Showed перевод на русский
28 параллельный перевод
Smokey onu Çin maHallesine götürdü ve ona esrarçekmeyi öğretti
He took her down to Chinatown And he showed her how to kick the gong around
Sonra gelişen olaylar gösterdi ki o gün saldırıya uğradığımıza dair verdiğimiz karar yanlışmış.
- It was just confusion. And events afterwards showed что наш вывод о том, что мы подверглись нападению в тот день, был неверным. ... that our judgment that we'd been attacked that day was wrong.
He showed up suddenly in front of Brandon...
Человек, появившийся перед Брэндоном.
Young geldi, emirler vermeye başladı ve gemi hareket etti.
Young showed up, started giving orders, and the ship just went.
Habersiz geldi.
He just showed up.
O da gelecekti ama... gelmedi.
She was supposed to come, but... she never showed.
Evet, geçen gece daireme geldi.
Yeah, she showed up at my apartment last night.
Yazdığına göre Gloria 3 yıl önce piyasaya çıkıp Sarah'nın gerçek annesi olduğunu iddaa etmiş.
Yeah, apparently Gloria showed up three years ago
Evlat edinildiği ile ilgili makaleyi okudunuz, biraz araştırma yaptınız sonra da "yıllardır kayıp olan anne" olarak ortaya çıkıverdiniz.
You heard an interview where she mentioned Being adopted, did a little research, and then showed up as the long-lost mother.
Birimler, bahis şirketinde fotoğrafını gösterince barmenlerden biri saat 11 : 15'de orada gördüğünü hatırlamış.
Uniforms showed her photo at O.T.B., And a bartender there remembers seeing her at 11 : 15.
Mandy geldiğinde Sarah, evliliği hakkında ne yapacağına çoktan karar vermişti.
By the time Mandy showed up, Sarah had already decided What she wanted to do with her marriage.
- Hayır ama 2 saat sonra böbreklere çalışmayı seven iri bir Afro-Amerikan beyefendi gelmiş ve aynı soruyu sormuş.
Uh, no, but two hours later, a large African-American gentleman with a fondness for kidney punches showed up and asked that very same question. The driver who picked up McCauley.
Kim çıktı karşına?
Yeah, who showed up?
Ona dördüncü kurbanın tabaktaki dilini gösterdiğimizde bunun doğru olmadığını söylemedi.
We showed him the photo of the fourth victim's tongue in a dish and he didn't say it wasn't right.
Evet, ama kontrol ettiği faturalar geçen ay Barb'ın alışverişleri dışında bazı pahalı restoranlardaki harcamaları da içeriyormuş.
Yeah, but the receipts that he checked showed four separate occasions last month while Barb was shopping, their credit card was also being used in high-end restaurants around town.
Buna önayak olan, eşi bulunmaz bir kılavuz misali onlara bu dünyanın kapılarını açan benim.
I did that, showed them the way- - like a headlamp in a coal mine.
Onu koyacak yere ihtiyacı vardı, ben de yer gösterdim çünkü çıldırmıştı ve silahlıydı.
He needed a place to put her, so I showed him, because he was out of his mind and he had a gun.
Aile ona inanmamış, dolayısıyla çocuk onlara göstermiş.
The family didn't believe him, so he showed them.
Bana arabanın maketini bile gösterdiler.
Even showed me a model of the car.
Programdan sonra buluşup konsept konuşacaktık ama gelmedi.
I was supposed to meet up with him after the show to talk through some concepts, but he never showed up.
Sahte kimliklerimizi gösterdik ve onlar da inandılar. Ama Matty küstahça konuştuğu için boş şişeler için bizi tutukladı.
We showed the cops our fakes, and they bought them, but then Matty started mouthing off, so he got us arrested for open containers.
Bana gösterdiğin şeyi.
Show him that thing. That thing you showed me.
- Ayrıca Henry saat 2'de işten çıktıysa gece yarısı ölü bulunduysa arada bilmediğimiz 10 saat var peki bu saat aralığında neredeydi?
And if Henry left work at 2 : 00 p.m., showed up dead at midnight, he's unaccounted for for 10 hours, so where was he during that time?
Kapıyı açıp Urca altınını ilk kez gösterdiğinde ne gördüm biliyor musun?
When you first opened that door and showed me the Urca gold, do you know what I saw?
Ben geldiğimde neredelerdi?
Where were they when I showed up?
İtalyan gazetelerinin kelimeleriyle ; Kapıdan çıkarken bir fotoğrafımı bastılar ve yazdılar :
As the Italian papers put it, they showed a picture of me walking out the gates and saying,
She showed me very nice... Ted'e!
За Теда!
Eski sevgililerinden birini takip ettik. Kapısına gelmiş. Korkmuş vaziyetteymiş.
Tracked down an ex of hers who said she showed up on his doorstep, scared out of her mind, told him she had come out from L.A. With Royce, but he had disappeared, so the ex let her stay the night.