından bir cümlemi tamamlayabilir miyim?
Можно хоть одно заявление без протеста?
Eğer mahkemeye giderlerse onlara zarar verecek bir kanıtın varlığından bahsetti.
Они обнаружили улику, которая навредила бы им в суде.
Kamera kaydı kanıtından sana bahsettiğim için peşie düşecekler.
Я рассказала вам о камере, и поэтому на меня охотятся.
Bana kamera kaydından falan bahsetmedin.
Вы ничего мне не говорили о камере.
Belki zengin puştlarından oluşan gizli bir derneğin üyesidirler kim bilir.
Может, это часть секретного общества богачей.
Bu yüzden mi Jax amcamın bilgisayarından Schtup listesini istedin?
Вот почему ты заставил меня скачать ВИП-список с компьютера дяди Джекса?
Kusura bakmayın koridor boyanıyor. Mecburen o insan kalabalığından geçiliyor.
Извините, в коридоре красят, а сюда больше попасть никак нельзя.
Polis şiddeti davalarından haberdar ettiğinde ona 300 dolar veriyorum.
Плачу ему триста баксов, если даёт мне наводки на подобные дела.
Altı Gün Savaşı'ndan bahsetmeyin yanında.
Не говорите с ней о шестидневной войне.
Kusuruma bakmazsanız teknolojiyle aram iyi olmadığından çıktısını aldırdım.
Извините, но я всё же немного луддит. Нужно всё распечатывать и...
Polis tarafından şiddet görmüş bir müvekkilimiz daha var.
У нас новый клиент, с которым жестоко обошёлся коп.
Bu vakıf belgeleri Maia tarafından imzalandı.
... документы об основании подписаны Майей.
Uyuşturucu, kokteyl ardından seks. En aydınlatıcı olanı.
Коктейли из наркотиков, потом секс.
Richard Hess, Chicago'daki büyükelçiler tarafından gönderilen Florida gayrimenkul milyarderi.
Ричард Хесс - миллиардер из Флориды, которого отправили в Чикаго для отбора... послов.
Emma, bu gece yaptığından dolayı seninle gurur duyuyorum.
Эмма, я очень горжусь тем, что ты сделала вчера.
Ama bana tüm yaptıklarından sonra... bunun daha kişisel olmasını istedim.
Но после всего, что ты мне сделал, я хочу сделать это лично.
Kendi kızından bir şeyler çalmak... vicdanını hiç rahatsız etmiyor mu?
Ты всерьез намерен красть у собственной дочери?
Bu adayı birçok denizcilik haritasından biliyorum.
Я видел этот остров на многих картах.
David... birkaç yıl önce Henry'nin kitabından birkaç sayfa kopardım... ve bir daha yerine koymadım.
Дэвид... Несколько лет назад я вырвал несколько страниц из книги Генри, и... Так и не вернул их назад.
Kendi kanından canından olanı satan sefil, zavallı adam sensin.
Ты - тот жалкий негодяй, который продал свою плоть и кровь.
Enerji kaynağı mı? Geonosis'e gittiğimizde orada hiçbir şey yoktu. Ne yaşam ne de güç kaynağından bir iz.
В прошлый раз там не было ни признаков жизни, ни энергии.
Saw'u uzun zamandır tanıyorum ve şunu öğrendim ki eğer o bir şeyler hakkında endişe duyuyorsa genellikle buna yakından bakmaya değer.
И если его что-то беспокоит, это стоит проверить.
Tam da Komutanın olduğunu belirttiği yerden bir güç kaynağının bilgisini alıyorum fakat Saw'a hiçbir telsiz kanalından ulaşamıyorum.
Я нашла источник энергии в том месте, где он должен быть. Но выйти на связь с Со не вышло, одни помехи.