Sanıyorum перевод на русский
5,441 параллельный перевод
- Bununla işimin bittiğini sanıyorum.
- Да. Думаю, я сыт этим по горло.
"Çok fazla arkadaşım olmadığını bildiğini sanıyorum."
Ты же знаешь, у меня мало друзей ".
Aradığın terimin çifte anasının emicisi olduğunu sanıyorum.
Так что думаю, что искомый тобою термин это двухмамочный сосунок.
Asıl endişenin yeni bir dizinin tüm sezonunu izlemekteki zaman bağlılığı olduğunu sanıyorum.
Я так понимаю, что твоя главная проблема во обязательстве посвятить большое количество времени просмотру целого сезона нового шоу.
Gece Nöbeti'ndeki kardeşlerin Yabaniler'i ölü istediğini sanıyorum.
Полагаю, братья Ночного Дозора предпочли бы смерть одичалым.
Evet, öyle sanıyorum.
Думаю, что да.
Kendim yaparım, bugün kadın becerecek havamda değilim ama Marley'in seni odasında özel olarak eğlendirmek isteyeceğini sanıyorum.
Мог бы и сам, но сегодня я не настроен на сучек. Но мне кажется, Марли хотел бы развлечь тебя с глазу на глаз в своей каморке.
- Evet, öyle sanıyorum.
- Да, думаю, что да.
Sanıyorum 20.000 baremine çıkabiliriz.
Я думаю, мы можем предложить 20 тысяч.
Sanıyorum 20 bin demiştik.
По-моему, мы договаривались на 20 тысяч.
Sanıyorum kendisi gerçek Bayan Herman Barrow değil.
- Я так понимаю, это не нынешняя миссис Герман Бэрроу?
Sanıyorum ki, onlara satmaktan başka bir şansım yok.
Полагаю, придется продать землю им.
- Öyle sanıyorum.
- Думаю, да.
Onun da böyle hissettiğini sanıyorum.
И думаю, она чувствовала то же.
Anlaşılan Kiley, o benim çocuğum değilmiş, Jason'danmış. Ama sanıyorum sen bunu zaten biliyordun.
Видишь ли, Кайли, оказалось, что он не мой сын, а Джейсона, но я думаю, ты это знала, не так ли?
Sanıyorum Jade öyleymiş?
Но я полагаю, что Джейд была ошибкой?
- Hayır... Sanıyorum, öyle.
Я не... полагаю, да.
Bir giysi tüccarının karısından daha fazla ilaçlar hakkında bilgi sahibi olduğunu sanıyorum!
Я думаю он знает о медицине немного больше, чем жена торговца тканями.
İyileştiğini sanıyorum.
Я думаю, он выздоравливает.
- Oldukça iyi olduğunu sanıyorum.
Более чем, я надеюсь.
Bu hastaların hiçbirini kayıt etmeyeceğiz sanıyorum.
- Я так понимаю, регистрировать их мы не будем.
Bu binada hastanenin ödemesini istediğin para miktarı gibi teslimatın daha büyük olduğunu gösteren bir belge olduğunu sanıyorum.
Полагаю, где-то в этом здании завалялся документ, свидетельствующий о том, что поставка была намного большей, как и сумма, которую ты выставил за нее больнице.
Babamın onu bulup öldürdüğünü sanıyorum.
Я предполагаю, что отец узнал об этом и приказал его убить.
Rahat edeceğini sanıyorum.
Ты чудесно здесь устроишься.
Öyle sanıyorum, Bayan...
Думаю да, мисс...
Sanıyorum ki, "korku" dediğinizde Bayan Johnson kastettiğiniz geleneksel korkular mı? Kadınlar hep seksle uğraşmak zorundadırlar. Hastalık korkusu, sosyal aforoz, hamilelik gibi bütün korkular mı kastedilen?
Полагаю, когда вы говорите "страх", миссис Джонсон, вы подразумеваете традиционные страхи женщин, так или иначе связанные с сексом – болезни, общественное порицание, беременность, самый большой страх.
- Çoğu pozitif, sanıyorum ki.
- Письма добрые, в основном?
Belki de yük olarak geliyordur. Her neyse, şerifin George Melton'un cinayeti soruşturmasındaki son gelişmelerden seni haberdar ettiğini sanıyorum.
В любом случае, я полагаю, шериф сохранил вы в курсе о расследовании убийство Джордж Мелтон.
Öyle sanıyorum.
Думаю, да.
Sizin yararınıza olduğunu sanıyorum. Mirasçının yasal koruyucusunuz.
Ну, я думаю, что это в ваших интересах, теперь, когда вы законный хранитель наследника.
En azından olmadığını sanıyorum. Yok zaten. Durum karışık.
По крайней мере, я так не думаю.
İğneleyici yorumları ve oflayıp püflemeleri anlamadığımı sanıyorsun ama anlıyorum.
Ага, ты думаешь, что я не замечаю этих саркастических комментариев и как ты закатываешь глаза, но я замечаю.
- Sanırım onu tanıyorum.
- Кажется, я его знаю.
Sanırım annemi unutmaya başlıyorum.
Я думаю, что уже начинаю забывать маму.
Sanırım ne diyeceğinizi biliyorum, Müdür Toby, ve size tamamen katılıyorum.
Я понимаю, зачем вы позвали меня, директор Тоби. Я с вами полностью согласна.
Anlıyorum. Beni Nathan Fillion sanıyorsunuz ama değilim.
А, да, понял - ты думаешь, что я Нэйтен Филион, но это не так.
Sanırım bir mühendis olarak uygulamaya daha sıcak bakıyorum.
Ну, полагаю, как инженер, я склоняюсь к исполнению.
- Ben biraz utanıyorum ama sanırım bu doğal bir durum.
- Мне чуть-чуть, но такова природа человека.
- Sanırım ne olduğunu hatırlıyorum birader.
- Кажется, я понял.
Ancak sanığın lehine çalışıyorum.
Но работаю на стороне обвиняемого.
- Evet, öyle sanıyorum.
- Да.
Neden gümüş çalıyorum sanıyorsun?
Эй, почему, как ты думаешь, я тут краду серебро?
Sizi tanımıyorum ama sanırım bu taşların nereden geldiğini biliyorum.
Для вас я профан, но кажется, я знаю, откуда эти камушки.
Sanırım pek iyi anlatamıyorum.
Боюсь, я не очень хорошо объясняю.
Sana çalışan bir ambulanas için ödeme yapıyorum ama şimdi yine lanet atları kullanıyoruz.
Я заплатил за электромобиль, а теперь нам снова запрягать лошадей?
Henry Robertson'da bir tane olduğunu sanıyorum.
- У Генри Робертсона такая есть.
Sanığın bu zamana kadar ceza almaktan yırtmış kendinden büyük bir adam tarafından kandırıldığına inanıyorum.
Я имею основания полагать, что обвиняемый попал в плохую компанию с пожилым человеком, который имеет до сих пор избежал наказания.
- Mankafa ihtiyarların eğlenceli olduğunu sanıyorum ama eğer gelip garaj kapına saçma sapan şeyler yazarsa bagajda sağlam baltam var. - Onun yaptığını sanmıyorum.
Что... ты в порядке?
Köke falan çakıyorum sanırım.
Кажется, я наткнулась на корень.
Sanırım ben birini tanıyorum.
Я могу знать одного джентельмена.
Sanırım seni arıyorum.
Ищу тебя, полагаю.