Çekiyor перевод на русский
3,205 параллельный перевод
Garip fotoğraflar çekiyor.
Он делает странные фотографии.
Telefonum çekiyor.
У меня есть сеть.
Adam bir kadını seviyor ondan sonra da tutup o kadını neticesinde öldürülebileceği türden işlerin içine çekiyor.
Мужчина утверждает, что любит свою женщину, однако втягивает ее в свои дела, подвергая ее риску быть убитой.
Çizgiyi burada mı çekiyor?
Это переходит все границы разумного.
Hâlâ fotoğraf çekiyor musun?
Все еще фотографируешь?
Süslü kıyafetli, kocaman kameralı kız ünlü insanların fotoğrafını çekiyor.
Девушка в блестящем платье и с большой камерой. Фоторгафирует знаменитостей.
Yaşlı insanları çekiyor bu.
Это слово привлекает стариков.
Niye dikkat çekiyor böyle?
Видишь, почему ему достается всё внимание?
- İşte poposunun fotokopisini mi çekiyor?
Он наделал ксерокопий своей задницы в его магазине Большая Коробка?
Bu nedenle de sana güveniyor, bu da benim ilgimi çekiyor.
Что на руку мне
Peki, bu çok kötü, dostum, çünkü benim canım çok fena pe-jyun çekiyor... ♪ Bulgogi bütün gün.
Ну, это очень плохо, потому что я хотела.. пулькоги.. целый день.
Midesinde ne olduğunu görmek çok ilgimi çekiyor ama onu Destek Bölüğüne bırakacağım!
что у него в животе! Но оставлю его отряду прикрытия!
Stefan aylardır acı çekiyor.
Стефан страдал месяцами.
Adam acaip şutlar çekiyor.
Он сделал прыжок в броске.
Oldukça acı çekiyor gibi görünüyorsun.
Похоже, что тебе было очень больно.
Josh gibi acı çekiyor sanki.
И он такой же дерганый, как и тот приятель Джош.
O kapı açıldığında bir şey beni oraya çekiyor.
Когда дверь откроется, что-то затягивает меня туда.
Çekiyorum ama bir şey geri çekiyor.
Я тяну, но что-то тянет назад.
Wagner milkşeyk fotoğrafları çekiyor.
Вагнер снимает милкшейки.
Sara, Boyd makalesi için fotoğraflar çekiyor.
Сара фотографирует для участка Бойд.
Muhtemelen kariyerini bitirecek bir hasarın acısını çekiyor... ama dava açmıyor.
Страдает от травмы, которая, возможно, станет концом карьеры, но не будет судиться.
Sadece bana mı öyle geliyor, yoksa o çocuk fotoğraflarımızı mı çekiyor?
Мне кажется, или тот парень нас фотографирует?
- Hayır, senin fotoğrafını çekiyor.
- Нет, он фотографирует тебя.
Meyveleri tedarik eden hepsini geri çekiyor.
Поставщик уже отзывает все свои фрукты.
Sürekli etrafta dolaşıp, fotoğraf çekiyor.
Она постоянно в засаде делает фотографии
Sopasını çekiyor ve nehre kurduğu sete koyuyor.
Он находит веточки и опускает их в реку, таким образом возводя дамбу.
- Joel yazmakta zorluk çekiyor.
- У Джоэля творческий кризис.
Kadın o kadar acı çekiyor ama ilaç işe yaramıyor bile.
- Она прошла через ад и это даже не помогло.
Unutmayın, 100. yılda Ehlert Motor fiyatları 1913 yılına geri çekiyor artı 25 bin dolar ile.
Возьмите на заметку : на неделю торжества "Элерт Моторс" откатывает цены до 1913 года, плюс 25 тысяч.
Yüzün çok dikkat çekiyor bir şeyler yapman gerek.
Сделать что-то, что отвлечет внимание от лица.
Benimle ettiğiniz alaylar sırtımda yük oluyor ve beni aşağı çekiyor!
Потому что груз ваших насмешек и издевок на моих плечах тащит меня вниз!
Pekâlâ, hızlı bir film çekeceğim ama noktürnal bruksizm dediğimiz rahatsızlığı çekiyor gibisiniz.
Хорошо, я сейчас сделаю быстрый рентген, но похоже вы страдаете от так называемого ночного бруксизма.
Benim kapaklı berbat fotoğraf çekiyor, hem ekran kirlenmez de çok.
Моя раскладушка делает паршивые фотографии, поэтому тебе не придётся убираться так уж хорошо.
"Ellerini görüyorum ve vücudum senin hayalinle titriyor... Dokunuşun, sanki kaba bir ipeğin sade tenime dokunuyor gibi, beni daha çok çekiyor."
"Я вижу твои руки и мое тело дрожит от воспоминания твоих прикосновений, как грубый шелк на моей обнаженной коже, притягивая меня все ближе."
Deden bu günü her sene iple çekiyor.
Деда весь год этого ждал.
- Her şeyi başka yerlere çekiyor!
Она всё исказила!
- Evet, tam çekiyor ki bunun anlamı da, eğer ben korkutucu kırmızı maskeli 25 adamla burada kalsaydım ne yapardım biliyor musunuz?
А значит, это произошло прямо здесь И 25 парней были в страшных красных масках, Знаете что бы я сделала?
Hayır, o bu işi bitirebilmesi için Silas'ı dışarı çekiyor işte.
Нет. Он отвлекает Сайласа для того, чтобы покончить с этим.
St. Louis kadını ellerinde elmas yüzüklerle adamı kendine çekiyor...
♪ Дама из Сент-Луиса ♪ С ее бриллиантовыми кольцами ♪ Затягивает вокруг того джентльмена
Borquita cezasını çekiyor, yeni bir hizmetçiye ihtiyacım var.
Сейчас, когда Боркита отбывает ее наказание Мне нужна новая служанка.
Hâlâ acı çekiyor.
Он до сих пор страдает.
Hâlâ Alicia konusunda acı çekiyor.
Он до сих пор страдает из-за Алисии.
Yaptığının cezasını çekiyor,... müvekkilinizin çoktan nakil halinde olduğunu görerek.
Положение несколько затруднительное, учитывая, что ваш клиент уже в пути.
Sana iyi muamele çekiyor olmalı.
Должно быть, она очень хороша в постели.
Sonunda başka bir şoför kenara çekiyor ve onu otobüse alıyor.
А потом наконец-то другой водитель останавливается и подбирает его.
Senatör, Çin Kurtuluş Ordusuna karşı açılan Birim 61398 soruşturmasında başı çekiyor.
Сенатор был инициатором расследования в Народно-освободительной армии Китая в подразделении 61398.
Tranquility Villa'nın bir yıl önce hayatını nasıl... -... kurtardığıyla ilgili yağ çekiyor.
Он восхищается тем, как Вилла Спокойствия спасла ему жизнь год назад.
Diğer herkes acı çekiyor.
Другие страдают
HER GÜN MİLYONLARCA HAYVAN ACI ÇEKİYOR
МИЛЛИОНЫ ЖИВОТНЫХ СТРАДАЮТ ЕЖЕДНЕВНО
- Yağ çekiyor.
- Подлиза.
♪ still I think that I got something on you ♪ - Fotoğrafımızı mı çekiyor?
- Он нас снимает?