English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ A ] / A butcher

A butcher Çeviri Türkçe

975 parallel translation
He's a butcher.
O bir kasap.
You're a butcher.
Sen bir kasapsın!
That's for the opening of a butcher shop, sir.
Bir kasap dükkanının açılışı için efendim.
You're a butcher, sure.
Kasapsın.
If I could get my hands on a butcher knife!
Eğer elime bir kasap bıçağı geçirirsem.
Look at you, hanging there like a lamb in a butcher's shop.
Şu haline bak, kasap dükkanındaki bir kuzu gibi asılmışsın.
Nice name for a butcher.
Bir kasap için güzel bir isim.
- You mean a butcher.
- Yani bir kasapti.
Even if we find him, we've got to be good to sell a butcher a steak.
Onu bulsak bile, tereciye tere satabilecek kadar iyi olmamız lazım
I hear he made his literary debut as a butcher's apprentice.
İlk edebi eserlerini kasap çırağı iken verdiğini duymuştum...
I'm an inn-keeper, not a butcher.
Ben otelciyim, kasap değil. Bizler kasabız.
Sometimes I wish I'd married a butcher or a plumber.
Bazen bir kasap ya da muslukçuyla evlenseydim keşke diyorum.
Do you want to make a butcher of my brother?
Kardeşimin bir cani olmasını mı istiyorsun?
"I will strike you, without rage and hatred, like a butcher",... wrote Baudelaire.
Baudelaire şöyle yazmış ; " Sana bir kasap gibi hiçbir sinir ve nefret olmadan vuracağım.
- He's a butcher and a murderer.
- O bir kasap ve bir katil.
Two nights later, two nights, one of them held up a butcher in Harlem.
İki gece sonra, sadece iki gece, bir tanesi Harlem'de bir kasabı soydu.
You know what a butcher he is.
Bunların ne kasap olduğunu biliyorsun.
Go back to being a butcher's shop boy!
Gidip kasabın ayakçısı olmaya devam et!
A butcher who sold all but the pig's whistle.
- Tüm domuzlarını satan bir kasap
He's the kid brother of Charley the Gent who is Johnny Friendly's right hand and a butcher in a camel hair coat.
Cici Charley'nin kardeşi. O da Johnny Friendly'nin sağ koludur, devetüyü paltolu bir kasaptır.
What's interesting about a butcher knife and a small saw wrapped in newspaper?
Gazeteye sarılı bir kasap bıçağı ile küçük bir testerenin neresi ilginç?
I'm the fella who works in a butcher shop.
Ben kasapta çalışan adamım.
I didn't wanna be a butcher.
Kasap olmak istememiştim.
There's nothing wrong with being a butcher.
Kasap olmanın kötü bir yanı yok.
I'm a butcher, so I know a pretty good hunk of meat when I see it.
Ben bir kasabım, gördüğümde iyi eti hemen anlarım.
You think those cows just rounded themselves up... then trotted themselves to a butcher and said...
Sığırların aralarında toplanıp... bir kasaba kendilerini teslim edip...
This is work for a butcher, not a Pharaoh.
Bu bir kasabın işi, bir firavunun değil.
But I had to prove to the pig of a butcher that I was telling the truth.
Fakat doğru söylediğimi kasabın domuzuna kanıtlamak zorundaydım.
The coroner's report states... that the murderer used either a saw or a butcher's knife ".
Adli tabibin raporuna göre katil ya bir testere ya da bir kasap bıçağı kullanmış.
A man by the name of Murray Butcher.
Murray Butcher adlı bir adam.
a butcher's knife!
Alice, biraz ekmek keser misin?
Paul Pons versus Raoul the Butcher.
Köprü Paul, Kasap Raoul'a karşı.
I was on the way to pay the butcher on Tuesday... as Honesty Nuttall is my name, when I chanced on a poor old beggar.
Salı günü kasaba burcumu ödemek için yola çıkmıştım ki fakir bir dilenciyle karşılaştım.
But to the butcher, it's just a hunk of meat.
Ama bir kasap için alelade bir et parçasıdır.
A threat, butcher boy?
Tehdit mi, kasap çocuk?
I do declare, not a living creature but the butcher and the postman... has come to this house since the hard weather set in.
Hava soğuduğundan beri... kasap ile postacının dışında eve kimse uğramadı.
Quite a queue at the butcher's.
Kasapta sıra var.
I've been bleeding like a pig at the butcher's!
Kasaptaki bir domuz gibi kan akıtıyorum!
Jesse, what I said about your being a candidate for the butcher brigade still goes.
Jesse sana söylediğim ölüm mangası sözü hala geçerli.
Yes, sir, that butcher is going out of here a free man.
Evet efendim, o kasap elini kolunu sallayarak özgür kalacak.
Come back with the butcher and I'll give you a shilling.
Kasapla beraber gel, sana bir şilin vereceğim.
Take a good look at a Southern butcher, ma'am.
Güneyli kasaba iyi bak bayan.
Marty, I've known you for three hours, but I know you're a good butcher.
Marty, seni üç saattir tanıyorum, ama iyi bir kasap olduğunu biliyorum.
You're a good butcher. "
Sen iyi bir kasapsın. "
I'm a good butcher.
İyi bir kasabım.
Say I'm the butcher and Aldo Capelli is the dairyman and the grocer, but he works on a...
Diyelim ki ben kasabım, Aldo Capelli ise sütçü ve manav ben % 35 ile çalışırken o- -
No butcher, no baker, no candlestick maker and me with the look of a fine undertaker impressed her... as a jester?
Kasap değil, fırıncı değil, şamdancı değil, ve ince bir cenazeci bakışımla bir soytarı olarak... onu etkiledim mi?
By the time the report got back to Washington... they were calling me the Butcher of Shiloh.
Haber Washington'a vardiginda... bana Shiloh Kasabi demeye baºlamiºlardi.
When I butcher a guy, I want the world to know, and they will with your boy.
Birini gebertirsem, dünyanın bilmesini isterim. Seninkiyle bilecekler.
Are you a master builder or a master butcher?
Ustabaşı mısın sen, yoksa kasap mı?
My father is a butcher. Better yet!
Daha da iyi!

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]