Abandon Çeviri Türkçe
3,677 parallel translation
The train set that they worked on for four days before dad got called away to a conference and had to abandon it?
Babamla dört gün çalıştıkları sonra babamın konferans diye gidip onu yalnız bıraktığı tren seti mi?
I mean, your mother did abandon you.
Yani, annen seni terk etti.
She won't abandon her baby.
Bebeğini terketmeyecek.
But this female can't abandon her brood.
Ama bu dişi, yavrularını terk edemez.
You either approach it with abandon or not at all.
Ya ona terk etmekle yaklaşırsın ya da hiç.
Love and abandon.
Aşk ve terk etme.
And our Rings are too low to abandon ship.
Ve yüzüklerimizde de yeteri kadar güç yok.
Hardworking citizen of this country. I think he deserves the same rights As a woman who would abandon her children.
Bence kendisi, çocuklarını terk edip giden bir kadınla aynı haklara sahip olmayı hak ediyor.
All survivors, abandon all weapons and exit the ship.
Gemide yaşayan varsa silahlarınızı atın.
Well, we could abandon pool for the "Ms. Pac-Man" in the back.
Arkadaki "Ms. Pac-Man" icin bilardoyu bırakabiliriz.
You're gonna abandon the biggest fucking concrete pour in Europe to hold someone's fucking hand because she's fragile?
Kadın narin diye elini tutacağın için Avrupa'nın en büyük beton dökümünü terk mi edeceksin?
Just abandon them all?
Hepsini görmezden mi geleyim?
Oh, before you know it, he'll be a man, and ready to abandon you for college.
Sen anlayamadan, adam olmuş üniversiteye gitmek için evi terk ediyor.
But as soon as we face each other in battle, he will abandon Warwick, and fight by my side.
Ama savaşta birbirimizle karşılaştığımızda... Warwick'ten ayrılıp benimle birlikte savaşacak.
But as soon as we face each other in battle, he will abandon Warwick and fight by my side.
Ama savaşta karşılaştığımız anda Warwick bırakıp benimle birlikte savaşacak.
How many children will die if you abandon your practice?
Görevini bırakırsan can verecek kaç çocuk var?
'We don't abandon children injured in our service, Robert.'
Emrimizde çalışan yaralı çocukları terk edemeyiz Robert.
She says that she's lucky that I didn't abandon her after everything that happened.
Olan her şeyden sonra onu bırakmadığım için şanslı olduğunu söylüyor.
- Right after you tell me what possible reason a person could have to abandon his precious baby girl.
- Gideceksin, bana bir insanın değerli bebeğini neden terkedebileceğini anlattıktan sonra gideceksin.
If his ultimate objective is the kid, then he may abandon his schedule altogether.
Eğer asıl hedef çocuksa o zaman eski planına sadık kalmayacaktır.
I could never just abandon it.
Asla onu terk edemem.
You're saying we should abandon the project?
Projeden vazgeçmemiz gerektiğini mi söylüyorsun?
If he can't rebuild it, he'll abandon the project.
Yenileyemezse projeden vazgeçer.
That if you turned my angel into the very thing I most despise, I would abandon my principles? I don't change my mind.
Meleğimi en nefret ettiğim şeye dönüştürerek ilkelerimden vazgeçeceğimi mi sandın?
My boyfriend has decided to abandon me in cold, smelly Manhattan so that he can hang loose on party island.
Sevgilim soğuk, pis kokan Manhattan'da beni terk etmeye karar verdi. Böylece kendisi parti adasında keyif yapabilir.
I can't abandon him.
- Onu terk edemem.
You know, I think the lesson here is that if your community has problems, you don't abandon it.
Sanırım buradan çıkarılacak ders şu : Toplumunda sorunlar varsa onu terk etmezsin.
I just abandon Catherine into your so-called hands?
Catherine'i öylece senin sözüm ona ellerine mi terk edeyim?
Why would he abandon it?
Neden terk etsin ki?
♪ Why did you abandon her? ♪
Onu neden terk ettin?
- Perhaps not destroyed... just damaged enough that our shared form will no longer be of use to you and force you to abandon what remains, for regaining my freewill, even over a mangled and deficient frame,
Belki yok ettirmek değil... sadece paylaştığımız bedenimin artık işine yaramayacak duruma gelmesi ve kendi özgür irademi geri kazanmak için seni terk etmeye zorlamaktı çünkü korkunç bir şekilde yaralanmak ve eksik bir vücuda sahip olmak hayatta kölen olarak var olmaktan iyidir!
"When it comes to dreams, one might falter, " but the only way to fail is to abandon them.
"Mevzubahis hayaller olunca, insan sendeleyebilir ama kaybetmenin tek yolu onlardan vazgeçmektir."
Uncle Marshall was just about ready to abandon his faith in humanity.
Marshall amcanız insanlığa olan güvenini kaybetmek üzereydi.
They flaunted their nakedness for the cardinals with the abandon for which Roman prostitutes are renowned.
Bu konuda nam salan Romalı fahişeleri geride bırakarak kardinaller önünde coşkuyla çıplak vücutlarını sergilediler.
But abandon me, and we live in ruins.
Ama bana sırtını dönersen hepimizin sonu felaket olur.
Thank you, but I can't ask my husband to abandon his career.
Teşekkür ederim ama kocamdan kariyerini bırakmasını isteyemem.
- Kang, and "abandon"
- Kang ve "terk edilmiş"
Whether I abandon you or...
Ya senden vazgeçeceğim ya da...
If there's one thing I've learned in all my years, in all my journeys, Miss Murray, is that when it comes to dreams, one may falter, but the only way to fail is to abandon them.
Tüm hayatımda, tüm geçirdiğim şeylerden öğrendiğim bir şey varsa Bayan Murray, o da mevzubahis hayaller olunca insan sendeleyebilir ama kaybetmenin tek yolu onlardan vazgeçmektir.
When it comes to dreams, one might falter, but the only way to fail is to abandon them.
Mevzubahis hayaller olunca biri olmayabilir ama kaybetmenin tek yolu onlardan vazgeçmektir.
I know that you were prepared to abandon your vendetta for Jack last summer.
Nolan'la konuştum. Geçen yaz Jack için kan davandan vaz geçmeye hazırmışsın.
- But I would have to abandon Kellog.
- Ama Kellog'u bırakmam gerekecek.
Don't abandon me, don't tire of me.
Beni bırakma, benden yorulma.
The city was emptied in a few hours 2 million people leave the city and abandon their house, their friends, their memories or to sum up : the old world
Şehir bir kaç saat içinde boşaltıldı. 2 milyon kişi şehri ve evlerini, ailelerini, hatıralarını özet olarak, eski dünyayı terk etti.
He did not abandon us :
Bizi terk etmedi.
Abandon the excavation.
Kazı alanını terk edin.
If we abandon the mentally ill, if we send them back to their homes untreated, in the end, their sickness escapes.
Delileri terk edersek onları tedavi etmeden evlerine gönderirsek eninde sonunda hastalıkları geçer.
Uh... my boy would never abandon me at a time like this.
Oğlum beni böyle bir zamanda asla bırakıp gitmez.
How did I just abandon my dream so quickly?
Rüyamı nasıl bu kadar çabuk terk ettim?
Abandon ship.
Gemiyi terk edin.
Wheeljack, you do not want to make me abandon a complex equation to venture outside my comfort zone.
Wheeljack, rahat olduğum bölgenin dışında karmaşık işleri göze aldığım bir durumda beni terk etmek istemezsin.