Английские фразы | Русские фразы | Турецкие фразы
Translate.vc / турецкий → русский / [ T ] / Tt

Tt перевод на русский

3,279 параллельный перевод
Tüm broşürleri dağıttım.
Я раздала все листовки.
# Cuma gecesi dağıttım partini #
* В пятницу я испортил твою вечеринку *
Neden sırıttın dedim.
Почему ты ухмылялась?
Oraya önce varacaktı, pusuda bekleyecekti siz de Leo ile buluşacaktınız, siz dikkatini dağıttıktan sonra Andrev saldıracaktı.
Он должен был войти первым, засесть в засаде, а вы бы встретили Лео, отвлекли его, чтобы Андреев смог на него напасть.
Akıttığım ter ve gözyaşları sadece bir amaç içindi ve sen bunu benden çaldın.
Мои кровь, пот и слезы ради одной цели, и ты украл это у меня
Üzerinde yürüdüğüm her toprak parçası için savaştım, kavga ettim ve kan akıttım.
Я боролся, карабкался и истекал кровью на каждый сантиметр земли, по которой я хожу.
Bu kanıttı, o yüzden açmamız gerekti, ama sanırım babanız bunu size verecekti.
Это была улика, поэтому мы должны были открыть его, но, думаю, ваш отец хотел подарить его вам.
Hayır, sadece şu ailenin tatil resimleri dikkatimi dağıttı.
Нет, думаю, меня просто отвлекают фотографии с отпусков этой семьи.
- Avustralya'yı çok sever o. - Düşündüğü şeyin zıttını söyler.
Но всегда утверждает обратное.
Aslında patronluk taslamanın tam zıttı olarak lider olmayı umuyorum, Kitty.
На самом деле, я предпочел бы быть лидером, а не просто властным, Китти.
Klonları yok edip Jinton'la dikkatimi dağıttığınızı mı düşünüyorsunuz?
вы уничтожили клонов и отвлекли меня Стилем Атома?
Ve o beni ısıttıktan sonra sen de Fransız öpücüğü vereceksin çünkü Noel geliyor ve çok gevşedim.
А после того, как меня это возбудит засосешь со мной, потому что я не хочу быть в пролёте в Рождество.
- Bize dağıttıkları bir şey.
- Нам только что его выдали.
Annem beni okula gönderdiğinde yanımdaki tek şey "Bit kontrolü yapın" yazan bir kağıttı.
Единственное, с чем меня мама отправляла в школу, была записка : "Проверьте меня на вшей".
Bana şu Caren'dan bahset biraz, sana kalpleri taşıttıran bayandan.
Расскажите об этой женщине, Андреа, которая наняла вас для перевозки сердец.
Sivrisinek sokmuş kadar acıttı.
А я ничего не почувствовал.
Hatta yaptıysam bile, o yaşıttı.
А даже если бы было, то это законно.
- Biraz acıttı, değil mi?
- Болит немного, да?
Kahretsin kadın, bu acıttı!
Черт, дамочка, больно же!
Demin dağıttığınız raporlar...
которое вы задали.
Başroldeki aktristin çocukluğunu oynamıştı. Dışadönük kişiliğini yansıttığı için anında yıldızı parladı.
она превратилась в актрису высшего уровня.
Kız ona güneşin tenini nasıl ısıttığını ve havanın ciğerlerini nasıl doldurduğunu ve karın dilinde nasıl bir his bıraktığını hatırlatırmış.
Чтобы напомнить ему, как солнце лучами касается кожи, и легкое дуновение ветерка... или вкус снега на языке. И сама при этом чувствовала... что все еще жива.
Toplumumuz kim olduğumuzu çarpıttı.
Наше общество исказило нашу сущность.
Boğazımı ağrıttı.
- Перестану.
- Dağıttım ortalığı!
Я его отбил!
Bana orman boyunca rehberlik ederek dünyasını gösterdi. Ben de karşılığında bizimkileri ona tanıttım.
Он стал моим проводником по джунглям и показал мне свой мир, я же познакомил его с нашим.
Mutluluğun zıttı olan bir şey gibi.
Это совсем не похоже на радость!
Aydınlığın zıttı
Противоположность свету
Anıtlar anıttır... Bir sebep için.İlham verir.
Такова уж природа памятников.
Bu maskaralıklarınız o zavallı adamların beynini nasıl dağıttığınızı unutmanıza yardım ediyor mu bari?
Весь этот маскарад помог тебе забыть, каково это было вышибить мозги этим несчастным мальчуганам.
"Daha gençsin, istediğini elbet yapabilirsin" in zıttı neydi?
А что с другой стороны медали?
Bir haftalığına evlere gazete dağıttım, baba oldum, çocuğum oldu.
Разносил газеты. Заделал ребенка.
Çok acıttı.
Это очень больно.
Acıttı bu biraz.
Это жестоко.
Marc Lee ilk kanını akıttığını söyledi.
Марк Ли сказал, что ты уже не девочка.
Brian Drew odanızı dağıttı.
Брайан Дрю только что разнес твой офис.
- Ofisimi mi dağıttın?
Ты разнес мой офис?
- Ofisimi mi dağıttın?
Это ты сейчас разнес мой офис?
İlk senemizde konsept kağıttı.
Первый год - бумажная свадьба.
Acıttı mı?
Больно?
Ama konuyu dağıttım, nerede kalmıştık?
Что-то я отвлёкся. Где я был?
Her biri 300 kağıttır.
Они стоят 300.
7.62 milimetre. Sovyet yapımı Tokarev TT-33.
7. 62 мм, уволен из советской сделал Токарев TT-33.
Tokarev TT-33.
Токарев. TT-33.
TT-33.
TT-33.
Ve zorla girilmiş gibi göstermek için evi dağıttık.
Мы разгромили дом, чтобы казалось, как вторжение в дом. Я понял.
... beynini dağıttığı güne dek ona büyük haz vermişti.
... ровно до того дня, как ему в рот попал ствол 38 калибра.
Gerzek limuzin şoförü kendini polis diye tanıttı.
Сраный водила лимузина прикинулся полицейским. Это же классика, чувак.
Görünüşün çirkin zıttı.
Ты... не страшная.
- Dört başsız Mason'a kanıttır ama Başsız Süvari'ye değildir.
Для Всадника без головы — нет.
Dizel motorların iyi olduğunu ama neden akıttığını tam anlayamadığı söyledi.
- Зин..., Зей... - Зайцев. - Да, Зайцев.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]