A fool Çeviri Türkçe
9,390 parallel translation
Is your mother a fool?
Anneni aptal mı sanıyorsun sen?
Only a fool would knowingly interfere with Gibbs'methods.
Sadece bir aptal Gibbs'in yöntemlerine burnunu sokar.
You're a fool.
Aptalın tekisin sen.
I say take her to bed, make me look like a fool?
Onu yatağına götür desem, bu beni aptal gibi mi gösterir?
- You are a fool, Hela.
- Aptalsın Hela.
You're a fool.
Tam bir aptalsın.
My religion prohibits me from taking advantage of a fool more than ten times.
Benim dinim bir aptaldan 10 seferden fazla kâr sağlamayı yasaklıyor.
Blake Tanner is both arrogant and a fool.
Blake Tanner kibirli ve aptal.
And then we're gonna prove to anyone who cares to listen that Blake Tanner has been a fool these past five years.
Ve sonra da dinlemek isteyen herkese Blake Tanner'ın beş yıldır aptal olduğunu kanıtlayacağız.
And a fool's errand.
Sizce buraya nasıl girdik?
Oh, you're just trying to push me into a fight with an old man so I look like a fool.
Beni aptal gibi görüneyim diye yaşlı bir adamla kavgaya sokuyorsun.
But, Mary, he's a fool to shut you out, king or not.
Ama, Mary, seni dışlayarak tam bir aptallık yapıyor. Kral da olsa bu böyle.
And if you think otherwise, you're a fool, and you will die a fool's death.
Ve diğer türlü düşünüyorsan salaksın demektir ve ölümün bir salağın ölümü olarak kayıtlara geçecektir.
How could I have been such a fool?
Nasıl bu kadar aptal olabildim.
But she made a fool out of me
Ama beni maskaraya çevirdi.
Why would you do a fool thing like that?
Böyle salakça bir şeyi neden yaptın?
Don't be a fool, take it.
- Aptal olma, al şunu!
Yeah, well, I guess that makes me a fool.
Salaklık ettim galiba.
I was a fool to believe that.
Buna inanan bir aptalım.
Like a fool.
Bir aptal gibi.
What a fool you are.
Ne kadar da safsın.
♬ Like a fool, ♬
Bir budala gibi gülümsüyorum ~
Were you guys that close to make me a fool?
Siz ikiniz beni birlikte tongaya getirecek kadar yakın mısınız?
Living with him after what happened is what a fool will do.
Bu olaydan sonra onunla yaşamaya devam etmek aptalca olurdu.
♬ I laugh like a fool ♬ Why is this so tacky?
Neden bu böyle yapış yapış?
You're a fool.
Seni aptal kadın.
You made a fool of me, boy.
Beni aptal yerine koydun, evlat.
You were a fool.
Aptaldın.
No boasting like a fool.
Aptal gibi palavra atmak yok.
So maybe she should come and make a fool out of you.
Belki de gelip sizlerle alay etmeli biraz.
So while your men make a fool of you, you're out here trying to make par.
Yani adamların sana kazık attığında sen gelip buraya vuruş yapıyorsun.
When your men make a fool of you, you are making a fool of me, and that is unacceptable.
Adamların sana kazık attığında sen bana kazık atıyorsun demektir ve bu kabul edilemez.
- or I'm gonna feel like a fool. You okay?
-... yoksa kendimi aptal gibi hissedeceğim.
Making a fool of the Bureau, hiding behind his informant status to run roughshod over my city.
Büroyla alay ediyor, muhbirliğin ardına sığınarak şehrime zarar veriyor.
You're either a desperate man or a fool to come all the way to Nantucket.
Nantucket'dan buraya kadar geldiğine göre ya gözü dönmüş ya da ahmağın önde gidenisin.
Far enough for only a fool to go.
Ancak bir aptalın gidebileceği uzaklıkta.
But I let a man make a fool of me
Ama bir adamın beni maskara etmesine izin verdim
No, I'll make a fool of myself.
Hadi ama. Hayır. Kendimi küçük düşüreceğim.
You're a fool.
Sen bir aptalsın.
And I stood beside you like a grinning fool!
Ben ise yanında salak gibi sırıtarak durdum.
Call me a sentimental old fool, or maybe I'm just excited about the idea of getting someone out for a change.
Bana hassas, ahmak ihtiyar deyin ya da birilerini ülkeden çıkarma fırsatı fikri beni heyecanlandırdı belki.
A fool.
Aptal!
We both know he's a lazy fool.
İkimiz de tembel budalanın teki olduğunu biliyoruz.
- When I was a human, fool.
- İnsanken diyorum, şapşal.
A disguise good enough to fool these nursery guards.
Kreş korumalarını kandırmak için yeterince iyi bir kılık değişikliği.
I'm a damn fool.
Çok aptalım.
"since revealed to be nothing more " than a daft and utter fool. "
"... sonrasında aptal ve budalanın teki haline geldi... " diyeceğiz.
You're a damn fool.
Seni lanet olası aptal.
Don't be a fuckin'fool.
Aptal olma.
- A King is a lazy fool.
- Kral aptal tembelin teki.
- What a clumsy fool I've been.
- Ne sakar aptal adammışım ben?