A partner Çeviri Türkçe
6,273 parallel translation
# Well, that's exactly why you need a partner #
İşte bu yüzden bir ortak lazım
Just my luck to get a partner that thinks Moby Dick was a hockey player.
Moby Dick'i hokey oyuncusu sanan bir partnerim olması büyük talihsizlik.
Come on everyone, find a partner.
- Herkes kendine bir eş bulsun.
There's like no limit to the amount you can work, which is like, part of the deal when you become a partner.
İstediğin kadar çalışabilirsin, yani hiçbir sınır yok. Ortak olduğunda bu, anlaşmanın bir parçası oluyor.
Maybe it was easier for Mr. Shue'cause he didn't have a partner to answer to.
Belki hesap verecek bir ortağı olmadığı için Bay Shue'nun işi daha kolaydı.
So, our weekly lesson is to find a partner that has a different style than you and work together to mash up an Alanis and a Carole song. Kurt and I will demonstrate...
Bu haftaki dersiniz sizden farklı tarza sahip bir partner bulmak ve birlikte Alaniz ve Carole'ın bir şarkısını karışım yapmak.
This is the former Commissioner Tagliabue, did you know that Paul was a partner in Covington and Burling?
Paul'un Covington Burling'in ortağı olduğunu biliyor muydun?
And I cannot do that with a partner who might be more concerned about advancing his career than he is about realizing this goal.
Bunu bazı şeyleri gaye edinmektense kariyerine tutkun birisiyle başaramam.
You wanted to be a partner to the consortium, did you not?
Konsorsiyuma katılman için seni zorlayan olmadı değil mi?
How is it you see such a partner in him and such a villain in me?
Nasıl oluyor da onu ortağın, beni düşmanın olarak görüyorsun?
As an outsider only you didn't have a partner.
- Yabancı olduğun için ortağın yoktu.
But with a partner, eighteen's a whole lot better.
Fakat bir ortakla on sekiz bin çok daha iyi.
I got back from a long drive and... I wasn't just an ass in a saddle this time, I was a partner.
Sadece uzun bir yoldan geldim ve bu kez sadece at binen kişilerden biri değildim ortaktım da.
- You don't have a partner?
- Kocan yok mu?
- Well, he had a partner.
- Bir ortağı vardı.
I'm looking for a partner with...
Bir ortak arıyorum da...
Practice sparring with a partner.
İdman arkadaşınızla pratik yapacaksınız.
Grab a partner.
Bir partner bulun.
I could probably smooth things over with Ross as a thank-you for the generous opportunity you've given me to partner with Kiira in "Rubies."
"Rubie" de Kiira'yla partner olma şansını verdiğin cömert fırsatın için bir teşekkür olarak Ross'la olan işleri tatlıya bağlayabilirim.
And the moral of the story... everybody needs a partner.
Bu kıssanın özü... Herkesin bir yardımcıya ihtiyacının olmasıdır.
For this, I need a partner with knowledge of the sea and I need a partner I can trust.
Bunun için, denizi bilen ve ve güveneceğim bir partnere ihtiyacım var.
For this, I need a partner I can trust.
Bunun için sırtımı dayayabileceğim bir ortağa ihtiyacım var.
I am a partner in Waters, Cowan and Donovan.
Watters, Cowan ve Donovan şirketinin ortaklarından biriyim.
Doesn't he have a partner?
Onun bir sevgilisi yok muydu?
You... you need a partner by your side.
Senin... Senin bir partnere ihtiyacın var.
You had a partner killed.
Senin sadece bir ortağın öldürüldü.
Find a partner?
- Ortaklık için mi?
Surely you have an opinion about the sexual performance of a new partner.
Yeni seks partnerinin seks performansı hakkında mutlaka bir fikrin vardır.
Like some weird version of a chubby chaser?
Hani şu kilolu partner arayan acayip tiplerden?
I could really use a dance partner.
Dans partneri arıyorum.
When I draw a name, stand if you want to be their partner.
Çektiğim ismin mektup arkadaşı olmak isteyen ayağa kalksın.
They need a sparring partner for somebody, you wouldn't get to compete.
Antrenman partneri arıyorlar,... müsabaka olmayacak.
And a good partner will push you to the summit... but at the same time, keep you aware of the risks that are involved with it.
Ve iyi bir ortak zirvesi sizi itecektir... ama aynı zamanda, onunla ilgili olan risklerin farkında tutmak.
[Jenni Continuing] But I was also worried about the well-being of the entire team... because... just to go up onto a face like that with a weak partner... where, what if they got into another big, bad storm?
[Jenni Devam] Ama aynı zamanda tüm ekibin refahı hakkında endişeli... Sadece zayıf bir ortakla böyle bir yüzüne gitmek... Çünkü... nerede, onlar başka bir koca, kötü fırtınanın içine var ne olur?
You can flip a coin with your partner for it.
Aranızda almak için yazı-tura atabilirsiniz.
And my partner fails to recognize that, as defense attorneys, we're never gonna be able to keep the lights on, waiting on a horde of innocent souls to stumble into our loving arms.
Ve ortağım şunu anlamıyor ki savunma avukatları olarak masum ruhların kollarımıza düşmesini bekleyerek ışıkları bile açık tutamayız.
You my partner for a long time.
Uzun zamandır ortağımsın.
If I don't find a suitable partner soon I'm gonna kill myself by throwing myself out of one of room Out the window
Yakın zamanda kendime uygun partneri bulamazsam odalardan birine girip pencereden aşağı atlayarak intihar edeceğim.
Yeah, it's a great opportunity for me, especially if I want to make partner.
Evet, özellikle partner olmak istiyorsam benim için büyük bir fırsat.
She sounds like a wonderful partner for you.
Senin için harika bir eşe benziyor.
In the line of duty, me and my partner were chasing down a mysterious Kung Fu-master.
Görev sırasında, ben ve ortağım gizemli bir Kung-Fu ustasını kovalıyorduk.
You need to start following the rules like the rest of us, so I'm assigning you a new partner.
Bizim kurallara uyduğumuz gibi sen de uymalısın. Bu yüzden sana yeni bir ortak atıyorum.
It sounds like a crass attempt to drive a wedge between my partner and I to achieve for yourself a controlling influence over our little triumvirate.
Çıkarımım şu ki üçlü yönetim yapımızı zayıflatıp bundan çıkar sağlamak için ortağımla aramıza nifak tohumları ekiyorsun.
Is that gonna be a problem... Partner?
Bu sorun olur mu, ortak?
Last night we called our artist.. .. to make a sketch of his partner.
Dün gece, ortağının resmini çizsin diye ressamımızı çağırdık.
BP's compensation fund has made a final settlement payment to one out of 91, 000 people waiting for checks, and that was a $ 10 million payout to a BP business partner.
BP nin tazminat fonu çek bekleyen 91,000 kişi için son bir ödeme ayarlaması yaptı ve bu BP iş ortağına yapılan 10 milyon dolarlık bir ödemeydi
Yes, I've got a French partner now.
Evet, şimdi Fransız bir ortağım var.
She's going to be a producer and I'd be her partner.
Yapımcı olacak ben de onun ortağı olacağım.
Don't even know how I was born in that family just waiting to get out of there anyway tell your partner to mend her ways or get used to travelling in a Metro
Nasıl hiç bilmiyorum. Dışarıda bekliyorum. Neyse partnerine yöntemini değiştirmesini yoksa metroya alışmasını söyle.
He's a silent partner at an upscale sports bar in Dallas called Donovan's.
Dallas'ta, Donovan adında bir spor barının gizli ortağı.
Oh, I would be a poor partner.
Çok yetersiz bir partner olurum.