Zor durumdayım перевод на русский
116 параллельный перевод
Sevgili Lanyon, Zor durumdayım, lütfen söylediklerimi yap.
" Дорогой Лэньон! Я в страшной беде, и прошу тебя выполнить то, что я скажу.
" Lütfen bayım, zor durumdayım.
" Пожалуйста, Мистер, я в беде.
Zor durumdayım.
Нужны срочно. Я застрял.
Başlangıçta öyle borçlandım ki, şimdi çok zor durumdayım.
Мне приходилось занимать деньги, и вот я погрязла в долгах.
Ciddi olamazsın! Zor durumdayım.
" Владелец в отчаянии.
Bir kaç gündür çok zor durumdayım.
- У меня была сложная пара дней.
Demek istediğim. Gerçekten zor durumdayım.
У меня дел по горло и я...
Açık konuşmam gerekirse oldukça zor durumdayım.
Если уж быть совсем откровенной, думаю, я слишком много на себя взяла.
- Gerçekten çok zor durumdayım?
Я в трудном положении.
Zor durumdayım.
Я страдаю.
Bir rahat bırak. Burada zor durumdayım!
Я здесь в затруднительном положении.
Zor durumdayım. Bir salağım yok.
- Конечно, но у меня проблема, я не нашёл придурка.
Cidden zor durumdayım, Uffe.
- Дела у меня плохи, Уффе. Очень плохи.
Zor durumdayım.
Я в порядке. Просто попал в переплёт.
Şu an biraz zor durumdayım.
Не ругай меня, пожалуйста.
Gerçekten zor durumdayım.
Я очень беспокоюсь.
Zor durumdayım. Capuccino ve biscotti'lerimizi bitirelim, sonra bir ara ilgileniriz.
Ну, дай нам только закончить с нашими капучино и печеньем, а потом посмотрим, что мы можем сделать.
Zor durumdayım, hemen açıklayayım.
У меня туго со временем, поэтому я скажу просто.
Gerçekten zor durumdayım.
Очень сильно.
Selam, bebeğim. Dinle, zor durumdayım.
Когда будете сегодня говорить с Джанет, подчеркните, как важен будет её внешний вид во время суда.
Zor durumdayım beyler.
Я в недоумении, джентльмены.
Yapma be. Zor durumdayım, Ray.
Слушай, ну... ты войди в моё положение!
Zor durumdayım, ona haftada 20 bin ödüyorum.
Я окажусь в жопе, если буду отдавать ему две штуки.
Paco için çok zor durumdayım.
Я тебе ничего не оказала про Пако и о том, что я сделала.
Biraz zor durumdayım.
Случилась неприятность.
Evet. Şu anda zor durumdayım.
Мне некуда деваться.
- Lily, gerçekten zor durumdayım.
- Лили, я в очень плохом месте.
O kadar zor durumdayım ki, içinde kendi karım olan seks fantezisi hayal ediyorum!
Я докатился до того, что фантазирую о сексе со своей собственной женой!
Lütfen bunu yapma şu anda çok zor durumdayım.
Подожди. Прошу. Мне больше некого попросить.
Baba, lütfen. Şu an zor durumdayım.
Пап ну же, у меня сейчас сложности.
Hayır diyemeyen bir kızım Epey de zor durumdayım Hep "Hadi kalkın, gidiyoruz" demekteyim
Эй, парниша!
Biraz zor durumdayım.
Я немного озадачен тут.
Zor durumdayım.
Что за непруха?
Çok zor bir durumdayım.
Моя жизнь висит на волоске.
Ben öyle... Hep böyle ürkek olduğumu sanmayın ama zor bir durumdayım doktor.
Надеюсь, вы не думаете, что я всегда такая нервная.
- Kalkanımız delindi, çok zor durumdayız...
Наш корпус пробит и мы выдержали...
Çok mahcubum. Çok zor bir durumdayım Gail.
Я в затруднении, Гейл, я серьезно влип.
Gerçekten zor durumdayım tatlım.
Пепа, у меня крупные неприятности.
Zor durumdayım.
Я в беде.
Bu adamı yakalamanıza yardım etmek istiyoruz ama burda çok zor durumdayız.
Мы хотим оказать вам помощь в поимке негодяя, но кое-что никак не можем понять.
Çok zor bir durumdayım.
- Солнце здесь не греет.
Çok zor durumdayım.
Это любимый праздник Обесцвеченной-Головы.
Seni zor durumda bıraktığım için özür dilerim. Sadece çok kötü durumdayım.
Извиняюсь за беспокойство, но очень хочется писать.
Kaptan, bu söyleyeceklerime inanılmasının zor olduğunu biliyorum ama sanırım bir şekilde Voyager'ın 7 sene önce ki haline savrulmuş durumdayım.
Капитан, я знаю, в это трудно поверить, но я думаю, что каким-то образом был заброшен на семь лет назад в прошлое "Вояджера".
Zor durumdayım.
Я ошиблась.
Dinle, kardeşim, çok zor bir durumdayım.
- Послушайте, я в таком положении...
Çok zor bir durumdayım.
Я в тяжелой ситуации.
Bak, ben gerçekten çok zor bir durumdayım.
Слушай, мне очень нелегко принимать такие решения.
- Mahvolmuş durumdayım. - Aileden birini kaybetmekten daha zor bir şey olamaz.
- Нет ничего труднее, чем потерять родителя.
Zor bir durumdayım.
Я голоден, ужасная диета.
Anlıyorum, şu an zor bir durumdayım.
Я в затруднительном положении.