Yoktur перевод на русский
10,307 параллельный перевод
Uzaylı diye bir şey yoktur.
Инопланетян не существует.
Ben bir Omec'im Bizde imkansız yoktur.
Нет ничего невозможного.
Alfred'e babamla ikimizden daha sadık olan başka biri yoktur!
Не было людей преданнее Альфреду, чем мы с отцом!
Sosyopatlığın tedavisi yoktur.
От социопатии нет лекарства.
Bazı suçların kefareti yoktur. Bunu hafifletecek bir şey yok.
Искупить подобное преступление просто невозможно.
Sosyopatlerin ortakları yoktur.
( ЖЕН ) У социопатов нет друзей.
Yani biri sana bir kutu verir ve içinde süper çılgın bir şey olduğunu söyler ama bakmana izin yoktur ya tabi ki ona bakarsın.
Если тебе дадут коробку и скажут, что там что-то ужасное, но смотреть нельзя, конечно же ты посмотришь.
Arka arkaya dört tane berbat bir şey olma ihtimali yoktur, değil mi?
— Четвёртый раз подряд не облажаемся. Да?
- Her şeyin bir açıklaması yoktur.
Не всегда есть объяснение.
Ama ayrılacaklarını söylemişti. O yüzden zarar yoksa suç yoktur, değil mi?
Но он сказал, что они расстаются, значит, никто не пострадает, верно?
Evlilikte yalandan büyük ihanet yoktur.
И нет хуже предательства... чем ложь в браке.
İtiraz ediyorum, mucizelerin temel dayanağı yoktur.
Протестую, чудеса безосновательны по существу.
Bak eğer bir şey yok diyorsan bir şey yoktur.
Если ничего нет, значит, ничего.
Babanın önemsiz işi yoktur, seni temin ederim.
Отец не занимается мелочами, уверяю тебя.
Belki bir cinayet teşebbüsü yoktur.
Может, это было не покушение.
Sakıncası yoktur sandım.
Не думала, что ты будешь против.
Bir oyunun, belirlenmiş bir sonucu yoktur.
У игры нет определенного результата.
Benim için hiç önemi yoktur.
Мне все равно. Но?
Bunun hapla bir ilgisi yoktur değil mi?
И это никак не связано с наркотиками, да? Что?
- Tabii yoktur. Bence sabah NYPD'deki özel ekibi görmeye gidelim.
Утром мы едем на встречу с полицией.
Vampir diye bir şey yoktur.
Вампиров не существует.
Baba olmaktan daha güzel bir şey yoktur.
Нет ничего лучше, чем быть отцом.
Umarım benim Jeffersonian'a dönüşümün bu durumda payı yoktur.
Надеюсь, мое возвращение в институт не повлияло на это.
Duman göruruz ama ateş yoktur.
Мы видим дым, но пожара – нет.
"Bir baba için kızından daha kıymetli bir şey yoktur."
"Для отца нет ничего дороже дочери".
Senin onu pek dinlemişliğin yoktur.
Я вообще не припомню, чтобы ты слушал, что он тебе говорил.
Muhtemelen bir şey yoktur değil mi?
Пустышка, да?
Umarım yoktur.
Очень надеюсь, что нет.
Öğretmenim "tuhaf diye bir şey yoktur, sadece farklıdır" der.
Мой учитель говорит, что нет странных вещей, есть отличающиеся.
Eğer adil bir yargılama şansı verilirse ve aynı şekilde adil jüri üyeleriyle Amerika'da onun masum olduğuna inanmayacak 12 kişi yoktur.
И если ее подвергнут справедливому суду, суду присяжных, не значит, что 12 американцев не согласятся со мной.
Bir yerrlerde gizlediğin kurdeleli bir şişe yoktur değil mi? Hamileyken yok.
Нет.
Kilo alma gibi bir endişen yoktur sanırım.
Тебе сейчас о лишнем весе беспокоиться не надо.
Müzik kampından kaçış yoktur.
Из музыкального лагеря не сбежать.
Ya bir sebebin vardır ya da yoktur.
Либо у тебя есть причина, либо нет.
Gelip benimle içki içmek istemiyorsan benim gelip seninle içmemde sakınca yoktur umarım?
Ну, если не хочешь выпить со мной, то я, так уж и быть, подползу поближе и выпью с тобой.
Unutmayın, ölüm diye bir şey yoktur.
Запомните. смерти не существует.
Sloane'dan iyisi yoktur.
Она лучшая.
Teslim olacak pek fazla ruhsuz katil yoktur.
Ну, не так уж и много... бездушных убийц, готовых сдаться.
Belki de benim vesayetime ihtiyacın yoktur.
Возможно, тебе не нужна моя опека.
Kim bilir belki de hiçbir şey yoktur.
Я еще подумала, кто знает? Все может быть.
Belki de bir anlamı yoktur. Sadece arkadaşızdır.
Может поцелуй ничего не значил и мы просто друзья.
Hiçbir şey söylemesine gerek yoktur.
Ему не нужно говорить ни слова.
Hazırda bir göğüs cerrahları yoktur.
Там не найдётся дежурного торакального хирурга.
Bu kadar haysiyetli biriyseniz, saklayacak bir şeyiniz yoktur değil mi?
Столь честному человеку, как вы, абсолютно нечего скрывать, не так ли?
Federalleri öngörülemeyen yalnız kurt kadar korkutan hiçbir şey yoktur.
Ничто так не пугает федералов, как непредсказуемый волк-одиночка.
Başkomiser, müvekkilim onların bozulöuş un olduğunu iddia ediyor, eğer elinizde kesin bir kanı yoksa bir davanızda yoktur...
Капитан, мой клиент настаивает, что это были пакеты с испорченной мукой, и если у вас нет других физических доказательств, то и дела у вас нет, так что...
"Dün çok seksiydi, umarım asansörde güvenlik kamerası yoktur."
"Вчера было очень горячо." "Надеюсь, в лифте не было камер наблюдения."
Büyükannemindi. Eşi benzeri yoktur.
Оно принадлежало моей бабушке.
Bununla uzaktan yakından ilgisi yoktur.
Сомневаюсь, что оно похоже на это.
Neyse, böylesine zekice bir fikrin arkasındaki kişiyle buluşmam gerektiğini biliyordum ve söylememe gerek yoktur herhâlde, çoğu erkek fizikten, arkaik dillerinden ve dünya bayraklarından hoşlanmıyor.
Как бы то ни было, я просто.. я почувствовала, что должна встретиться с автором этой гениальной идеи. И мне не стоит рассказывать тебе, что в мире не особо много мужчин, которые любят физику, древние языки и флаги мира.
Hükümet için çalışıyorum çünkü başkalarına yardım etmekten daha üstün bir şey yoktur.
Я тоже так думаю.