English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / İngilizce → Türkçe / [ A ] / A problem

A problem Çeviri Türkçe

39,071 parallel translation
It's not a problem, dude.
Sorun değil dostum.
Which was a problem, because... he was in all of it.
Bu bir problemdi, çünkü... O'nun hepsindeydi.
We got a problem.
Bir sorunun var.
He won't be a problem.
Hallettim.
Look, I clearly have a problem.
Bak, belli ki bir sorunum var.
- We got a problem here.
SONUÇ BULUNAMADI - Bir sorunumuz var.
And that's a problem, sir.
- Sorun da bu, efendim.
It was still early, so it wasn't a problem.
- Daha erkendi, sıkıntı yok yani.
Shouldn't be a problem.
Sorun olmasa gerek.
Do you have a problem?
Bir sorun mu var?
Yes, but there's a problem.
Evet ama bir sorun var.
Is there a problem?
Bir sorun mu var?
There's a problem in the armory.
Cephanelikte sorun var.
The noddies too have a problem.
Nodilerin de bir sorunu var.
It's true that there can be safety in numbers, but numbers can also be something of a problem when you're trying to find your own nest.
Yüksek sayıların güvenlik sağladığı doğru, fakat problem de yaratabilir.
Guys, that might be a problem.
Çocuklar, şu bir sorun olabilir.
Either way, we got a problem.
Her halükarda, bir sorunumuz var.
You got a problem with me in charge, talk to Hera when we get back.
Benim sorumlu olmamla ilgili bir sorunun varsa geri döndüğümüzde Hera'yla konuş.
We got a problem.
Bir sorunumuz var.
You got a problem with me?
Ne, açıkta bir şey mi gördün?
But we have a problem.
Ama bir sorunumuz var.
We have a problem.
Bir sorunumuz var.
There's a problem.
Bir sorun var.
- Guys, we got a problem.
- Çocuklar, bir sorunumuz var.
Yeah, Mac, we got a problem.
Mac, bir sorun var.
I think we got a problem.
Bir sorunumuz var.
- Okay, guys, we've got a problem.
- Pekala millet bir sorunumuz var.
We heard there might be a problem with the chain.
Zincirde sorun çıktığını duyduk.
No, seriously I don't have a problem with the Hulk.
Hayır, ciddiyim Hulk ile ilgili bir sorun yok.
Not a problem, Doctor.
Sorun yok, doktor.
Anybody got a problem with that?
Bununla bir sorunun mu var?
So, i had a problem.
Yalnız bir sorunum var.
That a problem?
Bu bir sorun olur mu?
Number two, Miracella won't be a problem anymore, so call off your dogs.
İkincisi, Miracella artık sorun olmayacak. O yüzden köpeklerini geri çağır.
It was a generous portion, but she finished it, no problem.
Bol kepçe koymuştuk ama bitirdi. Sorun yok.
I could cannibalize the wiring from the nav system, and if I had some iron, maybe I could patch up the hole, but... our big problem is, we're short a couple capacitors.
Navigasyon sistemindeki kablolarla devrelerdekileri değiştirebilirim, hatta biraz demir bulursak deliği bile kapatabilirim, ama en büyük problemimiz elimizde kapasitörümüz yok.
Well, it could just be a technical problem with the Lifeboat.
Makinada teknik bir problem çıkmış olabilir.
That's a potential Batson problem.
Bu, potansiyel bir Batson problemi.
Lowell, I got a serious problem here.
Lowell, burada ciddi bir sorunumuz var.
You have a serious problem.
Ciddi bir sorununuz var.
Is there a... problem?
Bir sorun mu var?
Well, when issues arise, first time it's a concern, second time it's a problem, third time it's a pattern. Walter created a canoe-shaped hot dog, a heavy lead hat for children...
Walter, kano şekilli sosisli, çocuklar için kurşundan ağır bir şapka yaptı...
And there is a logic and problem-solving portion.
Sınavda mantık ve sorun çözme bölümleri var.
I think we're looking at a major problem!
- Bence daha mühim bir sorunumuz var.
EZRA : Uh, there's a little problem with that.
Bu konuda ufak bir sorunumuz var.
Actually, we have a big problem.
Aslında, büyük bir problemimiz var.
We have a personnel problem.
Kişisel bir sorunumuz var.
Which is a big problem.
Bu da bir problem.
The problem is this. Um, I was a 15 years old once.
Sorun şu ki ben de bir zamanlar 15'tim.
Most people don't know this, but you don't remove the diseased kidney unless it's causing a medical problem.
Pek çok kişi bilmez ama tıbbi bir soruna yol açmayacaksa böbrek alınmaz.
Um, it was a drywall problem.
Kuru duvarda sıkıntı varmış.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]