Örnegin перевод на русский
1,815 параллельный перевод
Örneğin?
! Например?
Örneğin babam gibi güvenebileceğim biriyle konuşarak ondan senin L olduğunu doğrulamasını isteyebilirim. Eğer bunu yapamayacağını söylersen ben de bu araştırmada sana yardımcı olamam.
Ты мог бы это доказать. что ты L. То я не буду помогать тебе в расследовании.
Örneğin Dexter ve Batista, Lila'ya nasıl da kandılar?
Я имею в виду, как Декстер и Батиста Могли быть так легко одурачены Лайлой?
Örneğin, Genus Nitzschia'yi bulursak ve biliyorsunuz tatlı bir su canlısından bahsediyoruz.
Например, если мы найдём род Нитшиа, То поймем, что речь идет о пресноводной пристани яхт,
Örneğin, iki sene önce, arasında eski patronun Ed Truck'ın da olduğu bir kaç yaşı ileri şube müdürlerini paket verip işten uzaklaştırmak istediğimizde bizi kıdem davası açmakla tehdit ettiler.
Два года назад мы попробовали принудительно отправить на пенсию нескольких пожилых менеджеров. Но Эд Трак, твой старый босс, пригрозил нам судом.
Örneğin, bu bebek çok leziz milkshake yapabiliyor.
Эта малышка делает офигительные молочные коктейли.
- Örneğin, sana aşık olduğum gibi.
- Например та, что я влюблена в вас?
Örneğin- -
Например....
Örneğin, tüp solucanları tamamen karanlık bir ortamda yaşayıp gelişebiliyor.
Червеобразные структуры выживают и размножаются в абсолютной темноте.
Örneğin, bazı kahverengi cücelerin etrafında toz ve gaz diskleri bulunduğu biliniyor.
Им известны "коричневые карлики", вокруг которых диски пыли и газа.
Yani bir quasar'a baktığımızda örneğin 3 C 273 Hubble uzay teleskopunun çektiği bazı fotoğraflarda büyük miktarda materyali etrafına fırlatırken görünüyordu, boyutu neredeyse galaksinin kendisi kadardı.
Если взять, например, такой квазар, как 3Си-273, то на снимках, сделанных, космическим телескопом Хаббл, видно, что он выбрасывает с одной стороны большую струю материи,
Örneğin, bu gece kimsenin göbek adımın Leakey olduğunu bilmesine gerek yok.
Например, сегодня, никто не обязан был знать, что мое отчество - Лики.
Başka herhangi bir konuda, örneğin siyaset veya faiz oranları gibi, gazeteciler zorlayıcı sorular sorup cevapların verilmesi konusunda da gayet ısrarcı davranır.
В любой другой области, от политических скандалов до растущих налогов, журналисты будут задавать трудные вопросы и требовать ответов.
Plasebo ilaçları aldıktan sonra ağrının geçmesi, örneğin akupunktur etkisiyle ağrının geçmesi, bunların hepsinde aslında kendi beynimiz ağrıyı azaltmış oluyor.
Когда стихает боль после плацебо или после акупунктуры, например, это наш мозг ослабляет боль.
Geçen yüzyılın sonunda, örneğin, bir İngiliz bilim adamı olan Heron-Allen vardı. Görünen o ki İngiliz cemiyetlerinin birinde yapılan bir tartışmada zekanın tanımı yapılırken biçimlendirme için bu tek hücreli canlılarından yararlanabileceğinin altını çizmiştir.
В прошлом веке, например, британский учёный Хирон Ален во время дебатов в британском научном обществе указал на то, что есть несколько определений разумности.
Örneğin Meg adındaki şu kızı ele alalım.
Возьмите, к примеру, эту девушку Мэг.
Sadece... çok güvenilir, ve burada arkanı kollayamıyorum, örneğin dışarıdayken.
Нет. Нет, не плохой. Просто... слишком доверчивый, и я не могу присматривать за тобой тут, как могу присматривать снаружи.
Örneğin 1999'da Dünya Bankası Bolivya hükümetini üçüncü en büyük şehrinin su altyapısını Bechtel adlı Amerikan şirketinin bir alt kuruluşuna satmaya zorladı.
Например, в 1999-ом Мировой банк настаивал на том, чтобы правительство Боливии продало государственную систему водоснабжения третьего крупнейшего города страны Американской корпорпации "Бехтель".
Örneğin bir petrol şirketinin isteyeceği en son şey, kendi kontrolü dışında olan bir enerji kaynağının kullanılmasıdır.
Например, самое последнее чего хотела бы нефтяная компания, так это применение видов энергии, которые не находятся под её контролем.
Anlamadıysanız, örneğin endüstri insana değer veriyor olsaydı, bazı işlerin dışarıdan temini diye bir şey olmazdı.
Если вы до сих пор не понимаете этого, то зачем предприятия используют аутсорсинг, раз они заботяться о своих людях.
Tüm yasalar ortadan kalkacak tüm uzmanlıklar ortadan kalkacak ve geçerliliğin tamamen yitirecektir, Örneğin borsa simsarları, bankacılar, reklamcılar.
Все законы исчезнут и так же исчезнут все профессии, которые больше не требуются, например, биржевые маклеры, банкиры, рекламщики...
Örneğin paranın yönetilmesi ile alakalı her tür iş, reklamcılık ve hatta hukuk sistemi.
Профессии, связанные с управлением деньгами, рекламой и самой правовой системой, исчезнут.
Örneğin, Hıristiyan inancın temel doktrinlerinden biri olan İsa'nın ölümü ve yeniden dirilişi.
Для примера : основная доктрина Христианской веры — это смерть и воскрешение Христа.
Örneğin, Tower Hamlets and Hackney yerel konseyi... burada bir tür sınırdayız. Trafik izleniyor ve güvenlik kameraları kablosuz ağlarla birbirine bağlı.
Здесь много видеокамер наблюдения за безопасностью, которые соединены в беспроводные сети.
Örneğin, altın ve cıva.
ак, например, золота и ртути.
Örneğin, elektronun zamanda belirli bir anda nerde olduğunu biliyorsak ne kadar hızla hareket ettiğini bilemeyiz.
Ќапример, если мы знаем, где электрон находитс € в данный момент времени, тогда мы не можем знать, как быстро он движетс €.
Örneğin şu anda.
Вот сейчас, к примеру.
Örneğin Daug Noe, benden izin almadan konuyu kendisi eline almaya karar vermişti.
Как, например, Дуг Но, решивший взять дело в свои руки не дожидаясь моей помощи.
Örneğin sigorta şirketine?
Нет, нет, просто... в вашей страховой компании?
Neden bu ücretsiz sosyal şeylerden daha çok yok? Örneğin sağlık hizmetleri.
Почему же у нас больше нет таких бесплатных социализированных штук как, например, медицина.
İkinizin toplam geliri ne kadar? Örneğin bir ay için.
Каков ваш общий доход на двух членов семьи за... скажем, один месяц?
Örneğin kahramanlarına.
Его героям?
Örneğin bilgisayar sunucuları Maldivler'de bir yerde.
К примеру, их сервер зарегистрирован на Мальдивах.
Örneğin Bayan Mooney'nin börekçisi
Возьмем, например, миссис Муни И ее лавку с пирогами
Bir kadının belli bir üstünlüğü varsa örneğin, derin bir zekâsı, bunun derin bir sır olarak kalması en iyisidir.
Если женщина обладает особенным превосходством, например, глубоким умом, она должна держать это в глубокой тайне.
Büyük çiftliklerin ortasında bir banka bulacağız yılda bir kere - örneğin şu an -, Çiftçi John ürünlerini biçen Juan ya da Ramon'a parasını ödeyebilsin diye kasası nakitle dolu olan.
Мы собираемся ограбить банк, в котором будут лежать деньги этих жирных котов, а мы потом раздадим их бедным фермерам, которым не на что себя прокормить.
Örneğin ihtişamının altında oğlum Grendel kadar canavar olduğunu biliyorum.
Я знаю, что несмотря на твое очарование.. ... ты такое же чудовище, как и мой сын Грендель.
Kısaydı, lakap gibi bir şeydi, Stan gibi örneğin.
По-моему оно было коротким, как кличка. Что-то вроде Стэн.
Örneğin dizinin altından veya bileğinin üstünden?
Не знаю, под коленом или над лодыжкой.
Yetimhaneye erkekler geldiğinde yaşı büyük bazı kızlar örneğin Judith - kendisi 13 yaşlarında - bahçeye bakan yatak odasına götürülüyorlar ve yaklaşık bir saat orada kalıyorlar.
Мужчины приходят в приют и ведут некоторых из старших девочек, например, Джудит, ей тринадцать, в спальню, выходящую в сад. И они остаются там около часа.
Örneğin Egremont. Egremont bu komplonun içinde mi diyorsun?
То есть, с Эгремонтом.
Örneğin öğretmenlere ilgi duyan Leah gibi.
Ведь предполагается что они должны тусить с чирлидерками вроде Лии, которая, кстати, неравнодушна к озабоченным преподам.
Neye göre, örneğin vebaya mı?
По сравнению с чем, с бубонной чумой?
Çünkü kendi başının çaresine bakabilecek insanlara yardım etmeye inanmıyorum. Örneğin sana.
- Потому что я не помогаю тем, кто может сам о себе позаботиться - как ты, например.
Örneğin zıvanadan çıkmış bir kız arkadaş.
Мне своих забот хватает.
Örneğin, burada hostes demek fahişe demektir.
Например, здесь "хозяйка" означает "блядь".
Örneğin, üretiminizi, ücretlerin 4 kat daha düşük olduğu... İspanya'ya kaydırarak işgücü maliyetini azaltabileceğinizi biliyor muydunuz?
Например, знаете ли вы, что можно сэкономить на рабочей силе, если перевести ваши мануфактуры в Испанию, где людям платят в четыре раз меньше, чем у нас?
Şu zavallı bay Jourdain gibi örneğin.
Как этот бедный г-н Журден, например...
Örneğin Jean-Luc.
С Жан-Люком, например...
"Maxim" den daha ucuz, örneğin...
Дешевле, чем "у Максима", например...
Örneğin, Labaratuardaki... Temel olarak kara dul- - kendi köşesinde, sinsi- -
Например, тот что в лаборатории... это в основном "Чёрная вдова"...