A celebration of life Çeviri Türkçe
46 parallel translation
And we'll have fun because sex should be a celebration of life, of joy, of the body, and I...
Ve eğleneceğiz. Çünkü seks, vücudumuzu, neşeyi ve hayatı kutlamak olmalıdır. Ben de...
A celebration of life.
Var olmanın kutlamasıydı.
The Resolution is a celebration of life.
"Zaman", hayatın bir kutlaması.
A celebration of life!
Hayatın bir kutlaması!
Summer Solstice festivals were a celebration of life and of the sun's powers.
... Yaz Gündönümü Festivali yaşamın ve Güneş'in gücünün kutlanmasıydı.
We are alive and this is a celebration of life.
Biz yaşıyoruz ve bu, hayatın kutlaması.
That was a celebration of life!
O hayatın kutlanmasıydı!
* It's a celebration of life *
Bu yaşamın bir kutlaması...
So its origin is not clear. But the verse was obviously intended as a celebration of life.
Ayinin kaynağı belli değil, ama mısra açıkça dans ederek yaşamın kutlanmasını tasvir ediyordu.
He saw poetry and prose as a celebration of life.
Şiiri ve nesri hayatın bir kutlaması gibi gördü.
As a celebration of life.
Hayatı kutlamak için yiyelim.
A celebration of life, the birth of Jesus.
bir hayatın başlaması, İsa'nın doğumunu kutlamak için.
This event... although it's tragic in his loss of life... it's also a celebration of life.
Bu olay... her ne kadar can kayıpları ile trajik olsa da aynı zamanda yaşam için bir kutlama.
Being gay is a celebration of life, it's a simple...
Gey olmak, hayatın bir kutlamasıdır. Sanki...
It's just a little bit more of a celebration of life than I was ready for.
Yalnızca şu an hazır olduğumdan daha fazla bir kutlama.
And what with all Debbie's music friends, it will be more of a celebration of life.
Debbie'nin müziksever arkadaşlarını orada olacağını düşünürsek, daha çok yaşamı kutlama etkinlikleri şeklinde geçecektir.
The last rites are given to those not only who are about to pass but also as a celebration of life.
Bu vaazlar sadece ölenler için değil hayatta olanlar içinde verildi.
Yes, a celebration of life in Wayward Pines.
Wayward Pines'taki yaşamın kutlaması.
That's what today is. It's a celebration of life...
... bir hayat kutlamasıdır.
It's a celebration of life for those left behind.
Geride kalanlar için yaşamın kutlanması bu.
A celebration of life and love and happiness.
Hayatın, aşkın, mutluluğun kutlaması.
Now, aside from this celebration... this is a proud moment of my life.
Şimdi kutlama bir yana, bu hayatımın iftiharlı bir anı.
They imagined their life to be a big, continuous celebration, with a lot of room in it for the two of them.
Hayatlarının büyük olacağını hayal ederlerdi, sürekli bir kutlamayla, ikisine de yetecek büyüklükte.
The fifteenth of January is coming of age day : an obligatory celebration in the life of a young Japanese woman.
Ocak ayinin 15'iyle yas gününün gelisi : genç bir Japon kadininin hayatinda yer alan zorunlu bir kutlama.
All life on Earth is a celebration of the living sea.
Dünyadaki bütün yaşam yaşayan denizin armağanıdır.
But you know there didn't seem to be a lot of... celebration of life going on down there.
Ama yine de orada pek fazla hayatı övmek gibi şeyler yok gibiydi.
They were the expressions of an artist literally seeing the world for the first time. A joyous celebration of life and freedom.
ilk eserlerin... dünyayı gerçek anlamda ilk kez gören bir sanatçının yaşama ve özgürlüğe dair coşkulu bir kutlama ifadeleriydi.
So I thought let's make it a celebration of his life.
Raif'in yaşadıklarını kutlayabiliriz diye düşündüm.
Let's think of this as a celebration of your uncle's life.
Bunu, amcanızın hayatını kutlayan bir tören olarak düşünelim.
W-WELL, INSTEAD OF MAKING THE FUNERAL INTO A MOURNFUL OCCASION, WE TRIED TO TURN IT INTO A CELEBRATION OF OUR LOVED ONE'S LIFE.
Cenazeyi, acıklı bir seremoni haline getirmek yerine bunu, sevdiğimiz birinin geçmiş yaşamını kutlamaya çeviririz.
This glorious fragility is a celebration of all life, and under the constant gaze of over a hundred baboons standing guard, few predators can sneak in undetected.
Bu muhteşem kırılganlık, sanki bütün hayatın bir zaferidir. Ve sürekli tetikte olan, yüzlerce babunun koruması altında, pek az yok edici yanlarına gizlice yaklaşabilir.
First of all I'd like to welcome you to the celebration of this marvelous day in a beautiful young girl's life.
Her şeyden önce güzel bir genç kızın hayatının en fevkâlade günlerinden birinde burada bulunan herkese hoşgeldiniz demek istiyorum.
I mean, isn't it enough that the shower is a celebration Of the new life growing inside of me? No.
Bebek takdimi zaten içimde büyüyen yeni hayatın kutlaması için yeterli değil mi?
Today, of course, is a celebration of the life of Ida Holden, beloved mother and grandmother.
Bugün burada, Ida Holden'ın hayatının kutlamasını yapıyoruz. Bir anne ve büyükkanenin.
The color, lighting, and costumes are so sumptuous that you'd think that this is a celebration of such aristocratic life.
Renk, ışık ve kostümler öyle ihtişamlıdır ki Aristokrat yaşama övgü düzüldüğünü sanırsınız.
Make it a celebration of Annie's life.
- Annie'nin hayatının kutlaması olsun.
But... me and Dawson and Otis... We talked about it, and instead, we're gonna make it a celebration of Hallie's life.
Ancak Dawson ve Otis'le konuştuk ve ertelemek yerine Hallie'yi anma töreni yapmaya karar verdik.
It's a celebration of your life, and you're my husband and I want to celebrate your life in a fun, young, hip, fun way.
Hayatta olmanın bir yılını daha kutlanması gibi ve ben de senin eşin olarak yeni yaşını genç, modaya uygun ve eğlenceli şekilde kutlamak istiyorum.
It's a celebration of a passing soul and to remind us that... life is just a dream, and death is when we wake.
Bu göçüp giden ruhların bir kutlaması ve bize hayatın bir rüya, ölümün de uyandığımız an olduğunu hatırlatıyor.
- It's a celebration of her life.
- Onun hayatını kutluyoruz.
- Oh, Kent, uh, a few of us are going to the Dirty Robber after work... just a small celebration of Susie's life.
- Kent, birkaçımız... işten sonra Dirty Robber'a gideceğiz... Susie'ye küçük bir anma düzenlemek için.
My funeral, such as it is, shall be a celebration of the life cycle, with music and dancing.
Cenazem, müzik ve dansla hayat döngüsünün kutlanması gibi olacak.
Halloween, actually started as a celebration of life.
Cadılar Bayramı aslında yaşamı kutlamak adına başladı.
The period of mourning that will follow the celebration of the Führer's life, will happen in a few days.
Matem zamanı Führer'in hayatının kutlanmasının ardından birkaç gün içerisinde olacak.
It's a celebration of their life, a way to show them at their best.
Geride bıraktıkları hayatı kutlamış, en iyi hâllerini göstermiş oluyorlar.
You were to be the art - a living exhibition - a celebration of him, and how his life gave others a wonderful opportunity.
Sen sanat olacaktın. Yaşayan bir gösterim. Onun bir kutlaması ve hayatının diğerlerine verdiği harika şanslar.