Administrator Çeviri Türkçe
677 parallel translation
The mine administrator, the technician?
Sendika başkanıyla mı?
And have the administrator kill the story.
Tereke memuru gazete haberini yasaklasın.
If I'm appointed administrator of the estate, I shall probably just call in Corey.
Tüm miras bana kalacaksa, büyük ihtimalle Corey'den yardım isterim.
We have the company's administrator who knows the code
İşinin kanuni yönünü bilen kumpanya idarecimiz var.
He is considered a good administrator.
İyi bir yönetici olarak tanınıyor.
- Moriyama, top administrator.
- Moriyama, baş yönetici.
An assistant chief in contracts, his boss, the administrator, and the vice president.
İhale departmanı başkanı, patron, yönetici ve başkan yardımcısı.
I'm an administrator, a desk jockey... trying to run a bureau of overworked men with underallocated... funds.
Ben yöneticiyim, masabaşı memuru. Çok az miktardaki bir ödenekle çok sıkı çalışan bu büroyu idare etmeye çalışan- biriyim.
We are the clan of the statistician and the administrator...
Biz istatistikçi ve yönetici boyundanız...
The administrator of this business until further notice is Antony Brtko.
Diğer bir emre kadar, dükkanın işletmecisi AnTono Brtko'dur.
You are the Aryan administrator of Mrs. Lautmann's shop, aren't you?
Sen Bayan Lautmann'ın dükkanının Ari işletmecisisin, değil mi?
Five years ago, during farmers riots, he slaughtered my whole village, supported by the administrator.
Beş yıl önce, çiftçi isyanında, yöneticinin desteğinde, bütün köyümü doğradı.
The relay will be blamed and the administrator will keep this money.
Böylelikle nakliye yeri lekelenecek ve yöneticimiz de paraya sahip olacak.
But a close friend of the administrator owned the local taxi service.
Ama valinin yakın arkadaşı yerel taksi şirketinin sahibiydi.
- Not here. He left with the civil administrator, who's been promoted.
Terfi edilen valiyle birlikte gitti.
I must bring this criminal to Arakawa administrator.
Bu suçluyu Arakawa'daki merkeze götürmem gerekiyor.
Once we're at the administrator, you won't have to worry.
Valinin yanına vardığımızda, endişelenecek birşeyin olmayacak.
But maybe I won't make it to the administrator.
Ama belki de vali bunu yapmayacak.
The administrator sends us to take over.
Vali bizi onları almamız için gönderdi.
Once at Arakawa administrator's house,
Arakawa valisinin evine ulaştığında,
If we leave now, We'll be at the administrator's by tonight.
Eğer şu an ayrılırsak, bu gece valinin evinde oluruz.
Take me to the administrator.
Beni valiye götür.
Administrator of regional Economy B.G. Saakhov
Komunist Parti Bölge Başkanı Yoldaş B.G. Saaxov
The chief city administrator, a Mr Hengist, is in charge of the investigation but has learned little.
Şehir idaresi başkanı, Bay Hengist, soruşturmayı yürütmekten sorumlu ancak çok şey öğrenemedi.
If I'm appointed administrator of the estate, I shall probably just call in Corey.
Teşekkür ederim. Tüm miras bana kalacaksa, büyük ihtimalle Corey'den yardım isterim.
You're a uniquely competent administrator.
Üstün bir yöneticisin.
Inform the administrator.
Yöneticiye haber verin.
- I'll report this to our administrator.
- Bunu yönetime bildireceğim.
I'll inform the administrator.
Yönetimi bilgilendiririm.
I'm Attilio Bressan, the administrator.
Adım Attilio Bressan, yöneticiyim.
- Attilio, the administrator. Yes, him.
- Attilio, yönetici.
You're an administrator.
Sen yöneticisin.
And during World War II, a remarkably effective espionage administrator.
İkinci Dünya Savaşında dikkate değer verimli casusluk faaliyeti yöneticisi.
Tried to cut some of the fat off, but Mr. Whyte's a splendid administrator.
Yağın bir kısmını kesmeye çalıştım ama Bay Whyte harika bir yönetici.
Also, the other patient in your father's room just overheard the whole confession... and told the Chief Administrator.
Bunlar yetmiyormuş gibi, babanın odasında yatan diğer hasta bütün itirafları duymuş. Hastanenin müdürüne her şeyi anlattı.
Captain Ritchie's a very fine administrator, and I'm sure he just wanted to expose me to some modern techniques.
Başkomiser Ritchie çok iyi bir yöneticidir, ve eminim, saadece bazı modern teknikleri görmemi istedi.
Well, you see, I am co administrator with the bank... of a trust fund set up by Tony's father.
Şey, ben bankanın Tony'nin babası tarafından oluşturulmuş güvence fonunun eş yöneticisiyim.
Kill Gemba Sawatari, who is now the administrator of the Totomi-Province.
Gemba Sawatari'yi öldür, şu an Totomi-Eyaleti'nin yöneticisi.
He became the administrator of the province of his fomrer clan.
Eski klanının vilayet yöneticisi oldu.
I want to be the administrator. and I want a written promise by you.
Yönetici olmak istiyorum ve bu konuda sizden yazılı bir belge talep ediyorum.
A murder is after the life of the administrator... of a province nearby.
Yakın illerden birinin yöneticisinin peşinde bir katil var. Yönetici, savaşçılara ihtiyaç duyuyor.
In the name of Chief administrator Wakita and the Kuroda-Clan... Please he wanted to meet his father so much... For our Clan... even when we have to sacrifice our lives...
Vali Wakita ve Kuroda-Klanı adına... gerekirse hayatlarımızı verebileceğimiz...
We, the chief administrator Wakita and myself think, we act right to let our clan survive..
Biz, vali Wakita ve ben, klanımızı kurtarmak için doğru şeyler yaptığımıza inanıyoruz.
I was told that by a colonial administrator ".
"Bana bir koloni yöneticisi tarafından söylenmişti."
Eichmann, with his experience in transportation, was appointed permanent administrator for this final solution of the Jewish problem.
Eichmann, ulaştırmadaki tecrübelerinden ötürü Yahudi sorununun Nihaî Çözümü için yapılacak işlerin başına getirildi.
For an administrator, the punishment would be to kick them out of school.
Yönetmeliğe göre bunu cezası hepsini okuldan uzaklaştırmaktır.
- Well, first I have to see the administrator.
- Şey, çünkü öncelikle yöneticiyi görmelisiniz.
To Mr. Lucien Herr, College of Advanced Education... 45 rue d'Ulm, Fifth Arrondissement, Paris... in care of Administrator Tarato...
Mösyö Lucien Herr, Eğitim Bilimleri Fakültesi Ulm 45. Sokak, 5. Mahalle, Paris Müdür Tarato eliyle St. Pierre de Samba, Fransız Kolonisi, Afrika.
He worked as the club administrator.
Kulüpte yöneticilik yaptı.
Thus the commissioners authorised me, Thomas Haringh, administrator to accept and to sell.
Ben, Thomas Haringh, satışı gerçekleştirmek üzere komisyon tarafından yetkili kılınmış bulunmaktayım.
He became the administrator of the province of his former clan.
Eski klanının vilayet yöneticisi oldu.