Çok doğru перевод на русский
2,846 параллельный перевод
Çok doğru bir noktaya değindin.
Huh, that's a very good point.
Çok doğru.
Это правда.
Çok doğru!
Что верно, то верно.
Çok doğru, sersem.
Верно, придурок.
- Evet, çok doğru.
Да, правильно.
Sophie hayatına devam etmeni isterdi demiştin. Çok doğru.
- Ты сам сказал Софи бы хотела, чтобы я продолжал жить.
Çok doğru.
Истинная правда.
- Çok doğru.
- Это точно, чувак.
- Kelleni de kaybedersin. - Çok doğru.
И голову тоже.
Çok doğru, Bay Gatsby.
Правильно, мистер Гэтсби.
Rahip diyor ki, " Çok doğru yapmışsın evladım.
"И я спрятал её в своём подвале". На что священник ему ответил : " Сын мой, ты поступил благородно.
Çok doğru, öyleyiz.
Чертовски, Салли.
Çok doğru!
Правильно!
Çok doğru, Colin. Deadstick Çölü'nden beri... Ripslinger birinciliği koruyor.
После выхода из Мёртвой пустыни гонку возглавляет Рипслингер.
Çok doğru. Sanki senin eğitimin çok harika da.
Как будто твое образование было идеальным!
Çok doğru.
Верно.
- Çok doğru!
- Это уж точно!
Çok doğru!
Ты прав!
Tren beni yanlış yere değil, Çok doğru yere götürmüş.
Все было предрешено, а неправильный поезд Ченнайский экспресс указал мне верный путь.
Çok doğru, fakat o yönde becerim var.
- Чертовски верно, но я достал по знакомству.
- Çok doğru.
- Точно.
Çok doğru.
Вот именно.
Çok doğru.
А, да, да, да, да.
Çok doğru.
Ясно.
Çok doğru sayılmaz, radyoyu açıyorum.
Я не была обнаженной, меня окутывали радиоволны.
Ama nefeslenmek konusundaki fikirlerin... Çok doğru söyledin.
Мм, но это твоё замечание о передышке, это было точно в цель.
- Çok doğru.
– Еще как учимся.
Sana bu akşam söylemek için doğru zamanı bekliyorduk ama Melissa ve ben çok heyacanlıyız. Çünkü...
Я ждала подходящего времени, что рассказать вам, но Мелисса и я так взволнованы, потому что....
Çocuklar da doğru yardımı alırlarsa bir çok şeyi atlatabilirler. - Evet, alırlarsa.
А дети могут вынести многое, если им окажут нужную помощь.
Doğru, çok kitap okurum.
читаю я действительно много.
Doğru mu bilemiyorum. - Çok karışık.
Я не знаю, прав ли он.
Jen'in suratına doğru bağırırken onu çok kötü itti.
Она наорала на Джен и довольно грубо её оттолкнула.
Kuzenim Daisy'yi, evli bir kadını çok az tanıdığım bir erkekle bir araya getirmek doğru muydu?
Правильно ли это было, привести мою кузину Дэзи, замужнюю женщину к мужчине, которого я еле знал?
Junior doğru şeyi yapmayı çok istiyor, ama bu çok büyük bir işaretti, ve o yardım edemiyordu ama bu adamın öldüğünü görmek istiyordu. kubbe onu kurtaracak mı?
Младший очень хочет сделать правильный выбор, а это явный знак, и он не может перестать сомневаться, убить ли ему Барби, или подождать, что купол предоставит ему.
Çok kabasın ve bu hiç de doğru değil.
Нет, я... Честно говоря, это грубо и неправда.
Çok akıllıca. Doğru.
Очень верно и мудро.
Balinalar ölüyorsa, benim için daha fazla ödemek çok sakıncalıdır. Doğru olan bu. Böyle olması gerek.
Зато помогает спасать дельфинов.
Şimdi, biliyorum paranı alamadın ama doğru olanı yapmak, çok daha iyi hissettirir kendini.
Теперь, я знаю, вы не получите свои деньги Но делать правильные вещи должны были чувствовать себя намного лучше.
İçine çok fazla su koymamalısın... yoksa doğru işlemez.
Слишком много воды не лей... а то держать не будет.
Ve ben yapılabilecek çok fazla bir şeyin olmadığını düşünüyorum... herkesin de söylediği, doğru bence de.
И, тогда, считаю, много и не сделаешь.. окромя того, что большинство всё ж считает верным делом.
Sen sen çok cesursun ama anlaman gerekiyor, bunu doğru nedenler için yapıyoruz.
Но вы должны понять... Мы делаем это для блага...
Diyelim ki, buna uygun kişileri buldun onlara ulaştın, zihinlerinin en derin noktasına girdin tamamıyla kontrolün altına aldın eğer çok çalışırsan... ve mesai harcarsan ve doğru yaparsan neredeyse her şeyi yapmalarını sağIayabilirsin.
Скажем, если вы найдете подходящего человека, если вы получите над ним контроль, если вы подчините его волю, если вы затратите достаточно усилий и времени, и сделаете все правильно, то он сам захочет сделать ради вас практически
Lauda Hunt'a karşı çok agresif, McLaren'ı çimlere doğru zorluyor.
Лауда действует агрессивно по отношению к Ханту, выдавливая "Макларен" на траву.
Doğru beslenmeyi çok severiz.
Угу. # Мы любим правильно питаться
Doğru bakım, fiziksel ve duygusal gelişimler çok ihtiyaç duyulan sevgi ve bakımla iyileşeceklerdir.
При условии подобающего ухода, психо-эмоционального развития, и так необходимой им любви и привязанности. Им станет лучше.
Bu bir gerçek neyin doğru neyin yanlış olduğu çok basit bir gerçektir ve hepimiz için doğru olan budur.
Это факт. Простой и ясный факт : то что верно и правильно верно и правильно для всех.
Doğru, çok pahalıdır.
Верно, он слишком дорогой.
Doğru, etik olarak onun vücuduna zarar veremem. Bunu zamana bırakmam gerekir. Ama onunla olmak çok keyifli.
Да, врачебная этика не позволяет мне овладеть ею, — хотя, это дело времени, — но с ней так весело.
Kesinlikle, doğru aday için çok güzel bir eş olur.
Конечно. Достойному соискателю она составит прекрасную партию.
Oysa doğru olmadığı çok açık.
Конечно же нет.
Tabii ki yaptın. işleri doğru yapmış gibi görünmekte çok iyi bir iş çıkardın.
— Да нет же. Нет, ты тогда со всем отлично справлялась.
doğru 10892
dogru 95
doğru söylüyorsun 77
doğrudur 303
doğru mu 1537
doğru söyle 45
doğrusu 383
doğrulandı 46
doğru bildin 42
doğruymuş 64
dogru 95
doğru söylüyorsun 77
doğrudur 303
doğru mu 1537
doğru söyle 45
doğrusu 383
doğrulandı 46
doğru bildin 42
doğruymuş 64
doğru söylüyor 187
doğru mu söylüyorsun 24
doğru mu anladım 18
doğruyu söyle 121
doğru değil 421
doğru söylüyorum 192
doğru diyorsun 34
doğruyu söylemek gerekirse 116
doğru değil mi 315
doğrusu bu 47
doğru mu söylüyorsun 24
doğru mu anladım 18
doğruyu söyle 121
doğru değil 421
doğru söylüyorum 192
doğru diyorsun 34
doğruyu söylemek gerekirse 116
doğru değil mi 315
doğrusu bu 47