Şeye перевод на русский
19,173 параллельный перевод
Hiçbir şeye dokunma.
Ничего не трогай.
Çocuklar, Chuck, Lucifer, Dean sanırım başka bir şeye odaklanmalıyız.
Ребята, Чак, Люцифер, Дин, давайте сосредоточимся на деле?
Ne bıçağa, ne de silaha, hiçbir şeye yok.
Ни ножа, ни оружия, ничего.
Kim seninle çok kötü bir şekilde ayrıldığımızı biliyorum ama sen benim için hâlâ çok değerlisin ve eğer herhangi bir şeye ihtiyacın olursa ben yanındayım.
Ким... Мы разошлись не очень хорошо, но я всё ещё волнуюсь о тебе, и если тебе что-то нужно, то я здесь, я прикрою.
Hiçbir şeye bakmayacaksa bakıcı tutmanın mantığı ne?
Я спрошу вас, какой смысл иметь опекуна, если он не может опекать, а?
- Polislerden bir şeye ihtiyacım var.
- Понимаешь, мне нужно кое-что от копов.
Ben her şeye ağlarım.
Я надо всем плачу.
Bir şeye ihtiyacın varsa söyle lütfen.
Сообщи, если что-то понадобится.
Bir şeye ihtiyacım olursa ararım.
Я позвоню, если что-то понадобится.
Buraya gelip bana bağırıyorsun, patronuna, ve bu şekilde istediğin şeye ulaşacağını mı sanıyorsun?
Явились сюда, орете на меня - своего босса. и думаете, что таким способом получите желаемое?
Biliyorsun, ben... Tam da nasıl hayatıma devam edeceğimi çözüyor, bir tek güzel şeye sebep olmadığın hayatımda yarattığın bu bataklıktan kendimi kurtarıyordum.
Ты знаешь, я всё пытаюсь прийти в себя и наконец выпутаться из того дерьма, что ты наворотил, пусть даже и без единственного лучика в моей жизни.
Artık söylediğin hiçbir şeye inanamam.
Я больше не верю ни одному твоему слову.
Hey, Annalise hasta olduğuna göre, belki de şeye gitmek istersin...
Раз уж Эннализ болеет, может, хочешь пойти...
Tamam, şu an için önemli olan şeye kanalize olabilir miyiz?
Давайте перейдем к главному?
Uçağa binip evime geldin demek ki bir şeye ihtiyacın var.
Ты села в самолет, ты в моей квартире, а значит, тебе что-то нужно. Что именно?
Hayatımdaki her şeye ben sahip oldum.
Я всего в этой жизни добилась сама.
Onun gibi birinin nasıl böyle bir şeye bulaştığını düşünmeni anlarım ama şimdi o bağı kesme zamanı.
Я понимаю, что с человеком вроде нее, всё возможно, но сейчас нужно все обдумать.
İlk günden geç kalmak istemiyorum ne yapacağımı bilmediğim bir şeye.
Я не хочу опоздать на мой первый день... Не знаю чего.
Yaptığın şeye bayılıyorum.
О Боже мой. Я обожаю твою работу.
Her şeye kayıt olman falan gerekmiyor mu senin?
Тебе разве не нужно что-нибудь подписывать?
Aramızdaki şeye başkalarını da mı dahil ediyorsun?
А теперь ты втягиваешь посторонних?
Tatlım, bir şeye ihtiyacın var mı?
Малыш, тебе ничего не нужно?
Sadece kuzeyde bir şeye ihtiyacın olunca aradığın adam mıyım?
Я теперь просто твой помощник на севере?
O andan önce, sana ve seninle ilgili her şeye hayrandı.
Он восхищался тобой, всем в тебе, до того момента.
Hayır, sana söylediği şeye ağladı.
Нет, он плакал из-за того, что сказал тебе.
Evet, kızlar bu köpek Greenpoint yolu boyunca gördüğü her şeye kerkindikten sonra buraya gelmeyi başarabildim.
Так, девчонки, я умудрился попасть сюда после того, как эта собака протащила меня через полгорода.
Siz Amerikanlarda gördüğüm hiçbir şeye benzemiyor.
За пределами всего, что я когда-либо видел или ожидал от американцев.
- Bu Konfederasyon askerleri aynı şeye benziyor...
Эти конфедераты похожи на...
- Bir şeye maruz kaldılar.
Они заражены чем-то.
Bu şeye "fasces" deniyor. İmparator Nero'nun muhafızlarının taşıdığı bir tören baltası. "Faşizm" kelimesi de bu baltanın isminden türemiş.
Это символ власти, церемониальный топор, который принадлежал охране императора Нерона.
Tanrı rolü yapmak gibi bir şey bu. Yapmaya çalıştığımız her şeye ters düşüyor.
Считай, что изображать Бога, а это противоречит всему, что мы пытаемся сделать.
- Şeye hazırlan...
- Подготовьтесь к...
Sanırım Bayan Lance meta bombasını zararsız bir şeye dönüştürmemizi istiyor.
Я думаю, мисс Лэнс предлагает нам превратить мета-бомбу во что-то безопасное.
O gözlerin bu zaman sallantılarına sebep olan şeye odaklansa iyi olur.
Что ж, тогда сконцентрируйся на том, что могло вызвать временные толчки.
Çocukken bir şey için aşırı heyecanlı olduğunuzda başka hiçbir şeye odaklanamadığınız zamanları hatırlıyor musunuz?
Помните, когда вы были маленькими, вы были так взволнованы чем-то, что не могли ни на чем сосредоточиться?
Güneş yüksek yansıtmasına sahip her şeye Einstein-Rosen köprüsü kurabiliyor olmalı, değil mi?
наверное, создаёт мост Эйнштейна-Розена во всё с отражающей поверхностью.
Bu güne kadar istediğim her şeye sahibim.
Сейчас у меня есть всё, о чём я мечтал.
Hiçbir şeye girmiyorsunuz.
Никуда вы не попадете.
O şeye dokunmamalıyız. Her şeyden önemlisi, Wally'ye ne olur bilmiyoruz.
Мы не знаем, что может стать с Уолли.
Geri döndüğünde hiç kimseye ve hiçbir şeye güvenme.
Когда вы вернетесь, не верьте никому и ничему.
3 kere fon kesintisini zar zor atlatmış bir ekiple sonuna kadar iddianameler ve davalara boğulmuş durumdayım bu yüzden muhabbeti sonraki bağış etkinliğine bırakıp şeye gelelim...
По уши завяз в оформлении и обвинениях при персонале, которые умудрились выжить при троекратном сокращении бюджета, так что давайте отставим обмен любезностями до следующего благотворительного вечера, и поговорим о том, почему я...
- Regülatöre ihtiyacımız var. Hakimiyetçi enerjisiyle başa çıkabilecek bir şeye.
Нам нужен регулирующее устройство, что-то, что выдержит напор.
Her şeye sahipsin, her şeye dostum.
У тебя есть всё, всё!
Geçtiğimiz gece birisi bana her şeye sahip olduğumu hatırlattı.
Я... Прошлой ночью кое-кто напомнил мне, что у меня есть все...
Başka bir şeye dönüş.
Стань чем-то другим ".
Her şeye ne oldu?
Что же стряслось со всем этим?
Her şeye karşı bunu yaptı Horace, beni görmedi ki.
Он громил всё вокруг, Хорас. Он меня не видел.
Vakit öldürecek bir şeye ihtiyacım var.
Нужно чем-то заняться.
Eskiden insanların barınması için kullanılan bir bina artık kendi başlarına zapt edemeyecekleri kadar çok şeye sahip olan, bu yüzden bir mağazaya ihtiyaç duyanlara satış yapan bir yer olacak.
Целое здание, которое служило домом для людей теперь будет предназначено для продажи вещей людям, у которых и так много всяких вещей, они не могут содержать его сами, поэтому они на помощь позвали магазин.
Bir şeye ihtiyacın olursa buradayım.
Я рядом, если тебе что-то нужно.
Belki sadece bana öyle geliyordur ama bence bu şeye bir güncelleme gerek. Biliyor musun Ray?
Знаешь, что, Рэй?