Rüzgarlı перевод на русский
167 параллельный перевод
Bir defasında büyükbabamın suratına rüzgarlı havada sigara üflemişler.
Дедушке ветром задуло сигару прямо в горло, однажды... когда он был на палубе.
Berlin oldukça rüzgarlı, özellikle geceleri.
В Берлине очень ветрено, особенно ночью.
Rüzgarlı bir günde kadının biriyle yattım diye tanrı beni cezalandırdı.
Бог наказал меня за то, что я был с женщиной в очень ветреный день.
Hava çok rüzgarlıydı
- Понимаешь, дул такой ветер...
Yakında tekrar yola çıkacağım. Bir şal al, Masha. Burası rüzgarlı.
В скором времени опять в дорогу накинь Машенька шаль - ветерок долго ль до греха
Yağmurlu yada rüzgarlı havalarda insanı ferahlatıyor.
Это освежает на ветру и в дождь.
Biraz rüzgarlıydı ama olsun.
- Я люблю море.
Dışarısı rüzgarlı ama burası çok sıcak.
Снаружи дует ветер, но здесь... Здесь жарко.
Rüzgarlı bir havada hareketli bir çalıyı canlı bir varlıkla karıştırmak kolaydır.
Во время ветреной погоды немудрено спутать куст с живым существом.
Büyüleyici yerler vardı, fakat bunlar fazla yüksek fazla rüzgarlı, fazla sert fazla yumuşak fazla engebeli veya fazla soğuktular.
Были замечательные места, но все они были слишком высокими, или слишком ветреными, слишком жесткими или слишком зыбучими, слишком неровными или холодными.
Epey de rüzgarlı bir havaydı.
Из винтовки при сильном ветре.
"Rüzgarlı koridorlar kalbimde " Sonsuzluğun karanlığı yankılanıyor "
Незащищенная от ветра прихожая моего сердца... эхо во тьме Вечности.
Burası çok rüzgarlı. Her yere dağılıyor.
Ќе сыпьте так резко, дует ветер.
Burası çok rüzgarlı.
Это ветрено вне.
Efendim, üzerinizdeki rüzgarlık.
Это куртка, сэр.
Evet, bir rüzgarlık.
Да, это лобовое стекло.
- Bir rüzgarlık.
– Это лобовое стекло.
Yukarısı daha az rüzgarlı olabilir.
Там будет тише.
Rüzgarlı Elma.
Яблоко ветров!
Serin, rüzgarlı.
Прохладно, свежо.
Parkta hava rüzgarlı olduğunda malı eritmek için kullandıklarımız gibi.
И первое, что вспомнил, наши стаканчики. В которых мы делали варево.
Rüzgarlıydı.
Было ветрено.
Rüzgarlı.
Ветрено.
Herşeye rağmen, partinin sonuna kadar ucuz bir rüzgarlıkla dolaştım.
Несмотря на это, мне пришлось ходить до конца вечеринки в какой-то дешёвой ветровке.
Maçta dağıtılmış bir rüzgarlık.
Позорная ветровка.
Chuck E. Cheese'in rüzgarlığına yapıştırmışlardı.
Это прилепили мне на ветровое стекло у "Чак И. Чизез".
Evet, çok rüzgarlı, Frank liderliği, Steve ile her geçen turda değiştirmeyi kabul etti.
Так ветрено, что Фрэнк согласился меняться со Стивом лидерством каждый круг.
Rüzgarlı şehir, biz geliyoruz.
Город ветров мы едем к тебе.
Yukarısı hâlâ çok rüzgarlıydı, ben de olduğum yerde kaldım.
Наверху все еще очень ветрено, так что я решаю выжидать.
Zoru başarıp 8500 metrede buz gibi rüzgarlı gecede hayatta kalmıştı.
Несмотря ни на что он выжил ночью, на арктическом ветру, на высоте 8500м.
Yarın rüzgarlı bölgeye kadar gidecek ve sana veda edeceğim.
А завтра я поплыву к мысу ветров чтобы попрощаться с тобой.
Şu adamın arabasını bulayım da rüzgarlığına bir not sıkıştırayım.
Я найду эту машину и оставлю записку на лобовом стекле.
Çok rüzgarlı, değil mi?
Ветрюга какой, а?
Orası çok rüzgarlı.
Наверху сильный ветер.
Burası rüzgarlı, orası da öyle mi?
Ничего себе! Как же тут ветренно!
Neden mi rüzgarlı?
Почему тут так дует?
Rüzgarlıklı iki polis.
- Два копа в ветровках.
Ben Connie Sumner, rüzgarlı günden.
А это Конни Самнер, с которой вы столкнулись в тот ветреный день.
RüzgarLı bE sis var. Hava da çok soğuk.
Здесь ветер, туман и холодно.
1950'ler tarzında, bir rüzgarlık. iki renk çizgili, ve manşetleri şerit kaplamalı.
Ветровка в стиле 50ых, с двухцветной прокладкой и растягивающимися манжетами.
- Motosiklet sepetimin, saçların bozulmasın diye rüzgarlığı olsa bile mi?
Даже если бы в мотоциклетной коляске было переднее стекло, чтобы не портить твою прическу?
Jersey gümrüğünde taklıdı. Wiper'ın rüzgarlığı kırık.
Ему в Джерси штраф прописали за сломанный стеклоочиститель.
Çok rüzgarlı!
Бендера не должны показывать по ТВ!
Hava soğuk, rüzgarlı ve ben sıkıldım.
Но здесь холодно, ветрено и мне скучно.
Çok rüzgarlı değildi, fakat duman yine de dalgalandı.
Было не очень ветрено, но дым валил.
5800 - 6000 metredeydik ve hava rüzgarlıydı.
И вот, мы поднялись до высоты 5800-6000м. Было ветрено.
Matt ve ben, onun nihayet Rüzgarlı Şehre gelmesini konuşuyorduk.
Кстати, мы с Мэттом как раз говорили о том, что он наконец ко мне переберётся.
- Çok rüzgarlıydı.
Дул охрененный ветер.
- Dün gece rüzgarlıydı.
- Это из-за ветра.
- Hadi ordan, rüzgarlıymış!
- В задницу ветер!
- Rüzgarlı bir gece.
- Прохладно сегодня. - Ага.