A failure Çeviri Türkçe
2,539 parallel translation
That I'm a failure?
Başarısız biri olduğumu mu söylüyorsun?
Sweetie, we'd written you off as a failure years ago.
Tatlım başarısız olacağın yıllar öncesinden belliydi.
♪ But a failure's shoes ♪
Ama başarısızın ayakkabılarına.
♪ So if you've got the time, this is where my story begins ♪ ♪ They told me I was born to lose ♪ ♪ I got a winner's heart but a failure's shoes ♪
â ™ ª Eğer vaktin varsa, işte oyun başlıyor. â ™ ª â ™ ª Bana kaybetmek için doğduğumu söylüyorlar. â ™ â ™ ª Kazananın kalbine sahibim. â ™ ª â ™ ª Ama başarısızın ayakkabılarına. â ™ ª
Basically saying her life is a failure and you have no right to do that.
En basitinden hayatta başarısız olduğunu söylemek, bunu ona yapmaya hakkın yok.
So many times I think especially as young women we carry that burden that we're going to look like a failure. That it's shameful.
Çoğu kez bence özellikle genç kadınlar olarak kusurlu biri gibi görülme yükünü taşırız.
Look, I may just be the brilliant scientist relegated to shouting out the obvious in terms of chevrons here, but while I'm stating the obvious, this mission is already a failure.
Burada sembollerin kodlandığını ilan eden parlak bir bilimadamı olablilirim. Gerçeği söylemek gerekirse,... bu görev çoktan başarısız oldu.
"What we have here is a failure to communicate".
"Burada olan şey iletişim eksikliği."
Lovely, did anyone ever tell you that you are a failure at lying?
Lovely, hiç sana kötü bir yalancı olduğunu söyleyen oldu mu?
Boy, do you feel like a fool and kind of like a failure.
Kendimi aptal gibi hissediyorum ve sanırım beceremedim. - Biliyor musun?
I said a failure, not an explosion!
Boz dedim, havaya uçurdu!
You are a failure.
Sen bir başarısızlık örneğisin.
At love, at war, a failure as a man.
Aşkta, savaşta, bir erkek olarak başarısızsın.
The workup we did on both these guys shows a failure to graduate high school, with very limited work experience, so scrubbing bedpans and changing sheets is about the best they could hope for.
Yani, lazımlık temizleyip çarşaf değiştirmek bulabilecekleri en iyi işmiş. İstedikleri iş değil diye bırakmalarının imkânı yok.
At what point do you think Percy will chalk this mission up as a failure?
Bu görev başarısız olursa sence Percy ne yapacak?
Instead, let's just go knock on all the doors of all our neighbors and tell'em I'm a failure!
Onun yerine, git tüm komşularımızın kapısını çalıp onlara benim bir fiyasko olduğumu söyle!
Let's just go right now and tell everyone how much of a failure I am.
Hemen şimdi git ve herkese nasıl bir fiyasko olduğumu anlat.
Chris is a failure.
Chris bir fiyasko.
Well, I'm sure it's going to piss you off again, but I'm just concerned that I was such a- - a- - such a failure as a father that Bernard is some kind of weird freudian substitute.
Yine seni çok kızdıracağına eminim ama endişelendiğim bir şey var, ben o kadar o kadar kötü bir babayım ki Bernard da bir nevi benim yerime koyduğun Freudyen bir yedek gibi.
So it's my fault you're a failure, huh? .
Yani benim yüzümden başarısızsın, ha?
- You think I'm a failure? .
- Başarısız olduğumu mu düşünüyorsun?
Before, it was over, but it wasn't... It wasn't a failure, you know?
Bitmeden önce, başarısızlık değildi.
A failure for P2P.
LK başarısız oldu.
Palace records say she contracted a liver disease And died of sudden liver failure
Saray kayıtları, bir karaciğer hastalığına yakalandığını ve karaciğer yetmezliğinden dolayı aniden öldüğünü yazmaktadır.
He knew the circuit, he knew it well, and a mechanical failure happened and it happens to the best of riders.
Pisti bilirdi hemde çok iyi bilirdi Ve mekanik arıza oldu En iyi sürücülerin başına gelebilir
He's a retirement, mechanical failure at Laurel Bank.
Laurel Bankta yaşadığı mekanik arızayla yarış dışı kalıyor
A retirement at Laurel Bank. A mechanical failure.
Laurel Bank yarış dışı mekanik arıza
You'd like to think that it's a mechanical failure rather than a crash.
Bir kazadan çok mekanik arıza olmasını düşünmek istiyoruz
You know, the red flags come out and you've got to come back and tune yourself back in, and get dialled in and ready for the restart and the restart looking like it was going good and then we had a kill switch failure.
Kırmızı bayraklar çıkınca pite döndük Başlamak için kendimize yeniden ayar vermek gerekir Yeniden iyi bir başlıyorsun
Lies like your golf score being a reflection of your true identity and self-worth, or that failure in golf is failure in life.
Golfteki skorunun senin gerçek kimliğinin ve kendine olan saygının bir yansıması olduğu yalanı. Golfteki başarısızlığının hayattaki başarısızlık olduğu yalanı.
It's a cascade failure.
Kademeli olarak kapanıyorlar.
It was easier to get rid of the child to not be questioned again rather than to have a child and be looked upon at that time like another failure.
Çocuktan kurtulma fikri tekrar sorgulanmaktan bir çocuk sahibi olmaktan ve o zamanlarda başka bir başarısızlık olarak görülmekten daha kolaydı.
John Hopkins crashed in the same corner as Rossi two years earlier, but this was a machine failure.
John Hopkins, Rossi'nin iki yıl önce kaza yaptığı virajda kaza yaptı ama onunki makine arızasıydı.
It was such an odd place where I had crashed because it was a bike mechanical failure, and one of the forks actually didn't compress when I went in to brake, so that the front just slid and I went off in fifth gear, wide open,
Çok tuhaf bir yerde kaza yaptım. Mekanik bir motosiklet arızasıydı. Frene bastığımda çatallardan biri kompres yapmadı, o yüzden ön lastik kaydı ve beşinci viteste yoldan çıktım, verilere göre, son hız duvara çarptığımda saatte 270 km hızla gidiyormuşum.
You know it's ironic, you giving me a lecture on failure, given you've been the worst father a child could ever have.
Bir çocuğun sahip olabileceği en kötü babanın bana başarısızlıkla ilgili konferans vermesi çok manidar.
Yeah, respiratory failure a few hours ago.
Bir kaç saat önce, solunum yetmezliği.
The P.A.L. system is predicting its own failure.
T.A.L. sistemi kendi hatasını tahmin etti.
Suffered a major electrical failure.
Önemli bir elektrik arızası mevcut.
On Titan, a power outage could cause life-support failure.
Titan'da enerji kesintisi yaşamı sürdürmeye mani olabilir.
And their failure will be a massive blow to all of you.
eğer onlar batarsa hepinize büyük bir şekilde patlayacak.
For those who supported the $ 700 billion Wall Street bailout, it was a surprising and stunning failure when the House of Representatives voted to reject it.
700 Milyar dolarlık kurtarmayı destekleyenler, için şok edici bir başarısızlık Temsilciler meclisinden hayır çıktı.
We're not gonna allow ourselves to fail, cos failure's a giant bitch with sharp claws.
Yenilgiye tahammülümüz yok çünkü yenilgi keskin tırnakları olan koca bir orospu gibidir.
If this was supposed to help me get my memory back it's a colossal failure.
Eğer bunun benim hafızamın geri gelmesine yardımcı olması gerekseydi muazzam bir fiyasko olmuş, olurdu.
Wasn't a total failure.
Tamamen başarısızlık değildi.
Failure to do so will result in a points deduction.
Aykırı bir durumda puanlarınız silinebilir.
Failure as a mother.
Annelik yapmakta berbatmışım gibi.
See, if you want to go for more than, say, 50 yards, you're looking about a 70 % chance of catastrophic failure.
Daha uzağa fırlatmak istersen, mesela 45 metre diyelim feci bir başarısızlığa uğrama ihtimalin aşağı yukarı % 70.
Oh, failure to pay child support. Ah, a deadbeat dad to one kid already.
Çocuk nafakasını yatırmadığı için.
They will consider it a huge failure if they don't bring Wills back alive.
Wills'i canlı olarak getiremezlerse bunun büyük bir başarısızlık olacağını düşüneceklerdir.
He said he was a failure.
Başarısız olduğunu söyledi.
The rocket failure was a cover.
Roket arızası bahaneydi.