Addie Çeviri Türkçe
337 parallel translation
And there's no point in writing to Addie, way out there in California.
Addie'ye yazmanın da bir manası yok, ta Kaliforniya'da bir yerlerde.
And Addie's doing nothing to help.
Addie de hiçbir şey yapmıyor.
What about Addie?
Addie neden olmasın?
Cora's doctor says that Father positively has to go where there are no hard winters, and we thought, on account of Addie living in California...
Cora'nın doktoru, babamın mutlaka kışı sert geçmeyen bir yere gitmesini söylüyor. Ve biz de düşündük ki, Addie'nin Kaliforniya'da yaşamasından dolayı...
Cora thought that Addie would take you both.
Cora, Addie'nin ikinizi de alacağını düşünmüştü.
Addie says she can't.
Addie alamayacağını söylüyor.
Well, give Addie my love, and tell her to take good care of you.
Addie'ye sevgilerimi ilet, ve ona sana iyi bakmasını söyle.
- Addie.
- Addie.
Those crabs will make fine eating, Addie.
O yengeçlerden iyi yemek olur, Addie.
Hello.
Selam, Addie.
She's fine, thank you.
İyi. Sağol, Addie.
Addie, will anybody think I'm pretty now?
Addie, sence şimdi de güzel olduğumu düşünen var mıdır?
Addie, make the dinner biscuits yourself tonight.
Addie, akşama çörekleri sen hazırla.
Addie, clean up.
Addie, ortalığı temizle.
Addie, Papa's coming back.
Addie, babam geri dönüyor.
Go upstairs and lay out Miss Alexandra's things.
Addie, yukarı çık ve Alexandra'nın eşyalarını hazırla.
Addie has babied you too much.
Addie seni hala bebek gibi görüyor.
I must help Addie get your things together.
Gidip Addie'nin eşyalarını toparlamasına yardım edeyim.
-'Board! - Bye, Addie.
Hoşçakal, Addie.
- All right.
- Tamam, Addie.
- Where will I put these books?
- Bu kitapları nereye koyayım, Addie?
Careful, Addie.
Dikkatli ol, Addie.
This is Father's very special medicine.
Addie, bu babamın ilacı. Özel bir ilaç.
Addie, is your coffee as good as it used to be?
Addie, kahven eskisi gibi güzel mi?
Do you hear me?
Duydun mu, Addie.
Thank you, Addie.
Teşekkür ederim, Addie.
All right, Addie.
Tamamdır, Addie.
Coming, Addie.
Geliyorum, Addie.
- Addie, a party! What for?
- Addie, parti ne için?
There's something else in the Bible, Addie.
İncil'de bir hikaye daha var, Addie.
Addie, quick.
Addie, çabuk.
Addie, Cal, come here!
Addie, Cal, buraya gelin!
- What's wrong?
- Addie, ne oldu?
- Addie didn't say.
- Addie bir şey söylemedi.
All right.
Tamam, Addie.
I'm very tired, and I'm going up to bed.
Addie, çok yorgunum. Yatmaya gidiyorum.
Addie said there were people who ate the Earth... and people who stood around and watched them do it.
Addie bu dünyayı yese de doymayacak insanların ve bunu kayıtsız bir şekilde izleyen insanların olduğunu söyledi.
But would you ask the lady with the pearl necklace... if it shouldn't be Mrs. A.P... "A" for Addie.
Bilmiyorum. İnci kolyeli hanımefendiye bir sorar mısın "Bayan A.P" mi olacakmış... "A" Addie'nin baş harfi.
Addie, this is absurd.
Addie, bu çok saçma.
Addie's usually so levelheaded about everything.
Addie normalde her konuda aklı başında davranır.
But as far as Addie's concerned... he seems to be a bit of a hypnotist.
Ama Addie'ye bakarsan adam bir parça hipnozcu gibi görünüyor.
Addie Ross... she used to be sort of your ideal, wasn't she?
Addie Ross ile eskiden çıkardınız, değil mi?
Now how did Addie get into this conversation?
Addie bu konuşmanın içine nasıl girdi?
It just so happens that the dress I bought... that you picked out of Vogue that some woman happened to leave on the train... is exactly the dress that Addie Ross wore to the concert two weeks ago!
Sadece her nasılsa, bir kadının trende unutmuş olduğu moda dergisinde görüp beğendiğin, benim de aldığım elbise iki hafta önce Addie Ross'un konserde giymiş olduğu elbisenin aynısı!
Because each week I receive in return 100 pieces... of what Addie Ross calls "the most restful shade of green in the world."
Çünkü her hafta karşılığında, Addie Ross'un "dünyanın en rahatlatıcı yeşili" dediği şeyden 100 adet alıyorum.
Addie again.
Yine Addie.
Why is it that sooner or later, no matter what we talk about... we wind up talking about Addie Ross?
Niye, ne konuşursak konuşalım sözü, eninde sonunda Addie Ross'a getiriyoruz?
I'm Addie.
Addie benim.
Where's Addie?
Addie nerede?
Addie Ross left town this morning.
Addie Ross bu sabah kasabadan ayrıldı.
Who knows why Addie does or doesn't do anything?
Addie'nin bir şeyi niye yaptığını ya da yapmadığını kim bilir?